
Bir süre önce, Esad’ın bölünmeye razı olduğu, İran ve Rusya’nın Esad’a olan desteklerinin azaldığı ve bu iki ülkenin duruşlarında değişiklik olduğu iddia ediliyordu. Tabii ki bu söylentilerde, Rusya’nın Ukrayna’ya yoğunlaşmasının da önemli payı vardı. Son gelişmeler bunun böyle olmadığını, Rusya’nın Ağustos ortalarından bu yana hava ve deniz yoluyla Suriye’ye personel sevkiyatının yapıldığını görmekteyiz.
Rusya, 1971 yılından bu yana kullandığı Lazkiye’nin güneyindeki Tartus Limanı’ndaki ”deniz üssü”ne (Rusya’ya doğrudan Akdeniz’e açılma olanağı sağlayan tek üs) ilâveten, bu kez Ceble kasabasındaki Basil Esad Uluslararası Havaalanı’nı askeri “hava üssü”ne dönüştürerek, Ortadoğuda’ki ilk hava üssüne sahip olmaya çalışmaktadır. (Fehim Taştekin,”Rus manevrası”, Radikal, 12.09.2015) Bunun yanında, Lazkiye Havalimanı’nın kapasitesini arttırma faaliyetleri de sürmektedir.
Rusya’nın askeri nitelikli bu eylemleri, sadece Suriye’de değil, Ortadoğu coğrafyasındaki etkinliğini ve Suriye ordusunun operasyon kapasitesini arttırma ve bölgedeki Amerikan askeri gücünü hedef alır şekilde Ortadoğu’da oyun kurallarını değiştirme olarak gözlenmektedir. (Theodore Karasik,”Why is Russia in Syria now?”, Al Arabia News, 8.09.2015) Bu bağlamda, Beyaz Saray sözcüsü Josh Earnest, “Bu adımlar daha fazla kayıplara yol açabilir, mülteci akınını ve IŞİD’e karşı koalisyonla çatışma riskini artırabilir” sözleriyle Amerikan tarafının endişelerini dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de aynı uyarıları Rus mevkidaşı S.Lavrov’a iletti.
Bu gelişmelerin ötesinde Washington, Bulgaristan ve Yunanistan’dan hava sahasını Rus kargo uçaklarına kapatmasını istedi. Yunanistan tarafı, insani yardım uçaklarına izin verirken, Bulgaristan ise hava sahasını Rus uçaklarına kapattı. Buna karşın İran hava sahasına açarak, Rusya’ya, Bulgaristan ve Yunanistan’ı by-pass etme olanağı verdi.
Lavrov’un, Moskova yönetiminin Şam’a askeri teçhizat ve insani yardım gönderdiği ve Rusya’nın Suriye rejimine sağladığı askerî desteğin öncelikle IŞİD’e karşı mücadele kapsamında olduğu yolundaki açıklamasının ardından Washington ve Berlin’den sert itirazlar yükselmeye başladı. Başkan Obama, “Rusya’nın Esad’ı destekleme stratejisinin yanlış ve yenilmeye mahkum olduğunu” söyledi. Öte yandan, Alman Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier de Rusya’yı, Suriye hakkında tek başına kararlar almaması konusunda uyardı ve bu durumun Suriye’deki iç savaşı daha da kızıştıracağını; çözümün, uluslararası koalisyon güçlerinin birlikte hareket etmesinde yattığını söyledi.(“ Russia to U.S.: talk to us on Syria or risk 'unintended incidents'”,Reuters,11.09.2015)
Bilener’in yazdığı gibi, “Lazkiye’deki askerî hava üssünü elden geçirmekte olduğu da söylenen Rusya’nın tek amacı, İncirlik hava üssüne karşı bir denge unsuru elde etmek mi; yoksa tam tersi, IŞİD’e karşı yürütülecek ortak mücadele için ABD’yle yapacağı pazarlığın zemin taşlarını döşemek mi?” veya “Batı’ya yaklaşan İran karşısında, Ukrayna baskısı altındaki Moskova’nın, Suriye’de daha avantajlı bir pozisyon elde etmeye çalışması mı” olduğunu zaman gösterecek.(Tolga Bilener, “Putin Suriye’de bahsi yükseltiyor”, Taraf Gazetesi, 13.09.2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *