"Anayasanın değiştirilemez maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümünde yapılacak sempozyumun konusunu oluşturabileceği ile ilgili basın açıklaması metnidir."
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın bir Alman Vakfı ile Bilkent Üniversitesi'nin düzenlediği toplantıda, Anayasamızın değiştirilemez dört maddesinin tartışmaya açılması ile ilgili yaptığı açıklamalar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığına yönelik bir saldırı niteliği taşımaktadır. Anayasanın değiştirilemeyen ilk dört maddesi, sadece bir rejim tanımlaması değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık tanımlamasıdır.
Bu varlık tanımlaması, Türkiye Cumhuriyeti'nin "asıl kurucu iktidarı" olan İstiklal Harbi ve bu harbi sürdüren Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yapılmıştır. 1961 ve 1982 Anayasalarında anayasayı yapan "tali kurucu iktidarlar" anayasaları baştan aşağıya değiştirirken, "asıl kurucu iktidarının" yaptığı düzenlemeye sadık kalmışlardır. Esasen aksi bir girişim, İstiklal Harbi'nin sonuçlarına, İstiklal Harbi sonucunda oluşan Türk devletinin ve Türk milletinin hukukuna tecavüz niteliği taşırdı.
Türk güvenlik güçleri, ülkemize karşı "vekaleten savaş" yürüten, on binlerce yaşama mal olan bölücü bir terör örgütüne karşı, milletin ve devletin bütünlüğünü ve hukukunu, insan haklarını ve demokrasiyi savunduğu bir savaş vermektedir. Bölücü örgütü destekleyen yabancı istihbarat servisleri, Türkiye'nin bölünmesine dair haritaları yaymaktadır. Yabancı siyasetçiler, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede 22 devletin haritasının tekrar çizileceğini açıklamaktadır. Bu ağır ortamda, Türk Ordusu her görev teslim töreninde, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli ve üniter devlet yapısının vidasını gevşetmesine izin verilmeyeceğinin altını çizmektedir.
İşte böyle bir ortamda, Türk milletinin Anayasasını emanet ettiği Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, savunmak zorunda olduğu Anayasaya ihanet etmiştir. Türk milleti bilmektedir ki, Haşim Kılıç kendi söyleyemediklerini de Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can'a söyletmektedir. Haşim Kılıç, Aktütün'de 18 yaşındaki gençlerin Anayasa'nın ilk dört maddesini savunurken şehit olduğu bir sırada, entelektüel fantezi hürriyeti arkasına sığınarak, devletin varlık gerekçelerini tartışmaya açamaz. Yapar ise buna Atatürk'ün kavramsallaştırması ise "gaflet ve delalet" denilir.
Haşim Kılıç'a düşen görev derhal Anayasa Mahkemesi Başkanlığından istifa etmek olmalıdır.
