14 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Ne pahasına olursa olsun çözüm süreci diyenlere Ağrı'daki son PKK terör saldırısının analizi

Ne pahasına olursa olsun çözüm süreci diyenlere Ağrı'daki son PKK terör saldırısının analizi

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
10-11 Nisan gecesi Ağrı İli Diyadin İlçesi Yukarıtütek Köyü bölgesinde bölücü terör örgütü PKK'nın saldırısı sonucunda 4 askerimiz yaralandı. Çatışmanın devam ettiği bildiriliyor. Bu olay barış, birlik, bereberlik, huzur getireceği iddia edilen ve yaklaşık 2,5 senedir süren Çözüm Süreci denen kurgu döneminde yaşanan son terör saldırısı. Daha önce bu süreçte terör örgütü defalarca asker, polis, köy koruyucusu ve sivil vatandaşlara defalarca saldırdı, onlarca şehit ve yaralı verildi. Her seferinde Hükümet çözüm süreci bozulmasın diye bu tür saldırıları adeta görmezden geldiği gibi aksine süreçle birlikte anaların artık ağlamadığını öne sürdü. Bu olay sonrasında, bu yorumun yazıldığu zamana kadar, Cumhurbaşkanı nispeten sert ifadelerle ve Başbakan Yardımcısı Akdoğan saldırıyı kınayan açıklamalar yaptılar. Akdoğan'ın açıklamalarında doğrudan PKK terör örgütünü hedef alan bir yaklaşım yok, bu saldırı çözüm sürecine yapılmıştır diyor, böyle olunca da madem süreç AKP ile PKK arasında ise o zaman saldıranlar kim sorusu akla geliyor. Eğer PKK'lıların saldırdığını kabul ediyorsanız o zaman sürecin lafını falan etmeye gerek yoktur, çünkü süreç diye bir şey kalmamıştır. Yok eğer PKK içinde kontrol edilemeyen marjinal gruplar demek istiyorsanız artık buna kimse inanmıyor, bunu herkes bilmeli. Halbuki böyle bir olay karşısında Hükümetin yapacağı açıklama kınama değil devletin askerine kurşun sıkan hainleri en kısa sürede etkisiz hale getirildiğini açıklamak, İstanbul Adliyesinde savcımızın şehit edilmesi sonrasında DHKP-C terör örgütüne, onunla ilgili söylemlere/yayınlara karşı nasıl tepki verildiyse onun aynısının bölücü terör örgütü PKK ve onun siyasetteki uzantısı partinin temsilcilerine karşı da vermek olmalıydı. Çünkü bu yapılmadığı zaman TSK, PKK terör örgütü ve onun siyasetteki uzantılarının önüne atılmış oluyor. Son olayla ilgili Hükümet yetkilisinin kınama içeren açıklamasının yanısıra Ağrı Valiliğinin açıklaması da TSK'yı yalnız bıraktığı gibi PKK taraftarlarına koz vermektedir. Saldırıyla ilgili Genelkurmay "....Bölücü Terör Örgütü mensupları tarafından organize edilen ve “Bahar Şenliği” olarak isimlendirilen etkinlikte Bölücü Terör Örgütü’nün propagandasının yapılacağı, vatandaşlarımıza seçimde destekledikleri adaylara oy vermeleri konusunda baskı uygulanacağı yönünde bilginin alınması üzerine, Kamu Düzeninin bölgede sağlanması için Ağrı Valiliğinin talimatı ile...." ifadesiyle askerin bölgede kimin emriyle ne maksatla olduğunu açıkça ortaya koyarken, Ağrı Valiliği "...11 Nisan 2015 günü düzenlenecek olan fidan dikme etkinliğine katılacak vatandaşların güvenliğini sağlamak maksadıyla bölgede görevlendirilen güvenlik güçlerimize...." ifadelerini kullanmış, sanki her etkinlikte vatandaşların güvenliği için asker görevlendiriyormuş izlenimiyle PKK ile ilgili bir ön istihbarattan bahsetmemiştir. Halbuki bölgedeki gerçek askerin operasyon isteklerine Valilerin onay vermediğidir. Ağrı'da Valilik böyle bir onay verdiğine göre demekki çok ciddi bir PKK saldırı şüphesi vardı ki Vali askerin güvenlik operasyonuna çıkmasına izin vermek zorunda kaldı. Ama nedense bunu açıklamasına yansıtmaktan kaçınmış. Bu durum tabi ki hemen PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin eşbaşakanı Demirtaş tarafından manipüle edilmiş ve TSK'yı sadece iktidardaki partinin ordusuymuş suçlamasına maruz bırakmıştır. HDP, TSK'yı siyasete karışmakla suçlayarak aklınca TSK'nın bölgede ne olursa olsun kışladan çıkmamasını sağlayacak bir baskı oluşturmaya çalışmaktadır. Bu HDP/PKK'nın kasıtlı bir hamlesidir. Benzer hamleyi teröristbaşının Nevruz'da okunan mektubunda kullandığı Eşme Ruhu (yani TSK ile PKK'nın Şah Fırat'ta işbirliği yaptığı iddiası) ifadesine üzerine Genelkurmay'ın son yıllarda yaptığı en etkili açıklama sonrasında HDP'liler hakaretlere varan çok sert ifadelerle TSK'ya saldırmış, TSK siyasete karışıyor diye Meclis'e soruşturma önergesi bile vermişlerdi. Çünkü Genelkurmay Ağrı'daki olayla ilgili açıklamasında PKK'nın baskısını ve geçmişteki seçimlerde oyların nasıl toplandığını da açığa çıkarırken, Eşme ruhuyla ilgili açıklamasında da teröristbaşının asla muhatap alınmayacağını, çözüm süreciyle ulaşılacak sonuçların kabul edilmeyeceğini çok açık bir şekilde kamuoyuna duyurduğu gibi mevcut anayasal sisteme sahip çıkıyor, özerkliğin de önünü açacak Başkanlığa karşı olduğunu belirtiyordu. İşte bu deşifreler PKK/HDP'yi çok kızdırmış olacak ki TSK'ya yönelik olarak siyasi söylemle ve bölgede silahla yapılan terörist saldırılar artmış durumda. Konuyla ilgili diğer önemli bir noktada şudur: Bu satırlar yazılırken Ağrı'daki terörist saldırı medyaya yansıyalı 8 saati geçti, saldırının ve sonrasındaki çatışmanın daha önce başladığını düşündüğümüzde en az 12 saattir olay yeri halen çatışma alanı. Bu durum PKK'nın oraya basit bir propaganda amacıyla gelmediğini, muhtemel bir çatışmaya terörist sayısı ve mühimmat olarak hazırlıklı geldiğini yani askerin de gelebileceğini hesaba katıp çatışmaya girmek üzere geldiğini, rastgele bir taciz ateşi olmadığını da gösteriyor. Bu PKK'nın bölgede muhtemel bir ayaklanmaya ne kadar hazır durumda olduğununun da bir işaretidir. Dolayısıyla Hükümet bütün seçim kaygılarını bir tarafa koyarak olayı bu yönüyle de değerlendirmeli, söylemleriyle TSK'yı yalnız bırakmamalı, her ne pahasına olursun çözüm sürecine devam edeceğiz söyleminden çok geç olmadan dönülmelidir. Çünkü PKK'nın bu kapsamlı saldırısı PKK açısından aslında çözüm sürecinin resmen bittiğinin ilanıdır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *