13 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Kerry: IŞİD'i yenmek için bölge ülkelerinin Suriye'ye asker göndereceğinden eminim! Türkiye?

Kerry: IŞİD'i yenmek için bölge ülkelerinin Suriye'ye asker göndereceğinden eminim! Türkiye?

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry CNN'e verdiği röportajda Suriye'de IŞİD'i yenmeye yardım etmek için Ortadoğu güçlerinin Suriye'ye asker göndereceğinden emin olduğunu söyledi. Kerry doğru zaman geldiğinde Suriye'nin bazı komşularının sorumluluk üstlenmesini beklediğini belirtti. Kerry "Bunun nasıl olacağına ilişkin detayları bölgedeki diğer ülkelerle görüşüyoruz. Sahada bazı kuvvetlerin bulunmasına ihtiyaç var ve uygun zamanı geldiğinde bunların orada olacağına ikna oldum. Bölgede bunu yapma yeteneği olanlar var" dedi. Kerry hangi ülkelerin kara gücü göndermeye ikna edildiği konusunda ilave bilgi vermedi ancak "Amerikan Başkanının açıklamları ve direktifleri çok nettir ki Amerikan askerleri bu denlemin içinde yer almayacaktır" açıklamasını yaptı. (Kaynak: http://news.yahoo.com/kerry-confident-regional-powers-send-troops-syria-212845056.html) *****Kerry'nin açıklamasından sonra potansiyel adaylar olarak Türkiye, S.Arabistan ve bazı Körfez Arap ülkeleri öne çıkmaktadır. Kerry'nin bu açıklamasının ABD'nin Rusya ve S.Arabistan ile yürüttüğü ve Esad'ın başka bir ülkeye gönderilerek Suriye'de siyasi çözümü arayan görüşmelere başlanmasının ele aldığı bir döneme denk gelmesi de dikkat çekici. Kerry bu röportajından hemen sonra S.Arabistan Dışişleri Bakanı ile görüşmüştür ki bu da S.Arabistan Kralının 3 günlük bir ziyaret için Vaşington'a gelmesinin hemen öncesinde olması nedeniyle kritiktir. Anlaşılan o ki bölge ülkelerinin Suriye'ye asker göndermesi söz konusu olduğunda bunun liderliğinin S.Arabistan tarafından yapılması büyük ihtimaldir. Ne de olsa S.Arabistan Yemen'de böyle bir tecrübe yaşamaktadır. Her ne kadar şimdilerde Yemen'de büyük bir sivil felaket yaşanıyor ve bu trajedi ne Türkiye ne de dünyada gündeme gelmiyor olsa da S.Arabistan'ın "üst akıl"lar tarafından bu günler için hazırlandığını söyleyebiliriz. Diğer taraftan TBMM'den geçen tezkereye dayanarak Türkiye üslerini IŞİD'e karşı operasyonlara açmış, bu üslere ABD haricinde Körfez'deki Arap ülkelerinin de uçak konuşlandıracağı açıklanmıştı. Kerry'nin bu açıklamasından sonra görülmektedir ki bölge ülkeleri Türk üslerini sadece hava operasyonları için değil Suriye'ye geçecek kara kuvvetleri personeli için de kullanmaları öngörülmüş. Böylece Türkiye uzunca yıllar süreceği ta en başından belli olan IŞİD'le mücadele bağlamında topraklarında yıllarca sürecek bir yabancı asker varlığını barındırmak zorunda kalacaktır. Bu durum Türkiye'nin Pakistanlaştırılmasının bir başka vechesini oluşturmaktadır. Şöyle ki: Bölge ülkelerinin, bölgedeki devlet dışı aktörlerin, Batılı güçlerin herhangi bir şekilde ve nedenle Türkiye'nin Suriye veya Irak'a kara gücü göndermesini istemediğini biliyoruz. Çünkü bütün bu aktörler Türkiye girerse çıkmaz sendromu yaşamaktadır. Dolayısıyla Türkiye'nin fiilen asker göndermeden ama çatışmanın tam içindeymiş gibi sürecin içinde yer alması, gerek yabancı ülkelrin askeri kuvvetlerini gerekse Suriye'deki sözde ılımlı yerel güçleri desteklemesi ve tabi ki bu savaşın maddi ve manevi tüm maliyetini bölüşmesi istenecektir. Bu bağlamda Türkiye'nin topraklarının ve üslerinin ileri harekat ve lojistik üs gibi kullanılması, yabancı askerlere ev sahipliği yapması beklenecektir. Bu da aynen Afganistan'da savaşan NATO ve diğer uluslararası güçlere lojistik destek için topraklarını ve üslerini açması ama bunun karşılığında Taliban ve El Kadie'nin Pakistan'ı hedef almasından farklı gelişmeyecek, burada da IŞİD Türk topraklarında zaten var olan yandaş/hücreleriyle bunu Türk güvenlik güçlerine karşı yapacak, Türkiye genelinde sivillere karşı da terör saldırıları gerçekleştirecektir. Son not: Burada yazdıklarımız Türkiye IŞİD'le mücadele etmesin anlamında değildir ama yazdıklarımız Türkiye'nin karar mekanizmasının içinde olmadığı, end state (nihai durum) bilmediği bir projeye dahil edilmekte olduğunu bunun da Türkiye'nin çıkarları ve bekasını tehdit ettiğini ortaya koymaktadır. Türkiye mevcut duurmda Suriye'de savaşan taraflar rasında yer almadan da IŞİD'le mücadele edebilir. Buna da Türkiye'nin içindeki IŞİD yapılanmasını ve mevzilenmesini tespit edip çökertmekle başlayabilir. Sınır hattının hemen üzerinde askerimizin IŞİD tarafından şehit edilmesi halinde de şimdi yaptığı gibi koalisyonun (ABD'nin) tutumunu beklemez, tezkere gerektirmeyen uluslararası hukukun kendisine tanıdığı meşru müdafa ve sıcak takip hakkını kullanarak karadan ve havadan girerek sınırın hemen dibindeki IŞİD hedeflerini dağıtabilirdi. Ama Türkiye yukarıda belirttiğimiz yurt içindeki operasyonları yapmadığı gibi 2 gün önce sınır üzerinde askerimizin şehit edilmesinden sonra meşru müdafa ve sıcak takip hakkını da kullanmamıştır. Dolayısıyla Türkiye terör örgütüleriyle mücadelede kendi stratejisini (eğer varsa) uygulayamamakta, dış yönlendirmelere ve dayatmalara maruz kalmaktadır. Bu da Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve bekasını tehdit etmektedir
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *