
--Ege Denizi Kuşatma Altında... Yunanistan'ın Kos (İstanköy) ve Lesbos (Midilli) Adalarına Ulaşan Mülteciler Çoğunlukla Üst Düzey Eğitim Görmüş (yüzde 45 lise mezunu, yüzde 39 üniversite mezunu) Teknik Eleman ve Meslek Sahiplerinden Oluşuyor--
Yunan İçişleri Bakanlığında resmî olarak ağızlar sıkı bir şekilde kapalı ancak Türkiye'den Yunan adalarına (özellikle de Türkiye kıyılarına en yakın ve aniden "gözenekli" bir sınır hâline gelen İstanköy'e) gelen olağanüstü göçmen akını duracak gibi görünmediğinden Atina'nın şüpheleri, Batı'ya doğru umut yolculuğuna devam etmek isteyenler nezdinde birden fazlaca titiz davranmamaya başlayan Türk ordusunun tavrı üzerinde yoğunlaştı.
Bu durum, Türk sınır polisinin dikenli tellerle güçlendirildikten sonra aşılmaz bir bariyere dönüşen Türkiye ile Yunanistan kara sınırı olan Meriç Nehrinin bloke olmasından dolayı deniz yoluyla Batı'ya kaçmaya çalışan bu insanlara karşı olabildiğince müsamahakâr davranmasından gitgide daha fazla endişe duyan Yunan hükûmetini ikna edemiyor!
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan "Suriye'den Yunanistan Kıyılarına Ulaşan İnsanların Profillerine İlişkin Anket Sonuçları" (Interim Survey Results on the Profile of Persons From Syria Arriving at the Greek Borders) başlıklı bir rapora göre Yunan kıyılarına gelen göçmenlerin büyük çoğunluğu (yüzde 91) -ihtiyatlı olmak adına isim zikretmiyorlar ama- Suriyelilerden oluşuyor. Ülkelerinde ya da ülke sınırlarında daha fazla direnebileceklerine dair hiçbir umutları kalmadığı için Avrupa'ya doğru gitmek üzere yola koyulan Suriyeli yönetici sınıfı, öğretmenler, meslek sahipleri söz konusu... Yüzde 88'i Arap, yüzde 9'u ise Kürt'ten oluşuyor. Dinî inanç bakımından ise yüzde 86'sı Sünni, yüzde 2,84'ü Süryani Ortodoks, yüzde 2,39'u Suriyeli Katolik, yüzde 1,04'ü Yezidi ve yüzde 0,75'i Ortodoks Rum'dan oluşuyor. Büyük çoğunluk Şam (yüzde 35,5), Halep (yüzde 23), Deraa (yüzde 7,46), Humus (yüzde 7,16) ve Deyr el-Zor'dan (yüzde 4) geliyor.
Uluslararası Göç Örgütü (OİM) verilerine göre ocak ile temmuz aylarında On İki Adalara ayak basan göçmen sayısı 34 bin oldu. Kuzey Ege'de bulunan Midilli Adası'na ise 60 bin göçmen ulaştı. Poseidon adlı denizden denetleme misyonunu yürüten Frontex'in de gücü azalmış durumda. Bu nedenle Yunan asıllı Avrupa Komiseri Dimitris Avramopoulos, ellerini ceplerine götürmeleri ve "AB Ajansına" gemi ve uçak tedarik etmeleri için üye ülkelere çağrıda bulundu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre Türkiye, Suriyeli mültecilerin büyük bölümünü kabul etti. Eldeki son resmî rakamlara göre Ankara 2011 Mart'ında başlayan bir sivil savaşın yerle bir ettiği Suriye'den gelen 1,7 milyon sığınmacıyı ağırlıyor. Ancak Ege adalarına yönelen dalga yeni bir göç yolu açarak bu yaz aniden başladı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına (AFAD) göre Suriyeli mülteci kamplarında sadece 265 bin Suriyeli yaşıyor diğer Suriyeliler ise Türkiye'nin muhtelif sınır kentlerinde yayılmış durumda. O halde Ankara'yı daha toleranslı olmaya ve uzun bir umut yolculuğu için şansını denemeye karar veren insanlar karşısında tek gözünü kapamaya ne itti? Belki de Ankara, Şam'ın mültecilerine şimdiye dek gösterilen İslami dayanışmaya rağmen toplumsal tahammül seviyesinin en üst derecesine ulaştı ve verdikleri rahatsızlığa son vermek isteyen Suriyeli, Afgan, Pakistanlı ve İranlılara sessizce yeşil ışık yaktı! Nitekim Atina'dan İstanköy'e gönderilen 2.500 kişilik Yunan gemisine ilk binmek için bu farklı göçmen (Suriyeliler mülteci) etnisiteleri arasında kavga çıkması bir tesadüf değildi.(Kaynak:Vittorio Da Rold,Il Sole 24 Ore,İtalya,02 Eylül 2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *