
Başbakan Ahmet Davutoğlu Konya'da Cizre olaylarını değerlendirdi. Davutoğlu "Devlet, her yerde her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Dün de yine olayı daha da tırmandırmak isteyen bazı provokatif unsurların Cizre'ye sızma çabalarına karşı da çok etkin tedbirler alınmıştır. Kamuoyumuzun bilmesini isterim ki provokatörler, yakalanmıştır.Türkiye her türlü provokatörlere karşı önlemi almıştır. Çözüm süreci ne zaman bir yola girse bu işi kullanan unsurlar oldu. Gerek sosyal medyada gerek medyada. Bu provokasyonlar çözüm sürecini etkilemeyecektir. Halkımızın bütünü huzura ve ekonomik kalkınmaya ihtiyacı var." dedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "çözüm süreci konusunda kararlı olduklarını ancak ne zaman sonuca yaklaşılsa karanlık bir elin devreye girdiğini, ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye giriyor. Hep birileri Türkiye’ye kendi iradesiyle bu sorunu çözmesin, bu sorundan kurtulmasın ki biz karıştırabilelim, Türkiye’yi baskı altına alabilelim, Türkiye’nin büyüyebilmesini engelleyelim, Türkiye’de bir çatışma zemini oluşsun diye hep devreye giriyor dedi. Konuyla ilgili olarak PKK/KCK/HDP cephesinden de benzer açıklama yapıldı. Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Hatip Dicle ise, Cizre'de yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonu olduğunu söyledi. **********YORUM********** AKP hükümeti 2008'de başlattığı PKK açılımıyla birlikte PKK ile önce gizli olarak yürüttüğü Oslo süreci ve sonrasında 2013'ten buyana yürütülen çözüm sürecinde ne zamn beklenmeyen bir terör saldırısı olsa bunun provokasyon olduğunu açıkladı benzer açıklamaları PKK/KCK da yaptı, bu terör salsırılarının provokasyon olduğu, kontrol edilemeyn küçük bir PKK'lı grup yada derin devlet olduğu iddia edilerek PKK aklanmaya çalışıldı ama sonrasında hep ortaya çıktı ki bütün bu saldırıların hepsinin emri bizzat Kandil'den verilmişti. En son 6-8 Ekim olaylarının arkasında yine hükümetin nedense büyük güven duyduğu Öcalan'ın direktiflerinin olduğu bizzat Akdoğan tarafından açıklanmıştı. Hal böyleyken ve geçmişteki provokasyon iddialrının boş olduğu ve provokatif saldırıların arkasında da PKK yönetiminin olduğu bilinmesine rağmen neden şimdi yine aynı senaryo (provokatifler var, süreci engellemeye çalışıyorlar) uygulanmak isteniyor anlaşır değildir. İşte yine hükümet ve terör örgütü kanadından Cizre'de 3 kişinin ölümüne neden olan terör saldırılarının da provokasyon olduğu iddia ediliyor. Ama perşembenin geliş çarşambadan belliydi. Başbakan yardımcı Arınç bile PKK'nın bölgede kendisinden başka hakim güç istemediğini belirterek Davutoğlu ve Akdoğan'dan farklı bir açıklama yaparak PKK'nın zaten Cizre ve birkaç ilçeyi pilot yerler (kurtarılmış bölgeler) ilan ettiğini belirterek Cizre'deki olayların PKK'nın kontrolünde gerçekleştiğini ima etti. Yine bu sitede Sn. Fazıl Esad Altay tarafından yazılan PKK'nın bölgedeki terör olaylarında kullandığı hendek taktiği önlenmelidir (http://www.21yyte.org/tr/fikir-tanki/7603/pkknin-bolgedeki-teror-eylemlerinde-kullandigi-hendek-taktigi-derhal-onlenmelidir) başlıklı haberde PKK'nın hendekler kazdığı Cizre gibi yerlerde terör saldırıları hazırlığında olduğunun açıkça belli olduğu analiz edilerek olayların arkasında PKK olduğu ortaya konuyordu. 2 yıldır süren çözüm sürecinde PKK'nın hiçbir sözünü yerine getirmediğini bizzat Başbakan açıklamasına ve 6-8 Ekim'de hiç tereddüt etmeden 50'ye yakın vatandaşın ölümüne PKK'nın sebep olduğu bilinmesine rağmen neden ne pahasına olursa olsun çözüm süreci devam edecek mantığıyla PKK'nın iki yüzlü davrandığı göz ardı ediliyor ve terörle/tehdidle/şantajla taleplerini dayatmasına fırsat veriliyor? Son 6-8 Ekim ve Cizre olaylarının da birkez daha gösterdiği gibi ÖCALAN'IN GİRİŞİMİ VE İNİSİYATİFİYLE BAŞLATILAN ÇÖZÜM SÜRECİNİN ASLINDA BİZZAT ÖCALAN TARAFINDAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE YÖNELİK BİR KUMPAS OLARAK KURGULANDIĞINI NE ZAMAN ANLAYACAĞIZ???
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *