15 Nisan 2025
21YYTE.ORG Ukrayna Herkes İçin KIRIM İmtihanı

Herkes İçin KIRIM İmtihanı

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

 

Kırım bir özerk Sovyet Cumhuriyeti olarak 18 Ekim 1921’de tesis edildi. 25 Haziran 1946’da ise statüsü değiştirilerek Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’ne (RSFSC) bağlandı. 1948 yılında Sivastopol şehrine bağlı bir kent statüsü verildi. Nikita Hruşev döneminde, 26 Nisan 1954’de ise yine bir vilayet olarak Ukrayna Cumhuriyeti’ne devredildi. 12 Şubat 1991’de Kırım’da yapılan referandum sonucunda yeniden özerk cumhuriyet durumuna getirildi ve 4 ay sonra bu durum Ukrayna Anayasasında yer aldı.  26 Şubat 1992’de ‘’Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’’ ismi ‘’Kırım Cumhuriyeti’’ olarak değiştirildi. 21 Eylül 1994 yılında Cumhuriyetin adından “Sovyet Sosyalist” sözcükleri atılarak ‘’Kırım Özerk Cumhuriyeti’’ haline geldi.

Rusya’daki birçok kesim, hatta zaman zaman siyasiler Kırım’ın aslında Rusya’ya ait olduğunu ve Ukrayna’ya devredilmesinin gayrimeşru olduğunu savunmaktadır. Ayrıca Kırım’ın Ukrayna’ya devri sırasında herhangi bir referandum yapılmadığı, halkın iradesinin dikkate alınmadığı iddia edilmektedir. Bunun hem etik hem de hukuki açıdan yanlış olduğunu söylemekte yarar vardır. Kırım bir Türk-Tatar yurdu (devleti) olarak Rusya tarafından işgal edilmiş, demografik ve kültürel değerleri alt üst edilerek asimilasyona uğratılmıştır. Kırım Devletinin yıkılışından sonra Kırım Tatarlarının karşılaştıkları ikinci büyük facia ise 1944 yılında yaşadıkları sürgün olayıdır. Stalin’in tasfiye politikalarının kurbanı olmuş Kırım Tatarlarının haklarının iadesi konusunda yaşanan olumsuzluklar, günümüzde de henüz çözüme ulaştırılamayan bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bugün Yarımada’da %14’lük bir nüfusu oluşturan Kırım Türkleri[1] Ukrayna’daki gelişmeler üzerine doğru bir tutum sergilemiş, bireysel ve toplu provokasyonlardan uzak kalmayı tercih edip Ukrayna’nın toprak bütünlüğünden yana olduklarını açıklamışlar. Bu düşünceyi savunan Kırım Türkleri kenti yurtlarında yine hedef haline gelmişlerdir.

27 Şubat gecesi Kırım parlamentosu binasını işgal eden güçler, binaya Rus bayrağını dikmişlerdir. Balbek Havalimanı dâhil, birçok önemli kamu binası yine bu güçler tarafından işgal edilmiştir.  Bölgedeki Ruslara Rusya pasaportları dağıtılmaktadır. Viktor Yanukoviç ‘8 Şubt Cuma günü Rusya’nın Rostov kentinde bir basın toplantısı düzenleyerek kendisinin hala devlet başkanı olduğunu açıklamıştır. Moskova’dan Ukrayna’daki yeni yönetime ilişkin “faşist”, “çete”, “darbeci” olarak adlandırılan söylemler yüksek sesle dile getirilmiştir. 28 Şubat günü Rusya parlamentosunda Ukrayna’da yaşayan Rusların, Rusya vatandaşlığına kolay şartlarla alınmasını öngören bir yasa tasarısı üzerine görüşmeler başlatılmıştır. Rusya’nın eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki sıcak çatışmalarda geleneksel söylemlerinden biri olarak ‘’Rus nüfusun korunması’’ politikası, Kırım konusunda oldukça açık ve abartılı bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Zira Kırım, Ukrayna ve Rusya açısından oldukça önemli jeostratejik bir konuma sahiptir.

Kırım Parlamentosu oturuma katılan 64 milletvekilinin 61’nin lehte oyuyla, Ukrayna’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleriyle eşzamanlı olarak 25 Mayıs 2014 tarihinde,  bir referandum yapılması kararı almıştır.[2] Referandumda ‘’Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin serbest devlet olarak Ukrayna sınırları içinde ikili anlaşmalar uyarınca varlığını sürdürmesi” hakkında  soru sorulacaktır. Şunu da vurgulamak gerekir ki; buradaki serbest devlet (samostoyatelnost) kavramı birçok yorumcuların ifade ettikleri gibi “bağımsızlık” anlamına gelmemektedir. Burada iki hususa dikkat edilmesi gerekmektedir:

1) Kırım parlamentosu kararı, her ne kadar Ukrayna dışında tam bağımsızlık kararından bahsetmiyorsa da özerkliğin “serbest devlet” boyutunda ileri safhaya taşınmasını istemektedir. Özerkliğin yeni boyutuna ilişkin Ukrayna ile yapılması gereken iki taraflı anlaşmalarda, Kiev yönetiminin kabul edemeyeceği şartlar içerebilir ve Kırım-Kiev ilişkilerinde yeni gerginlikler yaşanabilir. Bu aşamada Moskova’nın siyasi ve dolaylı olarak fiilen askeri desteği bölgede yeni bir çatışma odağı meydana getirebilir.

2) Ukrayna’nın yürürlükteki mevzuatına göre Kırım Parlamentosunun bir yerel meclis olması nedeniyle her hangi bir referandum kararı, dahası yetki genişliğini öngören bir referandum kararı alamaz. Ukrayna Anayasasının 92. maddesini 20. bendine göre seçim ve referandumların organizasyonu ve yapılması sadece Ukrayna kanunlarıyla yapılabilir. Ayrıca Kırım Parlamentosunun aldığı karar “Tüm-Ukrayna ve Yerel Referandumlar Kanunu”ve“Tüm-Ukrayna Referandumuna Dair Kanun” ile de çelişmektedir. Böylelikle Kırım Parlamentosunun referandum kararı, Kırım yönetiminin Kiev’e karşı bir yapay sorun çıkarmanın temelini atmış durumdadır.

Her iki halde Kiev yönetiminin ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumada ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabileceği ihtimali yüksektir. Ukrayna’nın Rusya’nın desteğini arkasına almış bir Kırım’la baş etmesi kolay olmayacaktır. Bu yüzdendir ki Ukrayna Yüksek Radası uluslararası destek için harekete geçmiştir. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Ukrayna’nın nükleer silahsızlanması doğrultusunda Budapeşte’de Ukrayna,  Rusya, ABD ve Büyük Britanya’nın arasında 5 Aralık 1994’de imzalanmış memoranduma göre ülkenin egemenliği ve güvenliği garanti altına alınmıştır. Yüksek Rada garantör devletlerin harekete geçmesini ve Ukrayna’nın egemenliği ve güvenliği konusunda destek olmalarını istemektedir.[3]

Kısacası Post-Sovyet bölgede bugüne dek çözülmemiş Karabağ, Prednestrove, Abhazya, Güney Osetya gibi sorunların yanında yeni bir kronik sorunun -Kırım sorununun- doğma tehlikesi söz konusudur. Karakteri ve içerikleri itibariyle mezkûr sorunlar birbirinden ne kadar farklı gözükseler de benzer yönleri mevcuttur. Öncelikle sorunların doğrudan veya dolaylı yoldan kaynağı ve tarafı Rusya’dır. İkinci benzerlik ise uluslararası destek ve hukuki müeyyidelerin sorunların çözümünde yetersiz kalmasıdır. Ukrayna’da muhalif gösteriler meydana geldiği zaman Batılı devletler hızla gelişen olayların gerisinde kalmakta, gelişmelerin yorumlanmasında geç kalmaktadırlar. ABD hükümeti yaptığı açıklamalarda Rusya’yı “herhangi bir şekilde askeri müdahalede bulunmak gibi korkunç bir yanlışlığa yol vermemesi” konusunda uyarmaktadır.[4]Olaylara seyirci kalmaması, çözüm sürecinde yer alması gereken bir ülke de Türkiye’dir. Gerek tarihi ve kültürel gerekçelerle, gerekse bölgesel güvenlik nedeniyle Türkiye’nin dünya kamuoyunun harekete geçmesi için yoğun bir diplomasi yürütmesi elzemdir. Türkiye son on yılda birçok, siyasi, kültürel bağlantıları kuvvetleri olan ve daha fazla kazanımlar edinebilecek yakın stratejik bölgeleri ihmal ederek Orta Doğu’da ve Afrika’da adeta oyalanma politikası izlemiştir. Bunun yanı sıra bugün Türkiye’de iç siyasette yaşanan sorunlar, Kırım’a olan kamuoyu dikkatini azaltmış durumdadır. Zannımızca, Rusya’nın açık askeri bir müdahalede bulunma ihtimali çok düşüktür. Diğer sorunlarda olduğu gibi Rusya bu defa da her hangi bir sıcak çatışmaya “yerli halkın itirazları” görüntüsü vererek Ukrayna dâhilindeki güçleri kullanacaktır. Bunun için Rusya’nın Ukrayna’da yeteri kadar kamuoyu ve desteği vardır. Bu anlamda Ukrayna meselesi daha hassas ve daha tehlikeli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır.  Vurgulamamız gereken başka bir husus ise; bugünkü durumun ortaya çıkmasının nedenlerinden biri olarak Kiev yönetimi ve Ukrayna siyasi elitlerinin Sovyet sonrası dönemde sergiledikleri bakış açısıdır. Ukrayna elitlerine göre Kırım’ın özerklik statüsü her hangi bir etnik ve kültürel statü değildir. Ukraynalı uzmanlar ve siyasilerle Kırım Tatarlarının sorunlarından bahsederken, heyecanla "Kırım'ın özerkliği etnik kimlik üzerine inşa edilmemiş" diyorlardı. Kırım Tatar kimliğinin bölgede gelişmesine sıcak bakmayan Ukrayna yönetimi (elitleri), umarız, bunun ne kadar vahim hata olduğunun farkına varabilmişlerdir.

Son olarak bugün sorunsuz geçilmesi tüm bölgesel ve küresel aktörler için hayati olan bir “Kırım sınavıyla” karşı karşıyayız. Bu sınavdan kansız şekilde çıkmak herkesin, hatta farkında bile olmasa da, Rusya’nın da lehine bir sonuç olacaktır.

 


[1]Resmi verilere göre, 2001 yılında yapılan nüfus sayımına göre Ukraynalılar Kırım’da nüfusun yüzde 24’ünü, Ruslar yüzde 58’sini, Tatarlar ise yüzde 12’sini oluşturuyor.

[2]Референдум об изменении статуса Крыма состоится 25 мая, http://www.interfax.ru/world/361626, 27 февраля 2014 года

 

[3]Рада обратилась к странам-гарантам независимости Украины в связи с ситуацией в Крыму, http://delo.ua/ukraine/rada-obratilas-k-stranam-garantam-nezavisimosti-ukrainy-v-svjazi-228615/?supdated_new=1393666753

[4]Керри назвал возможное вооруженное вмешательство России в дела Украины ошибкой, http://www.interfax.ru/world/361394,  27 февраля 2014 года,
Смотрите оригинал материала наhttp://www.interfax.ru/world/361394

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *