16 Mayıs 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Esad Türkiye'ye Cevap Vermekten Niçin Aciz Kalacak

Esad Türkiye'ye Cevap Vermekten Niçin Aciz Kalacak

9 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
SONUÇLARI BİLİNEN ÇATIŞMA: Türk birliklerinin sınırın içine girmesi, tampon bölge oluşturması ve Esad kuvvetleriyle çatışma meydana gelmesi durumunda Esad kuvvetleri teknik, askeri ve düzen olarak üstün güce karşı ilk kez sonucu önceden belli çatışmaya girmek zorunda kalacak. Esad kuvvetleri tarafından Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir Türk askeri operasyonunu engelleme girişimi Esad rejimi açısından kestirilmesi zor kötü sonuçlarla sonuçlanacak. Rejimin Suriye’nin kuzeyinde Türk kuvvetlerinin herhangi bir müdahalesine karşı gerçek askeri operasyonla cevap vermesi birkaç nedenden ötürü beklenmiyor. Birinci neden, Türk ordusu ve rejim milisleri arasında askeri dengesizlik. Zayıf güçleri bu türden herhangi bir çatışmaya girmeye uygun değil ve tüm sahalarda güçleri çökmeye başlayacak. İkinci neden, Türk kuvvetlerinin girebileceği tüm bu bölgeler rejimin kontrolü dışında ve rejim o bölgelere dönmekten aciz durumda. HAVA KUVVETLERİ ACİZ: Rejim ve Türkiye arasındaki çatışma ihtimalinde hava kuvvetleri en zayıf halka olarak sayılıyor. Esad rejiminin hava kuvvetleri bitkin sayılıyor. Gerek Türkiye gerek Ürdün gerekse de Suudi Arabistan’la olsun hava muharebesine giremez. Bunun birçok nedeni var. En önemlisi Esad rejimin nezdindeki uçaklar ve Türkiye ve ya Ürdün ve ya Suudi Arabistan olsun komşu ülkelerin uçakları arasındaki teknik farklılık. Teknik fark uçakların türünde olsun, sayısında olsun, silahlanmasında, hazırlık düzeyinde ve pilotların eğitim seviyesinde olsun çok büyük. (Türkiye modernize edilmiş F4E Fantom uçaklarına ek olarak en az 220 F-16C ve F-16D uçağına sahip. Rejim uçaklarının en büyük sorunlarından birisi; MİG-23 uçaklarının genelde 30 km.yi aşmayan ve MİG-29 uçaklarının 60 km.den daha az maksimum radar keşif menzili. Bu arada Türk F-16 uçakları hava hedefleriyle 70 km.ye kadar füzeyle çatışabiliyor AIM-7F. 100 km.den daha büyük menzillerdeki hedeflere AIM-120 füzeleriyle) GERİ KALMIŞ UÇAKLAR: Esad rejimi sadece Sovyet savaş uçaklarına sahip. Rejim hava kuvvetlerinin direği sayılan, hava muharebelerine girme gücü açısından teknik durumları kötü durumda olan özellikle MİG-21 ve MİG-23 uçaklarının çoğunluğu üretilen ülkede hizmet dışı. Bunu rejim nezdinde bulunan en iyi ve en modern uçak olarak sayılan MİG-29 izliyor. Rejim bu uçaklardan 50 civarında olanı hizmette bulunduruyor. Rejim nezdinde MİG-29 dışında herhangi bir uçak (bu uçakların sıkıntı çektiği teknik sorunlar, tüketim ve rejim pilotlarında gerçek tecrübe bulunmadığı için) Türk uçakları için gerçek tehdit oluşturmuyor. 80’li yılların ortalarından bu yana herhangi bir hava savaşına girmediler. MİG-29 uçağı 80 km.ye ulaşan menzilli R-27 havadan-havaya (rejim 1988 yılında 200 füze elde etti) ve R-77 havadan-havaya füzeler (rejim 2010 yılında 50 füze elde etti) atma kabiliyeti nedeniyle Türk uçakları için yegane hava tehdidi sayılıyor. Ancak yaygın kanıya göre Esad rejiminin hava savaşları komutanlığında taktik ve sistematik düzeyde başarısız olması ve tahrip yada karıştırma yoluyla kolaylıkla devre dışı bırakılması mümkün olan erken uyarı radarlarının birçok seviyesindeki teknik kusurlar nedeniyle gerçek tehdit oluşturmuyor. Uçaklar hava savaşları sırasında tek başına çalışmıyor. Rejim şimdi kara bombardımanı için kullanıyor. Türk hava kuvvetleri erken uyarı uçaklarına, hava harekat komutanlığı ve elektronik harbe sahip. Esad kuvvetleri kuruluşundan bu yana bundan yoksun. Rejim nezdinde havadan operasyon komutanlığı için Awacs uçakları olarak bilinen herhangi bir uçak yok. Hava operasyonları komutanlığında temel olarak uçakların kalkış yaptığı havaalanlarına bel bağlıyor. Genelkurmay başkanlığı binası yakınında bulunan Hava kuvvetleri komutanlığında bulunan hava kuvvetleri harekat merkezine geri kalmış ağla bağlı. Rejim nezdinde erken uyarı ve keşif sistemlerinin geri kalmışlığına ek olarak rejim uçaklarına en basit elektronik harp ve karıştırma unsurlarının etki etmesi kolay. Türk ve Suriye uçakları arasındaki savaşı Türk pilotların gerçek mermilerle atış tatbikatı olarak nitelendirmek mümkün. MİG-21 ve MİG-23 uçaklarının Türk uçaklarına karşı herhangi bir hava çatışmasına girmesi durumunda kayıp oranı çok yüksek olacak. Bu uçakların F-16 uçakları ile silah ve teknik özellikleri kıyaslandığında bir F-16 uçağı bu türden en az 4 uçağa eşit oluyor. Esad uçaklarının pozisyonu fiili olarak daha kötü oluyor. 1982 yılı sırasında rejim kuvvetlerinin girdiği çatışmalar rejim uçakları ve batı uçakları arasındaki teknik farkı ortaya çıkardı. Onlarca Suriye uçağı Lübnan üzerinde tahrip edildi. İsrail’in kayıpları çok düşük düzeydeydi. Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir askeri operasyon başlangıcında Türk uçakları sahaya girecek kara kuvvetlerine hava şemsiyesi oluşturacak. Rejim uçaklarının gerçek herhangi bir çatışmaya girmesi beklenmiyor. Rejim Türk uçaklarına karşı hava çatışmaları meydana gelmesi durumunda imkanlarını biliyor. 1982 yazında meydana gelene benzer bir hava çatışmasında çok sayıda uçağı yitirmesi rejim için felaket bir darbe olacak. Kuvvetleri saflarında büyük moral çöküntüsüne yol açacak. Bu yitirilen uçakların eksikliği hava destek seviyesini azaltacak. Diğer savaş cephelerine etki edecek. Rejimin çeşitli bölgeleri yitirmesine yol açacak. PATRİOT VE ESAD’IN UÇAKLARI: Nato ittifakına bağlı Patriot ağı Suriye’nin kuzeyini kapsıyor. Rejime bağlı herhangi bir uçağın sınırdan 50 km.yaklaşmasını engelleyecek. HAVA SAVUNMA SİSTEMİ: Rejim nezdindeki hava savunma sistemi geri kalmış uçaklardan daha büyük olarak Türk uçaklarına tehdit oluşturuyor. Sabit bataryalar önceden hedef alınmasının kolay olması nedeniyle Türk uçakları için ciddi bir tehdit oluşturmuyor. Ancak mobil bataryalar dikkate alınması gereken ciddi tehdit oluşturuyor. Türkiye açıkça ilk ya da sonraki askeri operasyon sırasında olsun Türk uçaklarının uçuşunun gerçekleşeceği sanılan bölgeyi kapsayan bataryaları ve özellikle Halep ve Lazkiye’de bulunan Esad rejimine ait hava savunma sisteminin bir bölümünü tahrip edebilir. Güvenlik altına alınmak istenen bölge çerçevesinin dışında 60 km.sınırına ulaşan derinlik kapsamındaki mobil ya da sabit batarya Türk uçaklarının güvenliğine tehdit oluşturması durumunda hedef olabilir.(SAM-2 füze bataryalarının azami menzili 60 km. Bu rejim nezdinde pratik olarak çok yüksek) BALİSTİK SİSTEM: Esad rejiminin balistik füze sistemi doğu menşeyli (Tutuşka, Fatih 110) ve SCUD-B,C,D aralarında olmak üzere birçok (kısa menzilli) balistik füze türlerini kapsıyor. Rejim füze sistemi Türkiye’ye açıkçası askeri kuvvetlere değil sivil bölgelere gerçek tehlike oluşturan yegane faktör olabilir. Rejim Suriye toprakları içinde Türk askeri birliklerini hedef almak için değil sivillere karşı intikam şeklinde kullanabilir. Rejimin sahile naklettiği SCUD rampalarının bir kısmının bulunması ile birçok Türk kenti bu füzeler açısından tehlike dairesi içinde oldu. Bin kilometreye ulaşan menziliyle rejim nezdindeki bazı SCUD füzeleri Türkiye’nin batısı ve ortasında yer alan birçok kente ulaşabilir. Bu füzeler Türk ordusunun önünde gerek engellenmesi ya da fırlatma mevzilerinin tahrip edilmesinde en büyük meydan okuma oluşturur. Suriye’nin kuzeydoğusunda Haseke kenti yakınında askeri tesislerden birisinde bazı SCUD füzeleri fırlatma rampalarının bulunduğundan bahseden bazı haberlerin doğru olduğu tamamıyla bilinmiyor. Doğru olması durumunda Türkiye’nin doğusu ve ortasının tamamı bu füzelerin tehlikesine maruz kalacak. Esad rejimi özellikle Türkiye’nin doğusundaki askeri üsleri ve havaalanlarını hedef alması mümkündür. Açıkçası bu silahların tehlikesi kimyasal ya da biyolojik başlıklarla kullanılmasında yatıyor. Esad’ın bu silahlara sahip olduğu biliniyor. 100-300 km.menzilli balistik füzelerin ve füze toplarının ikinci türü füze türlerinden çeşitli demeti kapsıyor. Bu füzeler tümüyle Halep ve Lazkiye vilayetine bitişik Türk kentlerinden sınır sektörünü tehdit oluşturuyor. Türk toprakları içinde 200 km.derinliğine ulaşan sektörü tehdit ediyor. Rejim bu füzeleri sınırdan fırlatmadı. Tersine sahil ve kuzeyde kontrolü altında bulunan bölgeler kapsamındaki güvenli merkezlerden özellikle rejimin hedef alabileceği Türkiye’nin ana kentlerine en yakın nokta sayılan Halep kentinde kontrolü altındaki kısımdan fırlattı. Bu füzelerin Lazkiye kuzeyindeki İskenderun sancağı bölgesindeki birçok Türk kentine doğru kullanılması beklenmiyor. Zira Alevilerden geçerli oranı kapsıyor. Kurban olarak gitmelerinden korkuluyor. Ancak Suriyeli mültecileri kapsayan Gaziantep, Kilis ve diğer kentlere karşı kullanılır. Bu füzelerin Halep kentindeki rejim kuvvetleri mevzilerinden kullanılması Türk ordusunu bu füzelerin fırlatma rampalarının tahrip edilmesi ve fırlatılmasının engellenmesi için Halep kentindeki Esad kuvvetlerine saldırılarda bulunmak zorunda bırakır. Bunun özellikle Halep’teki Esad kuvvetleri üzerine büyük etkisi olur. Üçüncü kısım 70-120 km.menzilli füze topu. Luna, Hayber, Simirtiş füzeleri gibi birçok türü kapsıyor. Sınır beldelerine ve şehirlere karşı kullanılması mümkün. Patriot tarafından önlenmesinin güçlüğü ve Türk kentlerindeki yüksek nüfus yoğunluğu ve salvolarının etki alanının geniş olmasından ötürü kayıpları büyük olur. SİVİL BÖLGELERİN HEDEF ALINMASI: Esad’ı Suriye içine girecek Türk askeri birliklerini hedef almaktan engelleyecek birçok faktör var. Bunlar; kuvvetlerinde bu güçlerin mevzilerini belirleyecek etkin keşif sisteminin bulunmaması, gerek balistik ya da havadan bombalama. Pilotsuz uçakları pilotlu uçaklarından daha iyi durumda olmayacak. Türk kuvvetlerinin çalışma çerçevesinde yaklaşmasıyla düşmeye maruz kalacak. Türk birliklerinin mevzileri hakkında bilgi elde etmek için yegane yol Rus uydu fotoğrafları olabilir (sahadaki ajanlar için). KARA KUVVETLERİ: SEÇENEKLERİN SONUNCUSU Rejimin kara kuvvetleri birkaç nedenden ötürü Türk ordusu önünde herhangi bir engel oluşturmaz. En önemlisi; iki güç arasında doğrudan çatışma meydana gelme olasılığının zayıf olması. Türk kuvvetleri nezdinde hava desteği bulunması. Rejim kuvvetleri hava desteği olmaksızın herhangi bir çatışmaya girmez. Hava şartları nedeniyle yoğun hava desteğinin bulunmadığı durumlarda büyük yenilgilere uğrar ve süratle püskürtülür. Esad kuvvetlerinin Türk kuvvetleriyle yegane çatışma noktası rejime bağlı milislerin mevzilendiği ve Türk kuvvetlerinin girmesiyle gerçek bir direniş gösterilmesi beklenmeyen ve herhangi bir çatışmanın başlamasıyla teslim olacak iki Şii köyü Nubbul ve Zehra olabillir. CEVAP HAKKININ KORUNMASI: Müdahaleye karar vermesi durumunda rejimin Türkiye’ye karşı kullanabileceği yegane faktör Türkiye toprakları içinde rejimle bağlantılı grupları kullanarak ister patlamalar ya da suikastler olsun sabotaj eylemleri ve karışıklıklar çıkarmak olabilir. Geçtiğimiz beş yılda birçok tanıklar var. Şayet Türk kuvvetleri girse ve açıklandığı gibi genişleyip tampon bölge kursa ya da Halep kentine ulaşsa, Esad rejimi mobil hava savunma bataryalarından bir kısmı vasıtasıyla tuzaklar şeklinde Türk uçaklarını hedef alma gibi çok sınırlı eylemler ya da Türkiye kapsamında bomba yüklü araçları patlatma gibi birçok sabotaj eylemi yapma ya da seyirci olmaktan başka bir şey yapamayacak. Esad rejimi sınırlıda olsa herhangi bir çatışmaya girmenin tüm yönlerden bütün kuvvetlerine kötü yansımaları olacağını ve keskin bir şekilde çökmesini hızlandıracağın tam anlamıyla biliyor. www.orient-news.net
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *