
İran Dini Lideri Seyit Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Ruhani’ye hitaben yazdığı mektupta nükleer anlaşma ve anlaşmanın sürekliliği konusunda önemli hususlara temas etti. Hamaney 9 madde olarak sıraladığı mektubunda, İran’ın milli menfaatlerine uyulması ve korunması gerektiğini ifade etti. Hamaney mektubunda özetle şu ifadelere yer verdi. Değerli İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Ulusal Güvenlik Meclisi Başkanı, şu anda İran meclisinde dikkatlice incelenen ve özel komisyon, diğer komisyonlar ve sonucunda İran Meclisi’nden kanuni yollarla geçen, Kapsamlı Ortak Eylem Planı adındaki anlaşma metni tarafımızdan görüş alınması maksadıyla bize ulaşmıştır. Değerli şahsınız, direk ve dolaylı olarak bu görevde yer alan yöneticilerin İran’ın milli menfaatlerini korumak adına yeterli birli sahibi olmanız maksadıyla bazı noktalara temas edilmesini gerekli gördüm. Her şeyden önce bu mücadele sürecinde görev alan herkese takdir ve teşekkürlerimi sunarım. 1) Değerli şahsiyetiniz, İran İslam Cumhuriyeti yönetimi alanında görev aldığınız onlarca yıl sonunda ABD nükleer enerji konusu da olmak üzere başka hiçbir meselede İran’a karşı husumet ve hak ihlalinden başka bir yaklaşım sergilememiştir. Gelecekte de bu yönetimden farklı bir yöntem izlemesinin beklenmesi uzak bir ihtimaldir. ABD Başkanı Obama’nın tarafıma yazdığı ve İran İslam Cumhuriyeti’ni yıkma planlarının bulunmadığını ifade ettiği iki mektubun ardından ülke içindeki dahili şer odaklarının, İslam Cumhuriyeti muhaliflerine mali konuda yardım yapması her şeyi bir kez daha gözler önüne sermiş ve ABD’li yetkililerin, İran’ın açık bir dille askeri yönden tehdit etmesi de ABD’li liderlerin gerçek yüzünü bir kez daha ispat etmiştir. ABD ile süren düşmanlığın nedeninin, İran’ın İslam Cumhuriyeti kimliğini ve mahiyetini taşımak olduğunu tüm siyaset dünyası bilmektedir. Sulta ve emperyalizm karşısında, İslam duruşunu sergilemek, Filistin halkını ve direniş güçlerini savunmak, ABD’nin İran’a olan düşmanlığını sürekli hale getirmektedir. Bu düşmanlık, İslam Cumhuriyeti ayakta ve güçlü olduğu sürece devam edecektir. 2) Şüphesiz ABD’nin hasmane niyetlerine karşı mili bilinci korumak ve müzakere müddeti boyunca İslam Cumhuriyeti yetkililerinin sergilediği dik duruş, bir çok kez yıkıcı zararların oluşmasını da engellemiştir. Bununla birlikte Kapsamlı Ortak Eylem Planı şeklinde oluşan müzakere sonuçları bazı belirsizlik ve yapısal zaafları da içermektedir. Anlaşma metninin bir çok maddelerinin dikkatlice incelenmemesi durumunda, İran’ın şimdiki ve gelecekteki konumuna ciddi zararlar verebilir. 3) İran’ın müzakereleri haksızca uygulanan ambargoların kaldırılması şartıyla kabul etmesi ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın, İran’ın verdiği taahhütlere uyması şartıyla yürürlüğe girecek olması nedeniyle, kaşı tarafın bu şartlara uymamasını engelleyecek yeterli ve güçlü bir teminat ve garantinin alınması gerekmektedir. Örnek olarak ABD Başkanı ve AB’nin, İran’a uygulanan ambargoların kaldırılması konusunu içeren yazılı bir metin hazırlaması ve bunu deklare etmesi gerekmektedir. Ambargo’nun devam etmesine işaret edecek her türlü beyanat ve açıklama Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın bozulması anlamını taşıyacaktır. Bu bağlamda karşı taraf ülkelerin, sekiz yıllık bir dönem içerisinde her kademede her hangi bir bahane öne sürerek yaptırım uygulaması Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın bozulması olarak sayılacaktır. Hükümet bu konuda Meclis’in onayladığı ilgili üç madde gereğince gerekli adımları ve önlemleri almakla yetkilidir ve bu konuda Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı derhal durdurmalıdır. 4) Arak ağır su reaktörünün kimliğinin korunması ve yeniden faaliyete geçmesi yönündeki girişimler, güvenli ve kesin bir anlaşma ve yeterli güvencenin verilmesi konusuna bağlı olmalıdır. 5) Zenginleştirilmiş Uranyum’un, başka bir ülkeye nakledilmesi konusu, bu konuda güvenli bir anlaşmanın ve yeterli güvencenin verilmesi durumunda yürürlülüğe konulmalıdır.6) İran Meclisinin onayına göre nükleer enerji sanayisinin, orta vadede 15 yıla kadar çeşitli alanlarda ilerlemesi ve 190 bin santrifüje ulaşmasını öngören kalkınma planı için gerekli tasarı ve projelerin temin edilmesi ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dikkatlice incelemesi gerekmektedir. Bu planın Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndaki bazı maddelerden kaynaklı endişelerden arındırılması gerekmektedir. 7) Atom Enerji Ajansı, icra makamında çeşitli araştırma ve gelişimi, 8 yılın sonunda Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nda yer alan uranyum zenginleştirme faaliyetleri konusunda hiçbir teknik eksiklik göstermemesi gerekir. 8) Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın belirsiz kalan yerleri, karşı tarafın açıklamalarıyla kabul edilemez. Bu konuda müracaat mercii esas müzakere metnidir. 9) Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndaki bazı karışıklıklar ve belirsizlikler ve özellikle ABD’nin hile ve kanunsuzlukla verilen taahhütleri bozma ihtimalini, işlerin ilerlemesini, karşı tarafın taahhütlerini yerine getirmesini ve yukarıda belirtilen hususların yapılıp yapılmadığını kontrol edecek, bilinçli, kıllı ve güçlü bir heyetin kurulması gerekmektedir. Bu heyetin oluşumu ve görevi, Milli Güvenlik Konseyi’nde belirlenmeli ve onaylanmalıdır. Son olarak bir çok görüşmelerde değerli şahsınıza ve diğer hükümet yetkilileri ile halkımıza da belirttiğim üzere, her ne kadar ambargoların kaldırılması, zulmün ortadan kalkması ve İran halkının yasal haklarına kavuşması anlamında gelse de, ekonominin gelişmesi, hayat standardının iyileşmesi ve var olan sorunların ortadan kaldırılması, direniş ekonomisinin ciddiyetle ve tüm boyutlarıyla uygulanması dışında gerçekleşmesi mümkün değildir. Seyit Ali Hamaney.//www.mehrnews.com.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *