Bugün Türkiye’nin, mutlak bağımsız ve egemen bir devlet ve milletlerarası camianın hukuken eşit bir üyesi olarak doğduğunu tescil eden ve TBMM’nin 29 Ekim 1923 günü “Türkiye Cumhuriyeti” olarak ilân ettiği Devletimizin tapu senedi niteliğini haiz Lozan Barış Antlaşması’nın imzalanmasının 102’nci mutlu yıldönümü.
Türk Milleti’ne kutlu olsun!
TBMM Hükûmeti’nin Dışişleri Bakanı İsmet Paşa (İnönü) Başkanlığındaki Heyetinin Lozan Barış Konferansı’nda kazandığı diplomasi zaferi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugüne kadar diplomasi alanında elde ettiği başarıların, zaferlerin anasıdır.
ATATÜRK’ün İstiklâl Savaşımızı zaferle sonuçlandırması, İnönü’nün Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletlerinin müzakere masasındaki ağır baskılarına karşı direnmesi, böylece Sevr Antlaşması’nın yırtılıp atılması sayesinde bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çatısı altında Türk vatandaşı olma şeref ve mazhariyetine sahip bulunuyoruz.
Unutmayalım! Lozan Barış Antlaşmasıyla Türkiye’nin bağımsız ve egemen varlığı tescil edilmemiş olsaydı, bugün bizler, örneğin, İstanbul’a, İzmir’e, Bursa’ya, Balıkesir’e, Muğla’ya, Bodrum’a, Marmaris’e, Konya’ya, Antalya’ya, Sivas’a, Adana’ya, Diyarbakır’a, Trabzon’a, Erzincan’a, Van’a, Bitlis’e, Ardahan’a pasaportla seyahat edebilecektik.
Günümüzde “terörsüz Türkiye” süreci çerçevesinde bölücü terör örgütü PKK ve uzantılarının Türkiye’nin kurucu belgeleri Lozan Antlaşması’nı ve 1924 Anayasası’nı, Devletimizin kurucu ilkelerini, üniter yapısını, ulus devlet vasfını sorgulamakta olmaları karşısında Türk Milleti’nin Lozan Antlaşması’na ve Devletimizin temel kurucu ilkelerine, üniter yapısına sahip çıkma azim ve iradesi daha da kuvvetlenmelidir.
Başta Millî Mücadelemizin her safhasının emsalsiz önderi Vatanımızın kurtarıcısı ve Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK ve silâh arkadaşları olmak üzere, Büyük Zafer’den sonra diplomasi alanında Lozan’da kurulan “kurtlar sofrasında” Türk Milleti’nin uluslararası plânda bağımsızlığını ve egemenliğini tescil ettirme mücadelesini zaferle sonuçlandıran İsmet İnönü’yü ve Konferans’taki Türk heyetinin üyelerini rahmetle, minnetle, saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun!
