06 Mayıs 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı NATO’nun Avrupa’sı ve Rusya politikası

NATO’nun Avrupa’sı ve Rusya politikası

2 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
NATO Genel Sekreteri Andres Fogh Rasmussen, havada daha fazla uçak, denizlerde daha fazla gemi ve karada güçlü bir kara ordusu olacağını belirtti. Uçaklar hava sahasını daha fazla kontrol edeceğini, ittifak gemileri Baltık denizine ve Doğu Akdeniz’e ve başka nereye gerekirse oraya gönderileceğini söyledi. Rasmussen, Ukrayna olayları Kuzey İttifakta ciddi değişikliklere gidilmesine neden olabileceğini, NATO’nun doğuya doğru genişlemeyi ve Doğu Avrupa müttefiklerinde askeri varlığını artırmayı sürdüreceğini ilan etti. Aynı zamanda NATO Polonya, Litvanya, Letonya ve Romanya’da askeri üsler konusunda önlemler almaya başladı. Ukrayna meselesi ve Rusya’nın kendi çıkarları gerektiğinde silahlı kuvvetlere başvurabileceğini göstermesi NATO’yu harekete geçirdi. NATO’nun Avrupa Birliği ülkelerinin nezdinde giderek önemini kaybetmeye başlaması, Rusya tehdidinin ortan kalktığını öne sürerek savunma harcamalarını azaltmaya geçmişlerdir. Bu durum ABD tarafından tepkiyle karşılanmış ve NATO üyesi ülkelerin gözünde ittifakın önemini artırmanın yollarını aramaya başlamıştır. Ukrayna meselesi bir fırsat olmuştu. her geçen zaman Avrupa’dan farklı politika izleyen, kendi siyasi etki alanını oluşturan ve Avrasya coğrafyasından hakimiyetini kurmak için ABD ve Batı ile rekabete girişen Rusya, artık durdurulmak istenilmişti. Kalkınmasını ve modernizasyonunu Avrupa üzerinden gerçekleştiren Rusya, ABD’nin çıkarlarına karşı politikalar izlemeye başlaması kabul edilemez hale gelmişti. Bu durumda Rusya’yı Avrupa’dan dışlamak gerekiyordu. Ukrayna bunun için iyi bir fırsattı. Suriye krizinde başarı kazanan, Ukrayna’nın AB ile Ortaklık Anlaşmasını vazgeçmesini sağlayan ve Soçi Kış Olimpiyatlarıyla prestijini daha da artırmaya çalışan Rusya, fazla ileri gidemezdi. Ukrayna’da Batı yanlısı iktidarın gelmesiyle zaferini ilan eden Batı’nın sevinci fazla sürmedi. Kırım’ın ilhakıyla Rusya tekrar öne geçmişti. Ve buna karşı artık klasik dış politika önlemler alınması gerekiyordu. Oda tekrar kutuplaşma ve bu kutuplaşma ve çevrelemenin sert güçle yapılmasıydı. Böylelikle ABD, hem Rusya’yı dışlamış ve AB’den uzaklaştırmış, hem de Avrupa kıtasını tekrar sert güç üzerinden kontrol etme fırsatı bulmuştur.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *