
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin ve Endonezya’yı kapsayan resmi ziyaretleri öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarındaki en dikkat çekici husus belki de çözüm süreciyle ilgiliydi. Erdoğan Çözüm Süreci'nin istismar edildiğini, karşılığını bulamadığını, ciddi manada hasar gördüğünü, dolayısıyla artık milli birliğimize, kardeşliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmenin mümkün olmadığını ifade etti. Hatırlanacak olursa hem bizzat Erdoğan hem de AKP'li yetkililer çözüm sürecinin sahibinin Erdoğan olduğunu söylüyorlardı. Dolayısıyla sürecin sahibi olarak bilinen CB Erdoğan'ın bugün yaptığı açıklama bu bağlamda çok önemliydi, daha önce defalarca bitiyor-bitecek-bitti açıklamalarının yapıldığı çözüm sürecini de resmen bitirmiş oldu. Artık bugünden sonra AKP'lilerin içi zaten boş olan çözüm süreci lehine daha fazla konuşmaları da mümkün olmayacaktır. Daha bir kaç gün önce Başbakan Çözüm Süreci tarihidir, stratejiktir deyip sürdürüleceğini söylüyordu. Artık çözüm sürecine ilişkin güzellemeler düzenleyemeyecekler. Böylece Türkiye PKK terörüyle mücadele bağlamında 2012 yılı sonlarındaki duruma dönmüştür. Aslında AKP hükümeti 13 yıllık iktidarı boyunca artık basına da yansımış olan gizli görüşmeleri çerçevesinde PKK özellikle seçimler öncesinde eylemsizlik ilanı yapmıştı. Çözüm süreci denen süreç daha önceki PKK eylemsizlik kararına AKP hükümeti de dahil olmuş ve diğerlerine göre nispeten daha uzun süreli olmuştur. Bununla birlikte kendisinin de dahil olduğu bu süreçteki PKK terör saldırılarını görmezden gelmiş, gündeme gelmesini engellemiş, sanal bir barış-huzur havası yaratmıştı. Aynı zamanda PKK lehine yasal düzenlemeleri de Meclis'ten geçirmişti. Gelinen ortamda, Cumhurbaşkanı'nın süreci bitiren açıklaması, en başından buyana elinde silah olan bir terör örgütüyle müzakere yapılmasının, masaya oturulmasının doğru olmadığını, terör örgütüyle herhangi bir devletle görüşüyor-müzakere ediyor gibi ilişki kurulamayacağını, terör örgütünün bunu mutlaka istismar edeceğini söyleyenlerin haklı çıktığını gösteriyor. Yine daha önceki PKK'nın sözde eylemsizlik dönemlerinden sonra PKK terörünün her seferinde daha şiddetli tekrar başladığını hatırladığımızda, çözüm süreciyle resmen muhatap alınan hükümetle (her ne kadar AKP şimdilerde ret etse de) mutabık kalınan metnin ortak açıklama ile duyurulması gibi PKK'nın asla aşağıya düşmeyi kabul etmeyeceği eşit taraf pozisyona gelmiş PKK terör örgütünün bu avantajını kaybetmemek için çok daha sert ve yaygın terör sarmalıyla geri döneceğini öngörmek için çok da uzman olmaya gerek yoktur. İşte bugün karşılaştığımız PKK terörü de bunun tezahürüdür. Tabi ki bugünkü PKK terörünün tek sebebi bu değildir. Bölgemizdeki gelişmelerin, örgütlerle-devletler arasında sabah akşam değişen ilişki ağının da etkisiyle IŞİD'le mücadeleye Türkiye'nin de dahil edilmesi, bu kapsamda Türkiye'deki üslerin ABD ve diğer koalsiyon ülkelerine açılmasının sağlanabilmesi de yukarıda özetlenen çözüm sürecinin bitirilişiyle örtüştüğünü ve bu örtüşmenin Suruç'ta patladığını söylemeliyiz. Diğer taraftan şunu da söylemeliyiz ki AKP iktidarı Cumhurbaşkanı'nın bugünkü açıklamasıyla resmen süreci bitirmişken, PKK'nın aslında çözüm sürecinin biteceğini hep beklediğini daha doğru ifadeyle çözüm süreci diye bir kaygısının olmadığını onu yurt içinde şehir merkezlerine kadar eleman yerleştirilmesi görevlendirimesi silah patlayıcı depolanması yapmakta kullandığını Suruç saldırısyla birlekte aniden patlak veren PKK terör sarmalıyla görüyoruz.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *