13 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Çözüm süreci kimin elinde patlayacak?

Çözüm süreci kimin elinde patlayacak?

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Son dönemdeki gelişmeler gösteriyor ki çözüm süreci ne zaman, nerede, kimin elinde patlayacağı belli olmayan serseri mayına dönüştü. Davutoğlu'nun Başbakan olmasının hemen sonrasında yaptığı açıklamalarla aslında 2 yıllık süreçte çözüm sürecinde hiçbir olumlu gelişme olmadığı, PKK'nın hiçbir sözünü yerine getirmediği buna karşın devletin ve hükümetin PKK'nın taleplerini birer birer hayata geçirdiği açığa çıkmış, böylece sürecin sorun olduğu, ortada yürümeyen bir süreç olduğu anlaşılmıştı. 6-8 Ekim'deki Ayn el Arab (Kobani) bahaneli terör olayları da süreç değil PKK'nın dayatmaları olduğunu ortaya çıkardı. Kasım-Aralık'ta Öcalan'ın hazırladığı müzakere taslağının sızmasıyla İmralı'da toplumun hiç bilmediği ve olmasını istemediği konuların müzakere edileceği, Türkiye Cumhuriyeti'nin yerine Öcalan'ın belirlediği esaslara göre yeni bir devletin kurulmasının hedeflendiği basına yansıdı. Daha sonra milletvekili adayı omak üzere sürecin masada devlet tarafındaki baş aktörü MİT Müsteşarının istifa etmesi ve Cumhurbaşkanının doğru bulmuyorum, onaylamıyorum diye çıkışı üzerine istifanın geri alınması ve H.Fidan'ın yeniden Müsteşar olarak atanması aslında çözüm sürecinde sıkıntılar yaşandığının işaret fişeklerinden birisi olarak tarihteki yerini aldı. Daha sonra 28 Şubat'taki AKP-HDP ortak açıklamasına yönelik yine Cumhurbaşkanından gelen eleştirisel açıklamalar sürecin içindeki az sayıdaki aktörler arasında bile sürecin nasıl yürütüleceği üzerine anlaşmazlıklar yaşandığını gösteriyordu. Bunun hemen sonrasında yine Cumhurbaşkanının "Kürt sounu yoktur" beyanı çözüm sürecinde sorun yaşandığını ve kartların yeniden kurulmakta olduğunu gösteriyordu. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün PKK'nın süreçte olması için dayattığı İzleme Heyetine yönelik "doğru bulmuyorum" açıklamasını yukarıda özet olarak belirttiklerimizle birlikte ele aldığımızda çözüm sürecinin kendisinin başlı başına bir sorun haline geldiğini deşifre etmiştir. Cumhurbaşkanının izleme heyetiyle ilgili gelişmeyi gazeteden duyduğunu vurgulaması aslında çok önemlidir ve süreçteki sıkıntıyı, Cumhurbaşkanının sürecin çözüm getirmeyeceğini gördüğünden artık kendini işin dışında tutmayı seçtiğini gösterebilir. Diğer taraftan izleme heyetiyle ilgili açıklama yapan Başbakan yardımcısı daha iki gün önce sürecin sahibinin Cumhurbaşkanı olduğunu söylemişken izleme heyetiyle ilgili gelişmeyi Cumhurbaşkanının gazeteden duyması mümkün müdür? Dolayısıyla ya Cumhurbaşkanı çözüm sürecinin çözüm getirmeyeceğini gördüğü için artık sahiplenmiyordur (tabi burada seçime yönelik bir iç politika hamlesini de gözardı etmemeliyiz) ya da İmralı süreçte tam kontrolü ele geçirmiştir. Daha kesin bir değerlendirme yapmak için Cumhurbaşkanının bu açıklamasına rağmen hükümet izleme heyetini hayata geçirip geçirmeyeceğini beklememiz gerekecek. (H. Fidan olayını hatırlayalım). Buradan her zaman benzer görüşü ifade etmiş birisi olarak şunu söyleyebilirim ki bu haliyle süreç serseri mayına dönmüştür, ne zaman, nerede, kimin elinde patlayacağı belli değildir. Aslında Cumhurbaşkanın son açıklamasında da görüyoruz ki mayın hükümetin kucağındadır. Eğer Cumhurbaşkanı seçimler, iç politika gibi başka konuları hesaba katarak bir açıklama yapmamışsa, hükümetin mayın elinde patlamadan emniyetli bir sahada mayını etkisiz hale getirmesi (yani süreci bitirmesi) için zaman daralmaktadır. Ama çözüm süreci Öcalan tarafından öyle bir kurgulandı ki geçen süreçte PKK o kadar önemli kazanımlar elde etti ve pozisyonlarını o kadar tahkim etti ki hükümet mayını etkisiz hale getirse bile bu sefer PKK'nın şehirlerde ve kırsalda depoladığı patlayıcıları patlatmakla hükümete taleplerini dayatabilecek ya da tek taraflı harekete geçebilecektir. Yani çözüm süreci denkleminde her durumda kazanan PKK olmuştur ve olmaktadır. AKP kısa vadede kazanan gibi gözükse de kaybeden ise Türkiye ve Türk milleti olacaktır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *