
Irak kuvvetlerinin zayıflığı Irak’ın kuzeyinde ve batısında yer alan çoğu vilayetlerdeki sivilleri IŞİD’in tutucu şiddeti ve Halk Yığınları olarak bilinen milislerin ihlalleri arasında bıraktı. Bu devletin heybeti ve ordunun rolü hakkında sorulara neden oluyor. IŞİD’in Ninova, Salahaddin, Al Anbar ve Kerkük gibi birçok vilayette geniş bölgeleri baskın tarzında saldırı sonucunda kontrol altına almasından bu yana ordu ve güvenlik kuvvetleri 2014 yazında onu püskürtmekte başarısız oldu. Devletin otoritesini yayma ve sivilleri korumadaki çoğu girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Irak kuvvetleri 2014 yılından bu yana Uluslararası Koalisyon uçaklarının hava desteği altında IŞİD şiddetinden bölgeleri kurtarma savaşına girmesine rağmen teröre karşı savaşı kazanmada başarılı olamadı. Bazı şehirler ve bölgelerden bağnazları kovmakla yetindi. Dikkat çeken IŞİD’in bazı bölgelerde kaybetmesinin Irak kuvvetlerinin münferit çabaları sayesinde olmadığını, tersine dini ve siyasi akımların oluşturduğu Halk Yığınları olarak bilinen silahlı milislerin ya da Kürdistan bölgesi hükümetine bağlı Peşmerge kuvvetlerinin desteğiyle geldiğidir. Bu zaferlerin en sonuncusu bazılarının IŞİD’in çökmesine kapıyı açan olan nitelendirdiği Salahaddin vilayetlerindeki Tikrit kentinin kurtarılması. Hükümet onun ardından Ninova’da Musul kentine yönelmeden önce Al Anbar’da örgüte karşı saldırı düzenlediğini ilan etti. Ancak Halk Yığınları ve İran Kudüs Kolordusu komutanı Kasım Süleyman’nin yüksek kolunun bulunduğu Tikrit’in kurtarılması savaşı hukuksal örgütlerin, gönüllü milislerin bölgede sivillere karşı geniş ihlaller işlemekle suçlamalarından sonra siyasi fırtına kopmasına neden oldu. Sivillerin öldürülmesi, mal varlıklarının yakılması ve yağmalanmasını kapsayan bu suçlamaların ardından Al Anbar’daki yerel komutanlıklar bölgede mezhepsel bozgunculuğu ateşlemeye yol açabilecek ihlallerin tekrar etmesinden korktukları için vilayetin kurtarılması savaşına Halk Yığınları kuvvetlerinin sokulmasını reddetti. O komutanlıklar vilayet aşiret savaşçılarının Irak Kuvvetleri yanında savaşa girmesinde ısrar etti. Ancak operasyon özellikle ordunun İslam Devleti örgütünün şiddeti önünde dayanma gücü ve yerel savaşçıların silahlandırılması hakkında ortaya atılan tartışmayla birlikte başlamadan önce başarısız oldu. Bu korkular geçtiğimiz iki gün içerisinde fiilen gerçekleşti. Öyle ki ordu, güvenlik ve polis IŞİD’in Al Anbar vilayetinin merkezi Remadi kentine saldırısı önünde çöktü. Sosyal paylaşım siteleri Irak kuvvetlerinin toplu kaçış videolarını yayınladı. İslam Devleti örgütü Al Anbar operasyonları komutanlık merkezi örneğinde olduğu gibi askeri, hükümet karargahları ve kentteki bölgelerin çoğunu kontrol altına aldıktan sonra Irak Başbakanı Haydar Al İbadi Halk Yığınlarına vilayetin kurtarılması savaşı için hazır olma çağrısında bulundu. Salahaddin vilayetinde Beyci savaşına katılan subayların benzeri çağrısının üzerinden yaklaşık iki hafta sonra gelen bu yardım çağrısının modern silahlara sahip ordunun güçsüzlüğünün nedeni hakkında sorular ortaya atılmasına neden oldu. Devletin petrol bütçesinin büyük bir bölümünün silahlanması ve desteklenmesine tahsis edilmiş, 2003’den bu yana ABD kuvvetlerinin elinde personeli eğitilen, top, helikopterler ve uçaklara sahip olan ordu gönüllü savaşçılar grubunu içeren Halk Yığınlarından daha mı az etkin? Sivilleri şiddet ve radikalizm karşısında bırakarak bir avuç bağnazın önünde subaylarını ve askerlerini niçin çekti? Halkının çoğunun başkent Bağdat kapıları önünde ülkelerinin başkentine girmek için kendilerine izin verilmesi için yakardığı Remadi’nin kurtarılmasında Halk Yığınları kuvvetlerinin yardımında başarılı olunması durumunda hükümet Tikrit ihlallerinin tekrar etmesini engelleyebilecek ve bu zaferi koruyabilecek mi? http://www.eremnews.com/politics/arab-politics/280557
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *