
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO’nun askeri varlığını artırmasını en büyük tehdit olarak gören yeni “Rusya Federasyonu Askeri Doktrinini” onayladı. Kuzey Afrika, Suriye, Irak ve Afganistan’da yeni tehditlerin oluşmasından endişe duyan Rusya, NATO’nun Rusya’nın hemen yakın çevresinde saldırı gücünün artırmasına dikkat çekiyor. Uluslar arası hukuk ve normların ihlal edilmesi, NATO üyesi olan ülkelerin Rusya sınırlarına doğru ilerlemesi ve ittifakın genişlemeye meyilli olması Rusya’nın yeni tehdit algılamaları içinde yer alıyor. Artık NATO'nun askeri birikimi ile ABD 'nin "Anında Askeri Vuruş" silahları, Rusya'yı tehdit eden unsurlar olarak yeni askeri doktrinde yer alıyor. Nato'nun genişlemesi Putin'in 2010 yılında imzaladığı askeri doktrinde de en büyük tehditler arasında gösteriliyordu fakat son bir yıl içinde Ukrayna'daki çatışmalar ve Kiev'in Nato üyeliği için adım atması tehdidin boyunu genişletti. Rusya hafta içinde yaptığı açıklamada, Nato'nun Ukrayna'yı 'çatışmalarda cephe haline getirdiği' uyarısı yapmış ve eğer 'Nato üyeliği umutları gerçekleşirse Ukrayna ile ilişkileri tamamen koparma' tehdidinde bulunmuştu. Kitle imha silahların yaygınlaşması, füze ve füze teknolojileri, uluslar arası anlaşmaların ihlali, özel silahların stokları ile ilgili konular temel sorunlar arasında yer aldı. Rusya belirli ülkelerin füze savunma sistemleri ve uzayın silahlandırılmasına karşı gerekli adımları atmaya devam edecek. Rusya’ya göre uzaya bir kısım silahlar ve savunma sistemleri yerleştirilerek askeri üstünlük kazanmak isteyenlere karşı alınacak tedbirlerle çatışmaların önüne geçilebilir. Rusya Güvenlik Konseyi geçen hafta yaptığı yazılı açıklamada, yeni doktrinde 'Ukrayna ile Kuzey Afrika, Suriye, Irak ve Afganistan'daki gelişmelerin Rusya'ya yönelik yeni tehditler doğurduğu' değerlendirmesinin yapılacağı belirtilmişti. Güvenlik Konseyi ayrıca, ülke adı vermeden 'bazı önde gelen devletlerin kendi çıkarları için dolaylı olarak harekete geçtiği' bilgisine ulaştıklarını kaydetti. Konsey, bu devletlerin "halkın, radikal ve köktenci kuruluşlar ile özel askeri şirketlerin protesto eğilimini kullandıklarını" söyledi. Rusya, ABD'yi de Ukrayna ve diğer eski Sovyet ülkelerindeki demokrasi yanlısı gösterileri kışkırtmakla, Nato ise Rusya'yı Ukrayna'nın doğusuna asker konuşlandırmakla suçluyor. Yeni doktrinde yerini koruyan bir diğer madde de, Rusya'nın ülkeye veya ülkenin müttefiklerine nükleer ya da nükleer olmayan silahlarla saldırması durumunda Moskova'nın nükleer silahlarla karşılık verme hakkını muhafaza ettiği. Başlıca ülke içi tehditler arasında da, 'tarihi ve vatansever geleneklerin zayıflatılması' amacıyla özellikle genç Rus vatandaşları arasında 'bilgi yayarak yaratılan etki' gösterildi. Ülkedeki 'siyasi ve toplumsal durumun istikrarsızlaştırılması' ve 'terör faaliyetleri' de temel iç tehditler arasında sayıldı. Rusya Güvenlik Konseyi’ne de sunulan yeni doktrine göre, askeri gücün savunmaya yönelik pozisyonu korunacak. Ancak şiddet dışı tüm alternatiflerin tüketilmesinden sonra sorunların çözümünde askeri yöntemlere başvurulabilecek. Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin kullanımı ve özellikle de nükleer silahların kullanımı ile ilgili prensipler değişmeden korundu. Ancak yeni doktrinde “nükleer olmayan caydırıcılık” ve “yüksek seviyede saldırı potansiyeline hazır olma” genel hedef olarak belirlendi.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *