11 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Terörle Mücadelede İstihbari İşbirliği :Bir G-20 Zirvesi Çağrısı

Terörle Mücadelede İstihbari İşbirliği :Bir G-20 Zirvesi Çağrısı

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Antalya’da gerçekleşen G-20 zirvesi, Paris’te meydana gelen IŞİD terörünün gölgesinde yapıldı. Medyada yer alan haberlere göre görüşmelerde; Paris’teki saldırıların terörizmin küresel bir mesele olduğunu açıkça ortaya koyduğu vurgulandı.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, müttefik ülkeler arasındaki işbirliği, bilgi ve istihbarat paylaşımının daha da güçlendirilmesi gerektiğine değindi. (http://www.milliyet.com.tr/istihbarat-paylasimi-guclenmeli/siyaset/detay/2149016/default.htm) İstihbarat konusu gerek dünyada gerekse Türkiye’de sürekli tartışmalı alanlardan biri haline gelmiştir. Gelişmiş Batılı ülkelerde istihbarat daha ziyade “denetim”, “dinlemeler” ve “ulusal güvenlik tehditlerini zamanında tespit ve teşhis” anlamında ele alınmaktadır. Türkiye’de ise istihbaratın tartışmalı konulardan biri haline gelmesine sebep olan konular ise daha geniş ve bir anlamda sistem sorunuyla ilgilidir. Türkiye’de Soğuk Savaş boyunca istihbarat servisi ülkenin doğu-batı kampları arasındaki çetin mücadelede üzerine düşen rolü oynarken, daha çok Batılı ülkelerle Doğu Bloku ülkelerine karşı ortak mücadelede yer almaktaydı. Bunun Doğu Bloku ülkelerinde stratejik istihbarat faaliyetleri yürütme, Türkiye’de Batılı ülkelerle Sovyetler Birliği ülkelerine ve doğu blokunun diğer ülkelerine karşı K/Espiyonaj faaliyetleri yürütülmesi, üçüncü ayağını ise sosyalizmin ve komünist ideolojinin Türkiye’de taban bulmasını sağlayacak siyasi partiler, dernekler, vakıflar, işçi kesimleri, aydınlar vs. kesimlerde yerleşmesini ve güçlenmesini engellemekti. Soğuk Savaş sonrasında devletler yeni stratejik ve güvenlik ortamında yeni tehditlere karşı istihbarat ve güvenlik servislerini yapısal ve görevsel alanlarda yenilediler. Terör, Kitle İmha Silahları’nın yayılması tehdidi, kaçakçılık, mikro milliyetçilik, etnik ve mezhepsel kavgalar, dini radikalizm, hammadde ve enerji kaynaklarına erişim ve bunları uluslararası piyasalara ulaştırma yolları ile deniz ticaretinin ulaştırma yollarının güvenli tutulması, istihbarat ve güvenlik servislerinin başlıca çalışma konuları haline geldi. Ancak yeni güvenlik risk ve tehditlerinin biri devletlerin ulusal güvenliğine doğrudan etki eden boyutu, diğer ise bölgesel ve uluslararası sisteme etki eden boyutu bulunmaktaydı. Dolayısıyla gerek bu anlamda gerekse bilişim, ulaştırma ve erişim imkanlarının risk ve tehdidi kısa sürede küresel düzeye ulaştırması ve buna bağlı olarak yeni suç ve terör örgütlerinin bu tür sınırlarötesi yeteneklere sahip olması tehditlerle mücadelede uluslararası işbirliğini her zamankinden daha önemli hale getirdi. Ancak, yine de devletler için asli olan ulusal güvenliğini sağlamak ve bunun içinde kendi milli gücüne, imkanlarına, insan gücüne, kurum ve kuruluşlarının kapasitesine ve yeteneklerine bağlı kalmaktır. Londra’da gerçekleşmeyen kapsam ve içerikteki bir terör saldırısı Paris’te, Ankara’da gerçekliyorsa bunun en büyük sebebi istihbarat ve güvenlik alanında uluslararası işbirliğinin yetersizliği değil, ülkelerin kendi milli istihbarat ve güvenlik kapasitelerinin görece zayıflığıdır. İstihbarat faaliyetleri son derece ciddi, emek, çalışma, kaynak ve geniş vizyon gerektiren, son erimde devletlerin kendi milli imkanları, becerileri, imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde yürütülen, devletin tüm birimleri ile eşgüdüm halinde sürdürülen faaliyetler olup, hiçbir ülke kendi oluşturduğu haber kaynaklarından aldığı bilgileri bir başka devlete vererek kendi kaynağını güvenliğini zedelemez. Birbaşka ifadeyle kendi halkının ve veri mükelleflerinin cebinden harcayarak binbir emekle kurduğu haber ağlarından ve bunlar içindeki kaynaklarından elde ettiği bilgileri bir başka devlete vermez. Dolayısıyla Türk yetkililerin G-20 zirvesinde istihbarat konusunda yaptıkları çağrı-Birleşmiş Milletler bünyesinde, çeşitli bölgesel düzeylerde terörle mücadele ve istihbarat alanında işbirliği mekanizmaları mevcut olup, Türk Dışişleri, Genelkurmay Başkanlığı, MİT Müsteşarlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü yabancı partnerleri ile ikili ve çok taraflı düzeyde işbirliği yapmaktadır- esasen Türk kamuoyunu rahatlatmaya dönük bir adım olup, tehdidin saptanması, denetim altına alınması ve ortadan kaldırılmasında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yeteri faydayı sağlayamayacak bir hamledir.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *