REUTERS: AB İLERLEME RAPORUNDA SERT ELEŞTİRİ

AB tarafından her yıl hazırlanan “Türkiye İlerleme Raporu”nun taslağına ulaşan Reuters haber ajansına göre Ankara, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konularında geriye gittiği vurgulanmaktadır.(“Withheld EU report raps Turkey on rights, media, justice“,Reuters,28.10.2015) Anılan haber, bu kez Alman Die Welt ve Telegraph haberlerine dayanarak, bir gün önce Türk basınında(“ Açıklanması ertelenen AB İlerleme Raporu'nda neler var?”,T24,29.10.2015); daha öncesinde de The Guardian’da(“The Observer view on the EU’s wrong-headed wooing of Turkey”,18.10.2015) da yer almıştı. Öyle anlaşılıyor ki, Raporun yayınlanmasının 1 Kasın seçimleri ile örtüşmesi nedeniyle, daha önce İngiliz Başbakanı’nın, raporun yayımının seçim sonrasına ertelenmesi talebinin ret edilmesi(“EU postpones Turkey report, rejects request to delay till after election”,BGNNews,5.10.2015) üzerine, İstanbul’da,18 Ekim günü yapılan Alman Başbakanı Merkel ile “mülteci” konusu üzerine yapılan görüşmede de anılan isteğin tekrarlanması üzerine AB cephesinde çözüm, anılan raporun yayımının 1 Kasım sonrasına bırakılması, ancak içeriğinin bazı kanallarca “sızdırılması” şeklinde olmuştur. Anılan Reuters haberinde, raporun açıklanmasının 1 Kasım sonrasına bırakılması hakkında da, “Avrupa, Türkiye Cumhurbaşkanı’ı kızdırmaktan sakınıyor” yorumunda bulunuldu. Ertelemenin, “mülteci” konusunda Türk tarafına biçilen rol öncesine denk gelmesi, yorumu, yapılan yorumu desteklemektedir. Reuters kaynağına göre, taslak metinde,”Türkiye yönetiminin gittikçe otoriterleştiği” belirtilmekte ve “Türkiye hükümeti, AB’ye giriş sürecini canlandırmak için çaba harcadı. Ancak, ‘hukukun üstünlüğü’, ‘ifade özgürlüğü’ ve ‘parlamentonun bağımsızlığ’ı gibi temel haklarda, Avrupa standartlarının dışına çıkıldı” ifadesi yer almaktadır. Yargı sisteminin, “yürütmenin kontrolünde, ya da hukuk dışı siyasi baskılara maruz” şeklinde tanımlandığı taslak metinde, “durum 2014’den bu yana kötüye gidiyor. Yargı bağımsızlı ve erkler ayrılığı ilkelerinin büyük ölçüde göz ardı edildiği” ve “Cumhurbaşkanı’nın anayasal yetkilerini aştığı” gözlemlerine de yer verilmektedir.