11 Mart 2025

Avrupa Birliği Hayalinin Sonu

Türkiye’de yaşayan insanlara Avrupa Birliği üyeliği, AB ülkeleri ve sistemi o kadar abartıldı ki, insanlarımıza bir cennet vaat edilmediği kaldı.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türkiye’de yaşayan insanlara Avrupa Birliği üyeliği, AB ülkeleri ve sistemi o kadar abartıldı ki, insanlarımıza bir cennet vaat edilmediği kaldı.

Bu nedenle vatandaşlarımız ülkedeki bütün olumsuzlukların nedeni olarak siyasilerimizin ve insanlarımızın yeteneksizliği olduğuna inanmıştır. Birisinin gelip bizi düzeltmesi gibi aşağılık bir kompleks taraftar bulmuş AB'ye üye olduğumuz zaman bütün bu olumsuzlukların ortadan kalkacağı iddia edilmeye başlanmıştır.

İnsanlarımız sokaklarda bir olumsuzlukla karşılaştığı zaman -ki bu olumsuzlukların çoğu nedeni de kendi eğitilmemişliği olmasına rağmen-hiçbir Avrupa ülkesinde bu tür şeyler olmaz demeye başlamıştır. Hâlbuki aynı şahıslara hangi Avrupa ülkesini gördüğü sorulduğu zaman hiçbirini görmediğini belirtmekten de çekinmemiştir. Nasıl böyle bir yargıya vardığının sorulduğu zaman verebildiği inandırıcı bir cevapları da olmamıştır.

Avrupa Birliği o kadar abartıldı ki taraftarları bir cennet yaratacağını iddia etmeye başladılar. Halk o kadar psikolojik baskı altına alındı ki insanlarımız adeta komplekse itildi. Laf arasında biz yapamayız abi, Avrupa Birliği bizi düzeltecek iddiaları beyinlerimize yerleştirildi.

Bu arada AB'nin olumsuzlukları yüksek beklentiler yaratılarak kaybolup gidiyordu. Milli politikalarımız kırmızı, çizgilerimiz pas pas edilirken AB çıpasına sarılınıyor bu nedenle IMF'nin, Dünya Bankasının ve AB'nin bütün dayatmaları görmezden geliniyordu.

İddia edilen şuydu bir kulübe üye olacaksan onun kurallarına uyacaksın. Ama oyun başladıktan sonra kurallar sürekli değiştiriliyordu. Ne yaparsak yapalım önümüze yeni kurallar konuyor, yeni siyasi taleplerde bulunuluyordu. Bu talepler o kadar ileri götürülmüştü ki ülkenin federalleşmesi öngörülüyor, PKK terör örgütü destekleniyor, insanlarımız etnik kökenlerine ve inançlarına göre sınıflandırılıyor, Sevr'deki azınlıklar yeniden canlandırılmaya çalışılıyordu.

AKP hükümeti ne kadar verirse versin AB doymuyordu. Ancak AB ülkelerinde iktidarlar değiştikçe gerçek fikirlerini açıklamaya başladılar. Bu Almanya Başbakanı ile başladı ama hükümet uyanmadı uyanan toplumu da uyutmaya çalıştı.

Bu gün bilindiği gibi Fransa da yeni cumhurbaşkanı belki de daha doğru bir ifade ile başkanı göreve başladı.

Dış politikasında Türkiye'ye bakışı da çok açık olarak Türkiye karşıtlığı üzerine kurulu. Sözcüsü veya danışmanı tarafından çok açık olarak Türkiye AB müzakerelerini durduracağını açıkladı. Belki de Sarkozy'e bu politikalarından dolayı teşekkür etmemiz lazım. Çünkü biz kendi kendimize bu politikadan kurtulamayacak ve ne isterseler vermeye devam edecektik.

Biz millet olarak karmaşık durumlarda işi hep Allaha havale ederiz. Gerçekten Allah bize hep yardımcı olmuştur. Özellikle AKP gibi yerleşmiş Türk dış politikasına aykırı iş yapan hükümetler döneminde. Örnek vermek gerekirse bunu en son Kıbrıs konusunda yaşadık. Annan planını AKP'nin yoğun propagandası sonucu biz kabul edip geri dönülmez tavizler vermiştik ancak Güney Kıbrıs kabul etmeyerek bizi bir felaketten korudu.

Şimdi de Sarkozy sayesinde belki de AB ye tek yönlü bağlanmaktan kurtulduk. En az 5 yıl bu politikalar değişmeyeceğine göre inanıyorum ki ülkemizde de 5 yıl boyunca çok şey değişecek ve tek yönlü bağlılıktan kurtulacağız.

Yine AB kapsamında 14 Nisandan beri yapılan mitinglerle ilgili bazılarının daha çok da AB muhiplerinin bir iddiası var. Diyorlar ki mitinge katılan insanlar son derece modern giyimli ve çağdaş bir yaşam tarzına sahipler ve istedikleri de çağdaş yaşamlarının devamı. Nasıl olurda bu insanlar AB üyeliğine karşı olurlar.

Aslında bunun tartışılacak hiçbir yönü yok o mitinge katılan insanlar değişik partilere ve değişik fikirlere sahiptir ama onların ortak paydası ülkemizdeki tehdit algılamasıydı. AB sürecinin ülkeyi dönülmez felaketlere sürükleyeceğini görüyorlardı.

Milli dip dalgası harekete geçmişti.Ulus dağına ateş düşmüştü kendinize ulusalcı deyin veya milliyetçi deyin Türk halkı buna seyirci kalamazdı.Bu nedenle mitinglerde tavrını net olarak ortaya koydu.

Hayırlı görevler Sarkozy, teşekkürler Sarkozy.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *