
İncirlik Üssü 22 Temmuz 2015'teki Bakanlar Kurulunda alınan kararla İncirlik Mutabakatıyla ABD (ve bazı IŞİD koalisyon ülkelerinin) uçaklarının Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı hava operasyonlarına açıldı. ABD, 05 Ağustos'tan itibaren insansız uçakla, 12 Ağustos 'tan itibaren de savaş uçaklarıyla İncirlik kalkışlı operasyonlarla IŞİD'i vurmaya başladı. İncirlik'ten operasyonlara başlayan ABD'nin Türkiye'den ilk talebi ise kendilerinin gerekli organizasyonu yapıncaya kadar Türk savaş uçaklarının Suriye'ye girmemesi ve bağımsız operasyon yapmaması oldu. Türkiye'de bunu kabul etti. Bu kararın değişik yönleri var. Türkiye'nin tehdit değerlendirmesi kapsamında ne zaman nasıl nereye bir askeri operasyon yapabileceğine ilişkin karar yabancı bir ülkenin inisiyatifine bırakılmış olmasıyla milli egemenliğin kullanılmasının başkasıyla paylaşılması söz konusu olmuştur ve bu kabul edilebilir değildir. Diğer bir yönü ise henüz Türkiye'nin IŞİD'e karşı hava operasyonlarına katılmamış olmasıdır. Ama nedense sanki IŞİD şuanda Türkiye'ye karşı aynı PKK gibi bir terör sarmalını başlatmış gibi Dışişleri tarafından yapılan açıklamalarda (haftalar süren müzakerelerden sonra askeri teknik hususlarda da anlaşmaya varılmasıyla birlikte) "bir an önce hava operasyonlarına katılmak istiyoruz, IŞİD'e karşı kapsamlı operasyonlar yapacağız" mealinde açıklamalar gelmektedir. ABD cephesinde ise "Türkiye'nin hava operasyonlarına katılmak için çok istekli olduğunu görüyoruz, bu durumdan memnunuz" açıklamaları gelmekte ve her seferinde aslında Türkiye'nin yapacağı en büyük katkının sınır güvenliğini sağlaması olacak şeklinde temennilerde bulunmaktadırlar. Bu tavır ABD'nin Türkiye'nin hava operasyonlarına katılmasını şimdilik istemiyor diye yorumlamak mümkündür, ABD kendince kendi senaryolarındaki uygun zaman geldiğinde Türkiye'nin hava operasyonlarına katılmasını öngörmektedir. Aslında Türkiye iyiki henüz IŞİD'e karşı hava saldırılarına katılmamıştır. Çünkü Türkiye'de terör eylemi yapmamış, Suruç dahil yaptığı iddia edilen saldırıları ise üstlenmemiş IŞİD terör örgütüne karşı hava saldırılarını başlatmak Türkiye'de uykuda olan IŞİD'in uyandırılmasından başka bir şey değildir. İncirlik'in açılması sürecinde Tükiye'ye kendlerine karşı operasyon yapmaması için tehdit mesajları gönderen IŞİD'in böyle bir durum olması halinde şauanda sınırda kontrol ettiği 110 km civarındaki hatta TSK'ya rağmen bir şey yapabilmesi mümkün değilidir. Çünkü TSK, sahip olduğu eğitim, teknik kapasite ile imakan ve kabiliyetleriyle Musul'da herşeyini bırakıp kaçan Irak Ordusuna hiç de benzememektedir. Yapacağı şey Türkiye içinde organize olmuş, eğitilmiş, biat etmiş hücrelerini ve gruplarını terör saldırıları yapmaya yöneltmek olacaktır. Bu durum da şimdi PKK'nın yaptıklarından farklı olmayacaktır. Aynı PKK'nın çözüm sürecinde teröristleri beraberinde patlayıcı ve silahlarla şehir merkezlerine yerleştirdiği gibi IŞİD teröristlerinin de saldırı yapmak üzere hazırlıklı olduklarını tahmin etmek hiç de zor değildir. Çünkü çözüm sürecinde nasıl PKK sınırsız bir hareket serbestisiyle şehirleri yolları patlayıcılarla donattıysa Suriye krizinin başlangıcından buyana sınır güvenliğindeki zafiyetler ve hükümetin gerekli tedbirleri almamasıyla IŞİD'in de Türkiye'de saldırılar yapacak şekilde tertip aldığı bilinmektedir. İşte bunları ortaya çıkarmadan, yurtiçinde önleyici operasyonlar yapıp IŞİD'li teröristleri etkisiz hale getirmeden Suriye'de IŞİD'e karşı hava operasyonları yapmak kabul edilebilir hareket tarzı değildir. Bu IŞİD terörünü bile bile Türkiye'ye davet etmektir. Şu haliyle Suriye'de IŞİD'i vurmak aslında Türkiye'nin intihara teşebbüsüdür. Dolayısıyla Türkiye Suriye'deki operasyonlara katılmamalıdır. Bu hem yukarıda ifade edilen olumsuzluklardan hem de Suriye'de askeri operasyon yapmanın uluslararası meşruiyetinin olmamasındandır.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *