
Rusya Federasyonu’nun Karadeniz Filosu bünyesindeki çıkarma gemisi 'Caesar Kunikov'un 4 Aralık'ta İstanbul Boğazı'ndan geçişi diplomatik gerginliğe yol açtı. Gemi boğazda seyir halindeyken güvertesinde, sırtında Strela-2 füze fırlatıcısı bulunan bir askerin nöbet tutmasını gösteren fotoğraflar kısa sürede Türk medyasında yer aldı. Yetkililer ise bu durumu bir tehdit olarak algılayıp, 24 Kasım’da Suriye sınırında Rus savaş uçağının düşürülmesinden sonraki süreçte Moskova’yı uluslararası platformda sıkıştıracak bir konu gibi sunma gayretine girdi. Caesar Kunikov askeri gemi olmakla birlikte savaşma kapasitesi zayıf olan bir çıkarma gemisi olup, 10 adet ana muharebe tankı ve 340 personeli ya da 12 adet Zırhlı Personel Taşıyıcısı ve 340 personel ya da 3 adet ana muharebe tankı, 3 adet 2S9 hafif muharebe aracı, 5 adet MT-LB (Hafif Çok Amaçlı Zırhlı Araç), 4 kamyon ve 313 asker ya da 500 ton kargo taşıma kapasitesine sahip bulunmakta. Güvertesinde zaten 2 adet Ak-257 57 mm.lik top mevcut. 4 adet Strela-2 füze sistemi ile 2 adet 22’lik A-215 Grad-M roket fırlatıcısı da Kunikov çıkarma gemisinin savunma/muharebe gücünü oluşturuyor. Yani askerin omuzda taşıdığı Strela 2 füze fırlatıcısı geminin en küçük silahlarından. Rus yetkililerin yaklaşık iki hafta önce uçaklarını düşüren bir ülkenin karasularından geçerken gemi personelinden muhtemel bir provokasyon ya da tehdit olasılığına karşı tedbirli olmalarını istedikleri anlaşılıyor. Bu tedbirin uygulama usulünü ise gemi komutanı belirlemiş olabilir. Türk medyası ve siyasileri ise konuyu Montrö Sözleşmesi’nin sorgulanmasından Rusya’nın protesto edilmesine kadar çeşitli hareket tarzları için bir sebep olarak sunarak diplomatik kazanım elde etmek için kullanmaya çalışmakta. Ankara’nın bu olayı yüksek perdeden seslendirmesi, uluslararası topluma duyurma biçimi ve Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nin Bakanlığa çağrılarak teamüllere aykırı olarak daha alt düzeyde kabul edilmesi gibi sergilediği tutumların gerçek sebebi Kunikov’un güvertesindekilerden değil içindekilerden kaynaklanıyor.... Bu sevkiyat Rusya'nın Suriye'de kara güçlerini pekiştirdiğini, taşınan tank, top ve ZPT’lerin Suriye’deki tesislerinin korunmasının ötesinde gerektiğinde kara muharebesinde kullanılabilecek savaş araçları olması Ankara’yı rahatsız ediyor. Türkiye, IŞİD karşıtı hava harekatına katılamadığı gibi Türkmen bölgesini ve Türkmenlerin ve/veya ılımlı savaşçıların Türkiye ile bağlarını koruyacak kara sınırını da kapatmak zorunda kalacak. Rusya ise Akdeniz’deki deniz gücünün yanında Suriye’nin hava sahasını kontrolü ele geçirdikten sonra karada da söz sahibi olacak…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *