
MİT’te neredeyse beş yıla yaklaşan Hakan Fidan dönemi 7 Şubat 2015 tarihinde sona erdi. Belirli çevrelerce uzun yıllardır önemli görevlere hazırlanan Fidan milletvekili aday adayı olmak üzere MİT Müsteşarlığı görevinden istifa etti.Fidan’ın MİT Müsteşarı iken başarısızlıkları medyada sıklıkla yer aldı. En başarılı olduğu nokta ise Başbakan’ın mutlak desteğini alarak kurumda tasfiyeye gitmesi ve başta Ahmet Davutoğlu’nun olmak üzere AKP’li yetkililerin eş, dost ve akrabalarına MİT’in kapılarını açması olmuştur. Fidan’ın milletvekili adaylığı ve AKP’nin seçimleri kazanması halinde 63.hükümette üstleneceği muhtemel pozisyon sadece muhalefet partilerinin tepkilerini çekmekle kalmadı, AKP içinde de tartışmalara yol açtı. Öncelikle birbirlerine çok güvendiklerini savunsalar da Efkan Ala ve Yalçın Akdoğan ile ekiplerinin Hakan Fidan’ın sürekli parlatılmasından hoşnut olmadıkları ortada. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir türlü vazgeçemediği başkanlık hevesinde siyasi tabanı bulunmayan Fidan’ı tüm savunma, güvenlik ve istihbarat mekanizmasının başına geçirmesi muhtemel görünmekte. Erdoğan’ın yakın çalışma arkadaşlarının Fidan’a fazla güvenmediği gibi, Fidan’ın da kurum içi kıyım ve tasfiye operasyonunu üstlenen birinci yardımcısı M.D.ye güvenmediği ortada. Kindar bir kişiliğe sahip olan M.D.nin memuriyeti boyunca husumet beslediği yöneticileri, onlarla bağlantılı olduğunu değerlendirdiği daha alt kadroları ve Alevi personeli tasfiye ederken, rastlantı sonucunda birlikte çalıştığı arkadaşlarını kurumda kilit noktalara getirdiği herkes tarafından bilinmekte. M.D.’nin, son beş yılda Fidan’ın infaz memuru görevini yürütme karşılığında, Şenkal Atasagun ve Emre Taner gibi kariyer istihbaratçılıktan müsteşarlığa yükselme hayali suya düştü. Zira, Fidan milletvekili adaylığını kafasına uzun süre önce koymuş olmasına rağmen, ne M.D. ye ne de M.D.’nin yerine atanmasına ön ayak olduğu birinci yardımcısına Müsteşar Vekilliği’ni uygun görmedi. M.D., Eylül ayı sonunda Türkiye’nin mevcut istihbarat ve güvenlik yapılanması içerisinde sembolik bir kurum olmaktan öteye geçmesi mümkün olmayan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’na atanarak kurumdan uzaklaştırıldı. Brüksel Büyükelçiliği görevinin ardından MİT’e atanan İsmail Hakkı Musa ise ikibuçuk yıl gibi kısa bir sürede Başkan , Müsteşar Yardımcısı ve Müsteşar Vekili oldu. Fidan’ın milletvekili seçilememesi halinde kurumun başına dönme ihtimali bulunmakta. Ancak AKP’nin seçimleri kaybetmesi tüm hesaplarım altüst edecek. Kurum içinde tabana sahip olmayan ve istihbarattan anlamayan İ.H.Musa’nın MİT Müsteşar vekili olması ile siyasi tabanı olmayan Hakan Fidan’ın istihbarat ve güvenlik mekanizmasının başına getirilme hedefleri hep aynı saikle yürütülüyor. Güvensizlik…Ancak korkuları olan insanlar birbirlerine güvenemezler. Birbirlerine güvenemeyen kişilerin ülkenin güvenliğini ne derece sağlayabilecekleri ise çok daha farklı bir tartışma konusudur…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *