
Türkiye’de 7 Haziran’da gerçekleştirilecek genel seçimler sadece Türkiye’nin geleceği için değil Ortadoğu, Afrika ve Kafkasya coğrafyası açısından da son derece önem taşıyor. Söyleminden 180 derece tersi bir düşünce yapısına sahip iktidar partisi 13 yıl içerisinde Türkiye’nin iç huzurunu bozmanın yanında bölge ülkelerinde de kan ve gözyaşı dökülmesine yol açtı. Türkiye’nin Irak’ta onlarca yıldır koruduğu geleneksel kırmızı çizgileri silinirken, ülke Şii, Sünni Arap ve Kürtler olmak üzere üçe bölünme yolunda hızla ilerlemekte. 900 km ortak sınıra sahip olduğumuz Suriye’den Türkiye’ye yönelen terör tehdidi, PKK lideri Abdullah Öcalan baskılar üzerine 1999 yılında ülkeyi terk etmesiyle sona ermiş, bunu takip eden yaklaşık on yıl iki ülke ilişkileri barış ve refaha dayalı olarak ilerlemişti. Ta ki Ahmet Davutoğlu’nun 2009 yılında Dışişleri Bakanlığı’na getirilmesine kadar. O tarihten itibaren Suriye, AKP’nin de müdahil olduğu kanlı bir savaş ile karşı karşı… Suriye’deki savaş Şam rejimini zorlu bir mücadelenin içine çekerken, ülkede etnik ve mezhepsel açıdan birbirlerine karıştırmış halkın ayrışmasına yol açmış, Suriye’yi de Irak gibi bölünme tehdidi ile karşı karşıya bırakmıştır. Ülkenin kuzeyinde IŞİD ve diğer dinci unsurlarla savaşan Suriyeli Kürtler, özerk bir Kürt bölgesinin alt yapısını oluşturmaya başlamıştır. Öte yandan Suriye’den ülkemize gelen iki milyonun üzerindeki sığınmacı, Türk halkına maddi ve manevi olarak yük oluşturmuştur. AKP, Mısır’da yansıması olarak gördüğü Müslüman Kardeşler’e verdiği desteğin bedelini bu ülkedeki Türk yatırımları, lojistik engeller ve Mısır’ın siyasi tepkisi sonucunda fazlasıyla ödemiş ve ödemeyi sürdürmektedir. Bölgenin en önemli aktörlerinden olan Mısır, artık AKP’li bir Türkiye’ye güven duymamaktadır. Mısır’ın bölgesinde etki alanı dikkate alındığında bunun ne gibi sonuçlar doğuracağını tahmin etmek güç olmayacaktır. AKP, Libya lideri Kaddafi’nin devrilmesinde Batı ile birlikte hareket etmek suretiyle rol oynamıştır. AKP, bugün Libya’da laik rejim karşıtı dinci kabileleri destekliyor. Yani AKP, Mısır, Suriye ve Irak’ta izlediği mezhepçi politikanın uzantısını Afrika’da uygulamaya çalışıyor. Bugün Libya’da Türk firmalarının mevcudiyeti yasaklanmış durumda. Türk uçakları Libya havaalanlarına inemiyor. Üstelik geçenlerde dinci unsurlara silah/mühimmat getirdiği tespit edilen bir Türk gemisi Libya kuvvetleri tarafından açık denizde bombalanmıştı. Türkiye’nin İran ile ilişkileri de esasen bölgede izlediği mezhepçi politika sebebiyle gergin durumda. AKP liderliğinin İran ile ilişkisi ise ABD önderliğindeki yaptırımları menfaat karşılığında ihlalinden güç almaktaydı. İran’ın P5+1 ülkelerinin girişimi sonucunda, nükleer konularda Batı ile vardığı mutabakatın anlaşmayla sonuçlanması, Tahran’a yönelik yaptırımları ortadan kaldırdığı anda AKP gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti, ülkesi ve milleti ile tarihinde ilk kez böylesine büyük risk ve tehditlerle karşı karşıya kalmış durumda. Bunun başlıca sorumlusu ise Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ya da Genişletilmiş Ortadoğu ve Afrika Projesi’nin sahipleri tarafından projenin gerçekleştirilmesi için iktidarı desteklenen, bu amaçla Okyanus ötesinde gizli pazarlıklara ve anlaşmalar imza atan AKP’nin yöneticileridir. Partilerine hayat veren projeyi bir tarafa bırakıp, meşruiyet kaynağı olarak sadece iç dinamikleri öne çıkan yöneticiler 7 Haziran’da gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaklar. AKP’nin iktidardan düştüğü gün, Türkiye’deki iç barışın yeniden tesisinde tarihi bir dönüm noktasını temsil ederken, AKP’nin verdiği destek sonucunda kan gölüne dönen bölgemizdeki savaşların ve çatışmaların sona ermesi, komşularımıza barış ve huzur gelmesi, Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi, Türkiye’nin komşularıyla ekonomik ve ticari ilişkilerinin yeniden ön plana çıkarılması ve karşılıklı menfaatlere ve dostane ilişkileri dayalı yeni bir dönemin başlaması sözkonusu olacaktır. Böylece Türkiye geleneksel dış politikasına dönerken, hem kendisine hem de bölgesine barış gelecektir…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *