
Kiev’in Ukrayna Anayasası’na aykırı bir şekilde ele geçirilmesi ve Yanukoviç’in ülkeyi terk etmesi Ukrayna’da siyasi krize neden olmuş, ülkenin toprak bütünlüğünü riske atmıştır. Kiev’deki gelişmeler karşı Kırım Ruslarının Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan etmiş ve Rusya’ya katılması konusunda (16 Mart 2014) referanduma gitmiştir. Ancak Kırım’daki Kırım Türkleri Ukrayna krizin çıkmasından itibaren Kırım Ruslarının siyasi tercihlerine karşı çıkmış, taraflar arasında çatışmaların çıkma eşiğine kadar gelmiştir. Kırım’daki hem Rus toplumu hem de Kırım Tatarları arasında yapılan “toplumsal uzlaşı” sayesinde hem iki taraf Kırım’da istikrarı koruyabilmiş ve Kırım’ın güvenliğini birlikte sağlamışlardır. Kırım’da gerçekleşen referandumun yapılması Kiev’in yeni yönetimi tarafından karşı çıkılmış ve bu süreci durdurmak için harekete geçmiştir. Askeri olarak Rusya’ya karşı hem Batı’nın ne de yeni Kiev yönetiminin savaşa girişmeyeceğine göre, taraflar arasındaki jeopolitik mücadele başka alanlar üzerinden yapılabilecektir. Bu da iç çatışmaları meydana getirerek kontrol edilemez bölgeye dönüştürülmesi yöntemi kullanılabilecektir. Bunu da Kırım’daki Ruslara karşı konulabilecek toplum Kırım Tatarları olarak görülecektir. Kırım Türklerinin bölgedeki Ruslara karşı bir denge unsuru olarak görülmekle birlikte, iki toplum arasında gerginliğin, daha sonra ise çatışmaların çıkmasını için kullanmak istenebilecektir. Kiev’den gelebilecek tekliflerle Kırım Türklerini yanlarına çekerek bölgede Ruslara karşı kışkırtmak isteyebilirler. Aynı şekilde, diğer güçleri Rus toplumunu Kırım Türklerinin siyasi duruşunu bahane göstererek hedef gösterilebilir. Kırım Türkleri Kırım’daki sorunun çözülmesi konusunda kendi toplumunun güvenliği için uzlaşı politikasını devam ettirmesi, sürecin kendi çıkarına yönlendirmesi ve Kırım Türklerinin haklarının Kırım halkları arasında elde etmesi gibi pozisyonlarını devam ettirmesi gerekir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *