
Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak, devlete ait Başneft petrol şirketinin gerek piyasa koşullarında çalışması gerekse devletin istifadesi için özelleştirme planına dahil edilmesi gerektiğini söyledi. Asya-Pasifik Ekonomik Forumu nedeniyle Çin’de bulunan Bakan, Başneft’in Rusya piyasasında önemli bir oyuncu olmadığını, toplam üretimin % 3’lük bir kısmını karşıladığını, şirketin hisselerini özelleştirme planına sokma konusunda hazırlık yapılıp yapılmadığı hususunda bilgi sahibi olmadığını, belirtti. Rusya Federasyonu Ekonomik Kalkınma Bakanı Aleksey Ulyukayev, 8 Kasım’da devletin enerji piyasasındaki mevcudiyetini azaltmak için Başneft’in özelleştirme kapsamına alınabileceğini söylemişti. Rusya Başsavcılığı, Başneft’in bulunduğu yerel yönetimin Moskova’daki federal hükümete danışmadan Başneft’i özellşetirme kapsamına dahil etmesi üzerine kontrol hisselerini geri almak üzere harekete geçmişti. AFK Sistema bir dizi satın alma operasyonu ile Başneft hisselerini satın almış, savcılar bu işlemleri yasadışı kabul etmişlerdi. 30 Ekim’de Rusya Tahkim Mahkemesi, Başneft’in AFK Sistema’ya geçen % 71,6’lık hissesine el koyarak federal hükümete devretmişti. (http://en.ria.ru/business/20141109/195362606/Bashneft-Should-Be-Included-In-Privatization-Plan-Russian-Energy.html) Moskova Tahkim Mahkemesi, Başneft’in hisselerinin 2009 yılında Vladimir Yevtuşenkov’un kontrolündeki Sistema tarafından satın alınmasından önce, 2000’lü yıllarda yasadışı olarak yerel otoriteye satıldığını hükmederek, Yevtuşenkov’un elindeki hisselerin Rusya Emlak Fonu’na devredilmesine karar vermişti. Bu adımın, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını müteakip 1990’larda hızlı ve kaotik bir süreçte satılan petrol ve doğalgaz varlıklarının yeniden devlete geçişinin son örneğini oluşturmakta. (http://www.reuters.com/article/2014/10/30/russia-bashneft-courts-idUSL5N0SP3FZ20141030) Vladimir Putin’in devlet başkanlığı, Rusya Federasyonu’nun 1990’ların kaotik ortamının olumsuz etkilerinden kurtulması, güvenlik ve istikrarın sağlanması ve küresel düzeyde söz sahibi olması gibi son derece başarılı bir liderliği temsil ederken, bu başarıların 1990’larda hızla özelleştirilen kamu varlıklarının devlete yeniden kazandırılması ve Moskova’nın Sovyet sonrası coğrafyada nüfuzunu yeniden tesis etmesi ile son derece güçlü neden-sonuç ilişkisine sahip olduğu gözden kaçmamaktadır.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *