
Bizzat PKK terör örgütünün hükümlü lideri Öcalan tarafından kurgulanan PKK açılım süreci veya kamuoyunda bilindiği şekliyle çözüm süreci PKK terör örgütünün zaferiyle sonuçlanacak şekilde gelişiyor. Son bir haftadır Öcalan'ın hazırladığı müzakere taslağı metni gündeme oturdu. Hükümet-Kandil-HDP-İmralı arasında basına yansıyan kadar yansımayan perde arkası görüşmeler sürüyor. Bugün sabah itibariyla ortaya çıkan sonuç şu ki birileri demagoji yaparak milleti kandırıyor! Çünkü taslak metin ile ilgili olarak Hükümet HDP ile yaptıkları görüşmelerde özerklik, genel af, taslak konularını görüşmedik derken, HDP'li milletvekili Önder taslak metinde özerklik de var dedi, sonra kamuoyunda oluşan tepki nedeniyle muhtemelen perde arkası görüşemelerde gelen ikazlarla hayır özerklik falan yok diyerek ve demagoji yaparak çark etti. Ama bu arada Kandil taslak metni kabul ettiğini açıkladı. Kandil'deki PKK'lı terörist elebaşları yıllardır her açıklamalarında-yazılarında-tehditlerinde özerklik, genel af (Öcalan dahil) vazgeçilmez şartımız derken bunların olmadığı bir metni tereddütsüz kabul etmeleri mümkün olabilir miydi? Tabii olamazdı. Dolayısıyla Önder'in milletin aklıyla alay edercesine söylediklerinden çark etmesi de dikkate alındığında taslak metinde daha önce PKK elebaşlarından Karasu'nun deşifre ettiği temel taleplerin (((1- müzakere yöntemi olarak görüşmelerin tutanıklı ve mutabakatların imzalı olması 2- İzleme heyetinin kurulması (hükümet bunun için PKK/HDP'den kamu düzeninin sağlanmasını istiyor), 3- demokratik özerklik talebi))) Öcalan'ın hazırladığı metinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zaten Başbakan ve Başbakan yardımcısının açıklamalarında taslak metinde bu konular var ya da yok demiyorlar sadece HDP heyetiyle bu konuları görüşmedik diyerek yani laf kalabalığı ve demagoji yaparak konuyu geçiştiriyorlar. Bunu destekleyen bir husus da yine Başbakan Yardımcısı Akdoğan'ın açıklamalarındaki " Süreçte farklı görüşler, teklifler, düşünceler olsa da..." diye başlayan ifadesi özerklik ve genel af gibi konuların PKK/KCK/Öcalan teklifinde yer almasının normal gördüklerini anlatıyor. Diğer taraftan PKK/KCK/HDP cephesinde süreç ile ilgili İmralı ve diğer yerlerdeki tüm görüşmelerin detayları anında tüm birimlere yayılırken diğer tarafta süreci yürüten Hükümet içinde sayısı bir elin parmağını geçmeyecek kişi dışında kimse süreç hakkında bilgi sahibi değildir ve olmaları da istenmemektedir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi, Cumhuriyetin kazanımları ve mevcut T.C. anayasasına aykırı gelişmelere yeşil ışık yakan konular içermektedir. Nitekim yine Başbakan'ın dünkü açıklaması süreç hakkında kimseye bilgi vermek niyetinde olmadıklarını teyit etmektedir. İşte o sözler: "Gündemde olmayan konuları, sanki gündemdeymiş gibi ele almak, tartışmak bunlar sürece zarar verir. Öncelikle iç barışı sağlayacak ve bütün toplumda genel kabul görecek şekilde bu süreci benimsetecek bir yöntemde mutabık kalmamız lazım. Önümüzdeki dönemde mesafeler alındığında gerekli bilgileri basına veya kamuoyuna verilmesi gereken bilgileri gerektiğinde biz veririz. " Yani Başbakan diyor ki süreci tehlikeye düşürecek bu konulardan bahsetmeyelim (nitekim Önder hemen çark etti) ileride gerekirse bilgi veririz diyor yani biz gizli kapaklı kendi aramızda bu işleri bitirelim, böyle tehlikeli konuları açıktan konuşmayalım yoksa bu süreç hem hükümeti hem de PKK/KCK/Öcalan cephesini yutar demek istiyor. Böylece demagojiyle şimdilik de olsa PKK açılım sürecinin önünü tıkayabilecek bir engeli daha bertaraf edecek gibi gözüküyorlar. Ancak sürecin taraflarının bu demagojileriyle zaten yanlış denklemler ve kişisel emeller üzerine kurgulanmış bu süreçten çözüm değil daha büyük kaoslar çıkacaktır...
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *