
Ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu ele geçirmesinin ardından yeni Kongre ile Obama arasındaki ilk çatışma İran meselesiyle başladı. ABD'de, dış politikada Obama yönetimiyle Kongre arasında yaşanması öngörülen ihtilaflardan ilki, "beklendiği gibi" İran'ın nükleer faaliyetleri üzerinde yaşanıyor.
İsviçre'nin Cenevre kentinde yürütülen İran ile P5+1 arasındaki nükleer müzakerelerinin son turunda da kayda değer bir ilerleme sağlanamaması, nükleer müzakerelerde nihai bir anlaşmaya varmak için takvimin giderek daralıyor oluşu, İran'a karşı daha sert politikalar savunan Kongre'deki Cumhuriyetçileri yeni yaptırım tasarıları gündeme getirmede cesaretlendirdiği gibi, Kongre'ye sürekli olarak "sabırlı olun" mesajı veren Başkan Barack Obama üzerindeki baskıları da artırıyor.
Henüz nihai şeklini almasa da sızan bilgilere göre, teklif edilen yaptırımların ancak nükleer müzakerelerin başarısızlıkla neticelenmesi ve son tarih olarak belirlenen 30 Haziran'a kadar bir anlaşmaya varılamaması halinde yürürlüğe gireceği şartını içermesi tasarıda ön plana çıkıyor. Öte yandan tasarı girişiminin arkasında yer alan Kongre üyeleri, varılacak olası bir anlaşmanın hayata geçirilmeden önce Kongre'nin onayına sunulmasını istiyor.
Obama cephesi ise, Kongre'nin yeni bir yaptırım tasarısını müzakereler bitene kadar gündeme almaması gerektiğinde ısrarlı. ABD Başkanı Obama, geçen cuma İngiltere Başbakanı David Cameron ile Beyaz Saray'da düzenlediği ortak basın toplantısında, Kongre'ye belki de bugüne kadarki en sert uyarılarını yaparak, gerekirse veto kartını bile öne sürmekten çekinmeyeceğini net ifadelerle vurguladı. Obama, müzakereler devam ederken yeni yaptırım getirmenin İran konusunda uluslararası camiada sağlanan birliği bozacağı gibi, diplomatik çözüm umutlarına da zarar vereceğini, daha da ötesi, bu durumun ABD'nin ciddiyetinin uluslararası arenada da kimi ülkelerce sorgulanmasına neden olabileceği ve olası bir başarısızlığın, belki de ilk kez kullandığı bir tabirle, askeri sürtüşme ile neticelenme riskinin doğacağı tehlikesine işaret ederken, Kongre'ye "Eğer masama bir yaptırım tasarısı gelirse bunu veto edeceğim" şeklinde rest çekti. Ancak tasarının destekçisi Kongre üyeleri, Obama'nın veto tehdidine rağmen geri adım atmaya niyetli görünmüyor. İran'a yaptırımlar konusu denince akla ilk gelen isimlerden biri olan Cumhuriyetçi senatör Lindsey McGraham, NBC'de yayınlanan "Meet the Press" programında yaptığı açıklamada, Obama'nın veto tehdidinden etkilenmiş görünmezken, Obama yönetimine yönelik bir teklifiyle konuyu ilginç bir boyuta taşıdı. Graham açıklamasında, Obama'nın İran ile varılacak bir anlaşmayı Kongre'nin onayına sunması halinde yaptırım çabalarını bir kenara itebileceğini söyledi. Yılın hemen başında yeni Kongre ile Obama arasında başlayan İran sürtüşmesi, gelecek günlerde daha da artacak gibi görünüyor. Özellikle de İran ile müzakerelerin uzaması halinde Kongre'nin Obama yönetimine baskı ve eleştirilerinin artacağı belirtiliyor. http://www.turkishny.com/headline-news
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *