
İngiliz Financial Times, İsrail'in ithal ettiği petrolün dörtte üçünün, Türkiye üzerinden gelen Kuzey Irak petrolü olduğunu yazdı. Gazete, İsrail'in son aylarda petrolünün yaklaşık yüzde 77'sini Irak Kürtlerinden aldığını yazdı. Gazetenin internet sitesindeki haberde, İsrail'in yaptığı ödemenin IŞİD'le savaşan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) için önemli bir gelir kaynağı olduğu belirtildi. Financial Times'ın aktardığı verilere göre, İsrail rafinerileri ve petrol şirketleri Mayıs ayı başından 11 Ağustos'a kadar Kuzey Irak'tan 19 milyon varilden fazla petrol ihraç etti. İsrail'in petrol talebi ise günde yaklaşık 240 bin varil. Financial Times okurlarına, Kuzey Irak petrolünün Ceyhan Limanı'ndan ihraç edildiği hatırlattı. Gazetenin vurguladığı bir diğer nokta da, son dönemde Kuzey Irak'tan ihraç edilen petrolün üçte birden fazlasının İsrail'e satılması. Bu oran Türkiye için ise yüzde 9. Financial Times, uzmanların İsrail'in Kürt petrolünü ucuza alıyor olabileceğini vurguladığını de yazdı. Bazı uzmanlar ise İsrail'in petrol alımı ile Irak Kürtlerine mali destek veriyor olabileceği görüşünde. Zira İsrail'in Kürtlerden aldığı petrolün bir kısmını başka ülkelere sattığı veya depolarda sakladığı belirtiliyor. Financial Times gazetesi ise gerek İsrail'in gerekse de Irak Kürtlerinin yakın müttefiki olan ABD 'nin Erbil yönetimine, petrol satışı konusunda Bağdat'la işbirliği yapma çağrısında bulunduğunu yazdı. (Kaynak:http://tr.sputniknews.com/ortadogu/20150824/1017302574.html) ********Peki bu haberde Türkiye'nin daha doğrusu AKP iktidarının Barzani yönetimine mali desteği nerede derseniz onu da şöyle açıklayalım. Irak anayasasının doğal kaynakların çıkarılması, işletilmesi ve satılmasıyla ilgili hükümleri merkezi yönetimi yetkili kılmaktadır. Ancak Barzani yönetimi bütçeden yasal %17'lik paylarını alamadıklarını ileri sürerek kendi bölgelerindeki petrolü Bağdat'tan bağımsız çıkarıp satabileceklerini iddia etmektedir. ABD de bu işlemlerin Bağdat kontrolünde olması gerektiğini belirtiyor ve Barzani yönetiminin Bağdat'tan bağımsız petrol satışına karşı çıkıyor. AKP iktidarının ise neden olduğu açık olmayan bir şekilde Barzani ile ilişkilerini yakınlaştırması sonrasında AKP hükümeti ABD'nin bütün karşı çıkışlarına ve Irak anayasasına aykırı bu durumun Irak'ın bölünmesini hızlandıracağı açıklamalarına rağmen Irak Kürtlerinin Bağdat'tan bağımsız olarak Türk toprakları üzerinden petrol satışına izin verdi. AKP iktidarının kapıyı açmasını fırsat bilen Barzani yönetimi ise Bağdat ile ne zaman sorun yaşasa Bağdat'ı ondan bağımsız petrol satışı yapmakla tehdit etti. Barzani yönetiminin satışa ilk çıkardığı petrol ABD'nin başta olmak üzere dünya genelinde kaçak olduğu gerekçesiyle alıcı bulamamıştı. Ancak bu son haber gösteriyor ki İsrail Barzani petrolünün en büyük alıcısı olmuş, böylece örtülü olarak Barzani'ye mali destek de sağlanmış oluyor. Ama bunun gerçekleşmesindeki ana aktör ise Türkiye. AKP iktidarı komşu bir ülkenin anayasasına aykırı şekilde bölgesel yönetimle petrol işbirliğine girmiş ve Barzani yönetimine mali desteğin önünü açmıştır. AKP iktidarı "Irak topraklarında çıkan bu petrolün Bağdat'tan bağımsız olarak Barzani'nin satmasına izin vererek Türkiye'ye nasıl avantaj kazandırmıştır ya da olması gerektiği gibi Bağdat üzerinden petrol satışına göre nasıl bir kazanç elde etmiştir, Türkiye'nin lehine olan durum nedir" sorularının cevabını Türk kamuoyuna mutlaka açıklamalıdır. Çünkü Irak anayasasına aykırı olarak ticaretin yolunu açan AKP iktidarı, petrolü alan da İsrail'dir. İlişkilerin sözde kötü olduğu İsrail ile elele verip PKK terör örgütünün hamisi Barzani yönetimini mali yönden desteklediği gibi Barzani'ye Bağdat'a meydan okuyarak bağımsızlığını ilan etme cesareti vermektedir. İsrail'in petrol ihtiyacının dörte üçünü tek bir kaynaktan sağlaması ise Barzani'ye verilen güvencenin işaretidir. Barzani'nin (aynı PKK gibi) önce bağımsızlık ve bilahare büyük Kürdsitan hayali, İsrail'in ise devlet başkanı seviyesinde bağımsız büyük Kürdistan'ı destekleyecekleri açıklamaları birlikte ele alındığında Türkiye'nin bekasına tehdit teşkil eden bu ortaklıkta normal şartlarda bir Türk hükümetinin yer almaması gerekir. Ancak AKP iktidarının şeffaf olmayan ilişkileri ve artık iflas ettiği açıkca görülen Ortadoğu politikası maalesef Türkiye'yi böyle büyük bir açmazın ve tehdidin içine getirmiştir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *