29 Nisan 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Batı İle İlişkilerde Erdoğan Bütün Kartları Elinde Tutuyor.

Batı İle İlişkilerde Erdoğan Bütün Kartları Elinde Tutuyor.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türkiye'nin G-20 başkanlığı ve İslam Devletine karşı savaş, otoriterliğe kaydığıyla ile ilgili endişeleri gölgede bırakırken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın iktidara gittikçe daha sıkı tutunması, önümüzdeki yıl Batı'dan çok az sembolik bir dirençle karşılanacak gibi görünüyor. Yurt içinde ve yurt dışında Erdoğan, daha güçlü bir cumhurbaşkanlığı ve siyasi hasımlarından öç alma peşinde olan gittikçe daha fazla ne yapacağı belli olmayan bir lider olarak eleştiriliyor. Türkiye'yi hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü gibi Batı standartlarından uzaklaştırmasından korkuluyor. Yandaşları ise Erdoğan'ın, laik elit kesimin doksan yıllık yönetiminden sonra Osmanlı ve İslami mirasını geri getirerek Türkiye'yi eski ihtişamına döndürdüğünü söylüyorlar. Bu iddiacı yaklaşımı memnuniyetle karşılıyorlar. Türkiye 1 Aralık'ta en büyük 20 gelişmekte olan ve ileri ekonomiler grubunun dönem başkanlığını üstlendi ve bu rolü düşük gelirli ülkelerin sesini desteklemek ve kendisini ticari ve diplomatik bir güç olarak tanıtmak için kullanmayı amaçlıyor. Erdoğan'ın son haftalardaki, Vladimir Putin ve Papa, ABD Başkan Yardımcısı ve AB'nin dış politika şefinden oluşan ziyaretçi listesi Türkiye'nin enerji güvenliği ve komşu Suriye ve Irak'taki savaşları kontrol altına alma gibi meselelerdeki öneminin altını çiziyor. Yine de el sıkışmaların ve iş birliği sözlerinin arkasında Türkiye'nin özgürlüklerle ilgili sicili daha da kötüleşiyor gibi görünüyor. Geçen hafta Erdoğan'ın siyasi hasımlarına yakın medya kuruluşlarına polis baskınları yapıldı ve geçen yıl hükûmet karşıtı protestolar sırasında darbe komplosu yapmakla suçlanan futbol taraftarlarının davası görüldü. Londra'daki Chatham House düşünce kuruluşundan Türkiye analisti Fadi Hakura, "Türkiye'nin stratejik coğrafyası müttefiklerinin ona zaman tanımaya devam etmesini gerektiriyor... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politikaları ne olursa olsun insanlar Türkiye'yi hiçe saymayı göze alamaz." dedi. Medya baskınları Brüksel'den eleştiri aldı. Erdoğan, Türkiye'nin üyesi olmayı umduğu AB'ye kendi işine bakmasını söyleyerek cevap verdi. Baskınların, düşmanlarının "kirli operasyonlarına" karşılık vermek için gerekli olduğunu ve basın özgürlüğü ile ilgisi olmadığını söyledi. Türkiye ile ilişkilerle ilgili bir AB kaynağı haziran ayındaki genel seçimler öncesinde otoriter adımlarının artmasını beklediğini söyledi ama AB'nin Suriye'den Kıbrıs'a kadar çeşitli meselelerde iş birliğine ihtiyaç duymasının ellerini bağladığını da kabul etti. --Osmanlı Hassasiyetleri-- Erdoğan'ı eleştirenler onun, on yıldan uzun bir süre önce İslamcı kökenli AK Partiyi kurduğundan ve başbakan olduğundan beri her türlü muhalefete karşı sistematik bir savaş başlattığını söylüyorlar. 1960'tan beri dört hükûmeti deviren laik orduyu sivil kontrol altına alması övgü topladı ama yargı ve emniyet kuruluşlarından medya ve okullara kadar hepsi Erdoğan'ın ideolojik şemsiyesi altına sokuldu. Boston Üniversitesinden antropoloji profesörü Jenny White'a göre Erdoğan'ın AK Partisinin mesajı "romantikleştirilmiş bir Osmanlı Sünni kardeşlik fikrine odaklanıyor." White, bu ay Current History'deki makalesinde, "Erdoğan (kendisini) ulusal ailesinin onurunu koruyan ve liberalliğin tehlikeli karmaşasını uzakta tutan muhterem bir baba gibi sunuyor." diye yazdı. Muhalifleri, -kendisini eleştirenlere sandıkta yenmelerini söyleyen- Erdoğan'ın çoğunlukçu demokrasi anlayışının, geri kalanı görmezden gelerek onun için oy kullanan yüzde 52'nin çıkarlarını yönettiği anlamına geldiğini söylüyorlar. Daha dini eğitim için çabaları ve Osmanlı Türkçesi derslerini zorunlu yapma planları, bazıları tarafından neredeyse bir toplumsal mühendislik, homojen bir modern Türk kimliğinin vizyonunu empoze etme çabası olarak görülüyor. Erdoğan'ın destekçileri, Cumhurbaşkanı'nın dindar çoğunluğun da desteğiyle, Mustafa Kemal Atatürk'ün Osmanlı teokrasisinin yıkıntılarından laik bir cumhuriyet oluşturduğu 1920'lerde kaybedilen bir mirasla bağlantı kurma isteğiyle hareket ettiğini söylüyorlar. Köşe yazarı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun danışmanı Etyen Mahçupyan, "Kemalist rejime ve Batı'nın tavrına karşı duran çeperden gelen Sünni bir insan olarak ülkeyi yeniden oluşturmak istiyorsanız, kendinize referanslarınızın ne olduğunu sorarsınız. İslamcı referansınız var ve Osmanlı referansınız var." dedi. Üst düzey yetkililer Reuters'a bu hafta, Erdoğan'ın, tam başkanlık sistemi getirmek istediği anayasada değişiklik yapılmadan da ocak ayında bakanlar kurulu toplantılarına başkanlık yapmaya başlayacağını söylediler. Protestolar muhtemelen sert bir karşılık alacak. Meclis bu ay polisin arama yetkilerini artıran bir yasayı geçirdi ve yüzlerini kapatan veya molotof kokteyli kullanan protestocular için cezaları artıran yeni bir yasa üzerinde çalışıyor. Uluslararası Af Örgütü bu hafta Güney Kore'ye "daha fazla baskıyı tetikleme tehlikesi taşıdığı" için Türkiye'nin 1,9 milyon göz yaşartıcı gaz fişeği ve bombası siparişini teslim etmemesi çağrısında bulundu. Bunlar geçen yılki protestolarda yoğun bir şekilde kullanılmıştı. (Kaynak:Nick Tattersall,REUTERS,İngiltere,19 Aralık 2014)
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *