
Kitle iletişim araçları ve özellikle uydu kanalları konusunda yaptığım araştırmalar sırasında ilgimi çeken bir nokta, Arap ülkelerinin kültürel aktivistleri ve toplum bilimcileri arasında Türk yapımı televizyon dizilerinin bu ülkelerde yayımlanmasına yönelik hassasiyet ve dikkatin artmasıydı. Onların yazılarına baktığımızda, Türk kültürünün Arap ülkelerine etkisi konusunda bir nevi tedirginlik yaşandığını görebiliriz.
Bazı yorumcular, Türkiye’de dizi yapımında ve komşu ülkelere ihracatındaki artışın Türkiye’nin, Orta Doğu’da gelişme kutbu ve model olmaya yönelik kültürel ve zihinsel zemin hazırlama amacıyla ilgili olduğunu belirtiyor. Söz konusu olay, bazı yazılarda “kültürel diplomasi” adı altında ele alınıyor. Aslında bu dizilerde Türkiye, gelenekselliği ve modernliği bir araya getirebilen bir olgu olarak yansıtılıyor.
Türk dizilerinin sevilmesi konusunda yorumcular arasında bir fikir ayrılığı mevcut. Bazılarına göre bu ilginin sebebi, Türkiye ile hedef ülkelerin arasındaki kültürel benzerlikler. Orta Doğu ülkelerinin birçoğu, benzer toplumsal şartlara sahip ve bu benzerlik de dizilerin ilgi görmesinin bir gerekçesi.
Buna karşın bazıları, bunun nedeninin benzerlikler değil de farklılıklar olduğuna inanıyor. Aslında hedef ülkelerdeki muhataplar bu dizilerde, kendilerinde bulunmayan şeyleri arıyor.
Bununla ilgili başka bir noktaya da değinmek istiyorum. Bazı araştırmacılar, Türk dizilerinin sevilmesiyle ilgili, bu ülkenin, Arapların seyahat ve emlak satın alma hedefine dönüşmesi arasında doğrudan bir bağ kuruyor. Yani Türkiye’den önce Birleşik Arap Emirlikleri, Arap ülkelerinin zengin kesimlerinin emlak satın alma ve seyahat etme noktasıydı. Ama Türk dizilerinin yayımlanması ve program aralarında emlak reklamlarının verilmesinin ardından, Türkiye giderek bu kesimlerin yatırım merkezine dönüştü. Bu durum, İranlılar arasında da dikkate değer bir gelişme kaydetti.
(Kaynak:Ferdin Alihah,Haber Online,İran,06 Mart 2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *