İsrail Başbakanı Netanyahu, Yunanistan Başbakanı K. Mitsotakis ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri N. Christodoulides “benim düşmanımın düşmanı benim dostumdur” zihniyetiyle 22 Aralık 2025 günü Kudüs’te buluştular. Gövde gösterisi edasıyla el sıkışarak kameralara poz verdiler.
Ortak Basın toplantısında Açış Konuşmasını Netanyahu yaptı. Türkiye’nin ismini zikretmediği konuşmada, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs (GKRY) arasındaki işbirliğinin çerçevesi ve boyutları hakkında doğrudan KKTC'ni ve Türkiye’yi ilgilendiren mesajlar verdi.
youtube.com/watch?v=GtInU1…
İngilizce konuşmanın tam metninin Türkçe tercümesini yaptım. Önemli gördüğüm için aşağıya kaydediyorum:
“Üçümüzün son görüşmesi, 7 Ekim katliamından kısa bir süre önceydi; terör, bu bölgedeki istikrarın asla garanti olmadığını ve güç, açıklık ve iş birliğinin seçenek değil, zorunluluk olduğunu bize bir kez daha hatırlattı.
Orta Doğu ve Doğu Akdeniz, saldırganlık, terörizm ve istikrarsızlıkla sınanıyor.
Ortaklığımız, kaosun üstesinden gelecek güç, açıklık ve iş birliği sağlıyor. Ayrıca refah için yeni fırsatlar sunuyor.
Birçok alanda iş birliği yapıyoruz ve bu iş birliğini ayrıntılı olarak görüştük: enerji, teknoloji, bağlantı ve ayrıca tüm bunları garanti eden güvenlik.
Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) projesini ilerleteceğiz. Bu daha önce de ortaya atılmış bir fikir, ancak bunu gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Bu, İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden Asya ve Avrupa arasında deniz, demiryolu, boru hattı, enerji boru hattı ve kablo bağlantısı sağlayacak bir proje.
Bu çabaların bir parçası olarak, üç ülkemiz ile Avrupa ve Arap Yarımadası arasında elektrik enerjisi işbirliğini sağlayacak ve nihayetinde Asya'ya da bağlanabilecek büyük deniz bağlantısını geliştiriyoruz. Bu büyük bir şey ve birçok açıdan IMEC koridorunun iskeletini oluşturuyor. Bunu nasıl ilerleteceğimiz konusunda pratik olarak görüştük ve ilerletmeyi amaçlıyoruz.
Bunu ayrıca ABD'de Başkan Trump ile yapacağım görüşmede de ele alacağım.
Yapay zeka, siber güvenlik ve ileri araştırmalarda işbirliğini derinleştirme konusunda anlaştık.
İsrail zaten küresel bir teknoloji lideri ve Yunanistan ve Kıbrıs ile birlikte bölgenin geleceğini en ileri teknolojilerle şekillendireceğiz.
Size şu anda çok şey olduğunu söylemek istiyorum. İsrail şirketleri, yüksek teknoloji şirketleri Kıbrıs ve Yunanistan'a akın ediyor. Bu temelde ekonomik yönetime inandıklarını gösteriyor. Kıskanç değiliz. Rekabete inanıyoruz.
Haftada kaç uçuş var? 137 mi? İsrail ve Kıbrıs arasında haftada 186 uçuş. İnanılmaz. Siz hesap edin. Günde kaç uçuş?
Yunanistan'ı ziyaret etmemiş veya Yunanistan'a yatırım yapmamış çok az İsrailli yatırımcı tanıyorum. Orada giderek artan miktarlarda yatırım yapılıyor ve bence bu, ekonomilerimizin dinamizminin bir işareti;
The Economist tarafından dünyanın en canlı üçüncü ekonomisi olarak değerlendirilen İsrail ekonomisi. Bence biraz eksik kaldık, ama sorun değil. Ancak burada bir dinamizm olduğuna, büyük fırsatlar olduğu kadar büyük zorluklar da olduğuna inanıyorum ve bunları kabul ediyoruz.
İbrahim Anlaşmalarını genişletme, İsrail ile Arap dünyası arasındaki işbirliği çemberini genişletme taahhüdümüzü teyit ettik.
Ayrıca Lübnan'ın egemenliğine ve meşru devlet kurumlarının otorite ve askeri güce sahip olduğu, terörist milislerin ise bu gücü elinde tutmadığı bir geleceğe olan desteğimizi ifade ettik.
Bugün güvenlik ve savunma işbirliğimizi derinleştirme konusunda anlaştık.
Karşı karşıya olduğumuz tehditler gerçek.
Birlikte, sadece kendi uluslarımızı değil, küresel ekonominin bağlı olduğu hayati deniz yollarını ve kritik altyapıyı da savunuyoruz.
Hamas tarafından hala rehin tutulan İsrailli rehine Rani Gvili'nin derhal iadesi çağrısında bulunma fırsatını kaçırmak istemiyorum. Bu, savaş hukukuna aykırıdır ve tamamlanması gereken bir şeydir.
Ancak genel olarak, geleceği ele geçirmek isteyen devletlerin düzenli bir geleceği için, bizi moderniteyle ve ilerlemeyle hiçbir ilgisi olmayan karanlık bir ortaçağ geçmişine geri sürüklemek isteyen güçlere karşı bir savaş veriyoruz.
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs, kadim halklara sahip üç kadim ülkedir.
Kudüs ve Atina, Batı medeniyetinin temelleridir ve Kıbrıs'ta her iki kültür de gelişmiştir.
Kudüs'teki Batı Duvarı'na gitmelisiniz; ya da Atina'daki Akropolis'e gitmelisiniz; ya da benim yaptığım gibi Lefkoşa'daki inanılmaz tarihi müzeye gitmelisiniz ve geçmişimizin ihtişamını göreceksiniz.
Üçümüz de atalarımızın topraklarındaki tarihimizle gurur duyuyoruz ve geleceğe doğru ilerliyoruz.
Şimdi, ülkelerimizin hepsinin geçmişte bir dizi imparatorluk tarafından fethedildiği doğrudur.
Ancak cesaret ve fedakarlık sayesinde modern zamanlarda bağımsızlığımızı kazandık.
Yunanistan - 195 yıl önce; İsrail - 78 yıl önce; Kıbrıs - 65 yıl önce.
İmparatorluklarını ve topraklarımız üzerindeki egemenliklerini yeniden kurabileceklerini hayal edenlere diyorum ki: Unutun bunu. Bu asla olmayacak. Bunu aklınızdan bile geçirmeyin.
Kendimizi savunmaya kararlıyız ve bunu yapabilecek gücümüz var; iş birliğimiz de bu gücümüzü daha da artırıyor.
Doğu Akdeniz'deki 3 gerçek demokrasi olarak birlikte güvenliği, refahı ve özgürlüğü ilerleteceğiz.
Tanrı'nın yardımıyla, uluslarımıza ve tüm bölgeye daha parlak ve daha güvenli bir gelecek getireceğiz.
Birlikte, güç yoluyla istikrar, güç yoluyla refah ve en önemlisi, güç yoluyla barış getireceğiz.
Hepinize mutlu bayramlar dilerim. Teşekkür ederim.”
Üç liderin konuşmalarının tamamlanmasından sonra basınından soru alındı.
Bir gazeteci Netanyahu’ya “bu toplantıyla Türkiye’ye verdiğiniz mesaj nedir?” sorusunu yöneltti.
Netanyahu bu soruyu cevaplandırmak için acele etmedi. Biraz zaman kazandıktan sonra “Biz kimseyle çatışmak istemiyoruz” dedi. “Eminim bu hususta buradaki ortaklarım adına konuşabilirim. Biz istikrar, refah ve barış aramaktayız. Uluslararası Hukuka uygun olarak deniz yollarımızı korumak istiyoruz...Umarım bunu kimse test etmeye kalkmaz...” gibi ifadeler kullandı.
