
Ortadoğu’ya ilişkin askeri konularda yabancı siteler ve yayınlarda yazan araştırmacı Casim El-Selali Medium sitesinde 7 Aralık’ta İsrail’in Şam’a düzenlediği hava saldırılarının ayrıntılarını, saldırıları tespit eden resimlere, uçakların rotalarına, önleyen füzelere dayanarak açıkladı. İsrail hava kuvvetlerinin izlediği taktikleri ve meydana gelen olayın kabataslak grafiğini çizdi. İkişerli koldaki 4 İsrail uçağı öğlen saat 16:00’da doğudan Lübnan hava sahasından Suriye hava sahasına girdi. Her kol birbirinden uzakta 2 F-15 uçağından oluşuyordu. Uçak kolları arasında büyük ara vardı. Araştırmacı uçakların Suriye erken uyarı radarlarının dikkatli bir şekilde izlemesini engellemek için güçlü karıştırma dalgaları yayınladığını olasılık dahilinde gördü. Güçlü radar sinyali yaymaya dayanan karıştırma, sinyalini taklit yoluyla düşman radarını kör ediyor ya da uçakları takip etmeyi ve uçaklara karşı füzeleri yönlendirmeyi engelleyebilen yoğun radar titreşimlerine boğuyor. Onun varlığını açığa çıkarıyor. Suriye algılama sistemleri en azından karıştırma yayılma genel yönünü biliyordu. Suriye personelinin düşman uçaklarının bulunduğu yeri bilmesine olanak sağladı. Ancak büyük hata payı kapsamında. Hava savunmaların, hava kutusu (?) kapsamında düşman savaş uçaklarını aramak için füze bataryalarını yönlendirmeye, optik yöntemleri ya da uçaklara karşı koymak ve yerini belirlemek için radarları kullanmaya muktedir kıldı. Her kol kapsamında iki uçağın birbirinden uzaklaşması ve iki kolun birbirinden uzaklaşması El-Selami’ye göre uçakların mevkisini gözlemlemeyi zorlaştırma amacıyla kasıtlı yapılmıştı. Karıştırma dalgaları birbiriyle birleştiği zaman frekansın genişliği artıyor, hata payı artıyor, saldırı yapan uçaklara yerdeki personel keşfetmeden önce daha fazla vakit sağlıyor. Karıştırmaya rağmen Suriye ordusunun 2007 yılında Rusya’dan elde ettiği en modern silahlardan olan El-Mezze havaalanında konuşlu orta menzilli hareketli sistem BUK M-2 bataryası batıdan doğu yönüne uçan ve güneyden Şam sınırına yaklaştığı zaman uçaklardan ilk çifte doğru iki füze attı. Burada İsrail uçakları kuzeye doğru hemen güçlü bir dönüş yaptı. Füzelerini vurmak için büyük bir süratle hareket etti. Sonra yeniden Lübnan hava sahası içine yönünü çevirdi. Yazar orta ve uzun menzilli füzeler kullanıldığı zaman rotasına göre uçakların bulunduğu tahmin edilen genel bölgeye doğru bu füzelerin atıldığını, füzeler belirlenen noktaya uçtuktan sonra hedefi aramak için yönlendirme sistemlerini açıyor. İsrail’in taktiği uçakların manevra yoluyla füzeleri aldatmasına ‘BUK’ füzelerini muhtelif bölgelere yönlendirmeye ve hedefleri bulamamaya dayanıyordu. İlk hava saldırısının Dimas bölgesinde El-Şirai havaalanındaki hedefleri vurduğunu. İsrail uçaklarından ikinci çiftin (kolun) doğrudan birinci saldırıyı izlediğini, Şam yönüne doğrudan yönelerek Suriye hava sahasına girdiğini, uzun menzilli füzeler attığını, süratle toparlandığını, geldiği yöne geri döndüğünü. Burada büyük bir olasılıkla SAM-3 sisteminden uçaklara iki füze atıldığını, ancak uçaklara karşı yönelik olmadığını, tersine bu uçakların attığı füzelere karşı atıldığını. Bu füzelerden birisinin güdümlü İsrail Bobay-2 füzesine isabet kaydettiğini, düşürdüğünü, enkaz resimlerinin Suriye medya sitelerinde gösterildiğini. Diğer cephanenin ise uluslar arası Şam havaalanı pisti yakınında bulunan cephaneleri vurduğunu. Bu ayrıntılardan hava saldırısının titiz bir şekilde planlanmış olduğunu, gerçek bir riski içerdiğini, özellikle de gündüz vakti gerçekleştiğini, İsrail uçaklarının nadir durumlarda doğrudan kendisine yönelik modern hava savunma füzeleri tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını. http://www.champress.net/index.php?q=ar/Article/view/49773
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *