
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’a, Pazartesi günkü günlük basın brifinginde, Ürdün’ün Suriye’de güvenli bir bölge oluşturma girişimine ilişkin haberler soruldu. Bu tür haberleri Türkiye’de de gördüklerini belirten Toner, “Daha önce de belirttiğimiz gibi bu konudaki pozisyonumuz değişmedi. Uçuşa yasak bölge veya askeri destek verilen diğer herhangi bir bölgenin oluşturulması önemli zorlukları beraberinde getiriyor. Bunda net olduk. Daha geniş bağlamda askeri, finansal zorlukların yanı sıra insani zorluklar da buna dahil” ifadesini kullandı. Türkiye ve Ürdün’ün “güvenli bölge oluşturacakları yönünde bir eğilim içinde bulunduğunu gösteren somut kanıtların olmadığına” işaret eden Toner, bölgede herkesin karşı karşıya olduğu dikkate değer güvenlik sorunlarının bulunduğunu kaydetti. Toner, Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bir bölgeyi “Türkiye’nin bu kez tek başına oluşturmak istediği” iddiasının yöneltilmesi üzerine, verilmemiş bir karar hakkında yorum yapmayacağını dile getirdi. Toner, Türk hükümetiyle her zaman bir dizi güvenlik konularını görüştüklerini ifade etti. **********DEĞERLENDİRME*********Görünen o ki ABD yönetimi Türkiye'nin Suriye gireceğine pek ihtimal vermiyor. Çok boyutlu karmaşık ilişkilerin ve çok yönlü tehditlerin bulunduğu Suriye gibi bir yere herhangi bir amaçla (uçuşa yasak bölge, güvenli bölge vs) opersyon yapılmasının zorluklarını ve maliyetini çok iyi bilen ABD yönetimi Türkiye'nin de (normal şartlarda) böyle bir maceraya gireceğini düşünmüyor. Dolayısıyla Amerikalı sözcünün orijinal açıklamalarına da bakıldığında konuyla ilgili ısrarlı sorulara sürekli olarak bunlar sadece basında yazılıp çizilenler, Türkiye'nin henüz böyle bir kararı yok, sahada da bunun hiçbir emaresi yok şeklinde cevaplar veriyor. Gerçekten de önceki aylarda Türkiye ABD'den Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak ve güvenli bölgeler oluşturulmasını istediğinde ABD "askeri açıdan uygulamakta sıkıntı yok ancak sarf edilecek gayret çok fazla olacak ve maliyeti karşılamak çok büyük yük getirecektir" şeklinde cevaplamıştı. Dolayısıyla aynı durum şimdi Türkiye için de geçerli. Askeri anlamda TSK bu operasyonu gerçekleştirebilir ancak zaten ekonomik kriz sinyalleri veren Türk ekonomisinin bunu kaldırması mümkün gözükmüyor. Tabi bu arada halkın desteğini alamayacak bir sınır ötesi operasyon ve bunun yanında yurt içinde olacak PKK kaynaklı terör olayları Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesini zorlaştıran başlıca etkenler olacak. Yani, anlaşılan Türk basınında çıkan (belki de sızdırılan) haberler belli bir algı oluşturmaya yönelik ve toplumun özellikle PKK terör örgütüne karşı hassas milliyetçi kesimin gazını almaya yönelik.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *