
Bir Türkmen kenti olan ve 1918'den buyana Türk Milli bütünlüğünden koparılmış olan Kerkük, Irak'ta son bir kaç haftada gerçekleşen gelişmeler sonunda Barzani'nin tamamen denetimine girmiş durumda. Bağdat'ın Kerkük'ü Barzani'den almaya ne isteği var ne de gücü. Tahran ise Bağdat'ta şiilerin iktidarda kalmasına Kürtlerin destek vermesi karşılığında Barzani'nin Kerkük'ü almasına karşı çıkmayacağını açıkladı. Ne yazık ki, AKP İktidarı da Kerkük petrollerinden pay alma karşılığında Kerkük'ün Barzani'nin başkenti olmasına itiraz etmeyi bırakın destek veriyor. Hatta, Bağdat'ı Kerkük'ten vazgeçme konusunda en fazla iten husus sadece İŞİD değil, Ankara'nın Kerkük'ü Barzani'ye bırakmayı kabul etmiş olması. Irak Türkmen Cephesi lideri Erşed Salih'te Ankara'nın Türkmenleri petrol karşılığı sattığını ifade ediyor. İlginç olan Türkiye'den AKP Hükümeti dışındaki çevrelerden gençlik örgütlerinden Kerkük ve bütün bir Türkmeneli Barzani kontroluna girerken hiç bir ses çıkmaması. Ne yazık ki, "Kerkük Türktür Türk Kalacaktır" diye yıllarca bir siyaseti savunan Türk Milliyetçileri Kerkük işgal altına girerken ağır bir sessizlik içindeler. Telafer, Tuzhurmatı gibi Türkmen yerleşim bölgelerinden yüz binlerce insanının evlerinden sürülmeleri, 50 derece sıcakta çadırsız, gıdasız ortalığa serilmesi bile Türk Milliyetçilerini hadi sokağa çıkmayalım ancak "air condition"lu beş yıldızlı otellerde protesto açıklamaları yapmaya dahi sevk edemiyor. Çıkan çok cılız protesto seslerini de Yeniçağ gazetesi dışında duyan yok. Bu günlerin tarihi bundan 100 sene sonra yazılırken tarihi yazanlar günümüz Türk Milliyetçilerini sınırın 100 kilometre ötesindeki soydaşlarına yardım etmedikleri için çok ağır bir şekilde eleştirecek. Üstelik, Kerkük-Telafer çizgisinden tasfiye edilecek olan Türklüğün daha sonra Iğdır-Mersin hattınının doğusundan tasfiye edilmesi planları hazırlanıyor ve kısmen de uygulanmaya başlandı.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *