
2008 yılından bu yana üzerinde çalışılan ve tarihteki “en büyük bölgesel ticari anlaşma” olarak nitelenen anlaşma görüşmeleri, ABD ve Pasifik çevresindeki 11 ülke arasında Atlanta’da yapılan toplantıların beşinci gününde uzlaşma ile sonuçlandı. (Jackie Calmes,“ TransPacific Partnership Trade Deal Is Reached”,NYT,5.10.2015) Dünya ekonomisinin yüzde 40’ını içine alan TTIP, dünya global ticareti ve çalışanların standartlarını yeniden kurgulayan bir sistemi içermektedir.
Dünya ekonomisinin beşte ikisini temsil eden TTIP anlaşması Bruney, Şili, Singapur, Yeni Zelanda, ABD, Avustralya, Peru, Vietnam, Malezya, Meksika, Kanada ve Japonya’yı kapsamaktadır. Varılan uzlaşmanın, anlaşmayı başından bu yana güçlü bir şekilde destekleyen ABD Başkanı Barack Obama’nın geride bırakacağı çok önemli bir başarı olduğu konusunda görüşler örtüşmektedir. Ortadoğu ve Afrika ile yeterince meşgul olmuş olan ABD tarafı için anılan anlaşma, hızla büyüyen Doğu Asya ile daha yakın ilişkileri eksen alan dış politika için ”temel taş” olduğu belirtilmektedir. Bu yaklaşımın en önemli sonucu, bir bölge ülkesi ve dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin karşısında ABD’nin, önemli bir manevra ve etki alanı kazanmasıdır. (“Trans-Pasific Partnership Trade Deal Within Reach”,WSJ, 5.10.2015)
Anlaşmanın resmiyet kazanması için gerekli Kongre onayının, önümüzdeki ABD başkanlık seçimleri kampanyası da dikkate alındığında, aylar süreceği bilinmektedir. Geç de olsa varılan sonucun, ABD açısından, özellikle Çin karşısında ve Ortadoğu’daki son gelişmeler yanında alınmış önemli bir “ekonomi-politik” başarı olduğunu; belki de bu gelişmenin, şimdilerde görüşmeleri süren Trans-Atlantik İşbirliği Anlaşmasının sonuçlandırılmasını hızlandırabileceğini söyleyebiliriz.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *