
ABD başta IŞİD olmak üzere ki son dönemde bu gruba bir de Horasan grubu ya da fraksiyonu da eklenmiştir, bölgedeki "cihatçı" gruplara karşı saldırılarını devam ettiriyor. Ancak, son dönemde Türk basınında da bir hayli dile getirilen kara harekâtı söylemi, ABD'de daha IŞİD'e karşı saldırılar gündeme gelmeden önce başlamıştı. ABD'nin son düşmanı IŞİD dolayısıyla uluslararası bir koalisyonu oluşturabilmesi, Irak ve Suriye'deki hedeflere bomba yağdırmasıyla şimdi kara harekâtı da konuşulan bir seçenek haline geldi. ABD'nin Basra Körfezindeki müttefiklerinin de destek verdiği IŞİD karşıtı operasyon son BM Genel Kurulunun ardıdan bir kara harekâtına dönüşme ihtimalini ortaya çıkardı. IŞİD'e karşı düzenlenen hava harekâtından önce ABD'nin Irak işgalinde görev yapmış Org. Mark Hertling gibi deneyimli generalleri meselenin sadece hava harekâtı ile çözülemeyeceğini çözümün kara harakâtı ile birlikte yürütülecek siyasi faaliyetlerle çözüleceğini belirtmişti. Şimdi bu görüşler özellikle BM Genel Kurulunun ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da dile getiriliyor. ABD'ye destek veren bir Arap koalisyonu ve Türkiye Cumhuriyetinin bu görüşleri dikkate alınacak olursa, IŞİD karşıtı harekât görüntüsünde Suriye'ye ABD'nin tabiriyle "ılımlı" muhalifleri desteklemek için ancak ABD'nin katılmayacağı bir kara harekâtı düzenlenmesi ve bunun yanında siyasi faaliyetlere girişilmesinin gerçekleşmesi beklenmelidir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *