
Ukrayna krizi, Kırım’ın başta bağımsızlığını ilan etmesi ardından da Rusya’ya katılmasına neden olmuştur. 18 Mart 2014’te Rusya ile Kırım ve Rusya’nın Karadeniz filosunun bulunduğu liman şehri Sevastopol arasında yapılan anlaşmayla Rusya Kırım’ın tamamını kendisine katmış olsu. Daha önce Sovyet sonrası dönemde görülmediği kadar Kırım Ruslarının Rusya’ya karılma talepleri Rusya’nın Kırım’ı hiçbir kurşun atmadan kazanmasına neden oldu. Bunda en önemli etken tabi ki de Kırım Tatarlarının Kırım’daki Rus toplumuyla çatışmaya girmek istememesi ve güvenliğin birlikte korumuş olmalarıydı. Kiev yönetiminin Kırım’da olduğu gibi Ukrayna’nın tamamında kontrolünü sağlayamamış olması, Ukrayna’nın Rusya’ya karşılık vermesinin önündeki önemli engellerden biridir. Ukrayna ordusunun son 20 sene içerisinde sürekli küçültülmesi ve var olan askeri komplekslerin eski yönetimi tarafından yağmalanması, Ukrayna ordusunun işlevsiz hale getirmiştir. ABD’den talep edilen silah, mühimmat ve istihbarat paylaşımı gibi askeri yardımların verilmemesi ve NATO’nun baştan beri Ukrayna müdahalesine karışmayacağını söylemiş olması bu durumun bir başka nedeni olmuştur. Ukrayna ekonomisinin giderek çöküşe geçmesi, ve Ukrayna’nın ekonomik kalkınması için olsun ABD, olsun AB’nin herhangi bir çaba göstermiş olmaması, Ukrayna’nın bağımlı olduğu Rusya ile ekonomik ilişkilerini devam ettirmek durumunda kalmıştır. Ukrayna’nın bundan sonraki dönemde hem siyasi hem de ekonomik yapılanması için Rusya’ya ihtiyaç duyulacağını bilen Moskova, Kırım konusunda Batı’ya rağmen tek taraflı hareket edebilme olanağını vermiştir. Nükleer güç olan ve ABD’ye karşılık vererek yok etme gücüne sahip olan Rusya, Batı’nın kendisiyle savaşa girişemeyeceğini bilmesi en büyük rolü oynamıştır. Konvansiyonel olarak da dünyada savunma harcamalarında yıllık 70 milyar dolarla üçüncü sırada olan Rusya, Ukrayna ordusunda çok daha üstün olmakla birlikte, Karadeniz’de güç dengesini açısından üstünlük kazanmıştır. Kırım’da başlayan bağımsızlık ve Rusya’ya katılma talepleri Rusya’da toplumun tüm kesimleri tarafından olduğu gibi tüm siyasi partiler tarafından destek bulmuş ve geri adım atılmasının Putin’in iktidarını etkileyecek seviyeye gelmiştir. Putin’ın Kırım konusunda daha pasif davranması, Putin’in ülke içinde prestijinin düşmesine ve Rusların yeniden kimliklerinin inşa etme sürecine olumsuz etki yapacaktı. Kırım’daki Rusların Rusya tarafından korunması, Rus toplumunun ortak hareket etmesi açısından etkili olmuş, Putin’in iktidarını uzun yıllar için garantilemiş oldu. Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı yaptırımlar konusunda kararsız kalmaları ve Rusya’nın atacağı adımları öngörememiş olması Putin’in Kırım politikasında önemli olmuştur. Kırım Tatarlarının her türlü haklarını tanıyacağını ve Rusya’da diğer Tatar(Türk) toplumların refah içinde yaşadıklarını dile getirmesi Kırım Tatarları kendi yanına çekmek istemiştir. Rusya’nın Batı’dan gelebilecek izolasyonların geçersiz olacağını, doğu komşular ile ilişkilerini daha da geliştirerek zararını en aza indireceğini düşünmesi ve gelebilecek tüm riskleri göze alması, Kırım politikasını etkilemiştir. Rusya Kırım’ı ilhak ederek 19.yüzyıl uluslararası politika dönemine dönmüştür. Bununla Rusya, ABD’nin küresel hegemonyasının Rusya’nın çıkarları ve etki alanı arasındaki çizgiyi belirlemiş oldu. Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ABD egemenliğindeki tek kutuplu dünya düzeninin resmen sora erdiğini göstermiştir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *