13 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Türkiye'nin Suriye'ye girme planı rafa kalktı!

Türkiye'nin Suriye'ye girme planı rafa kalktı!

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
___KÜRT KORİDORU OLUŞUYOR___ 16 Haziran 2015 tarihinde PKK terör örgütünün Suriye kolu PYD/YPG'nin Amerikan hava desteğinde Tel Abyad'ı IŞİD'in elinden alması sonrasında Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın oluşturduğu üç kanton yönetiminden ikisinin (Cezire-Kobani) arasındaki coğrafi bütünlüğün sağlandığının ortaya çıkması, PYD/YPG'nin bir sonraki hedefinin Cerablus-Mare hattında IŞİD kontrolündeki bölgenin de ele geçirilerek Afrin kantonuyla da coğrafi bütünlüğün sağlanarak Akdeniz'e ulaşacak şekilde Suriye'nin kuzeyinde Kürt koridoru oluşuruluyor konusunu gündemin en üst sırasına taşıdı. __YENİ BİR DEVLETE İZİN VERMEYİZ__ Bu gelişmeler sonrasında 18 Haziran'da devletin zirvesinin katıldığı güvenlik toplantısında TSK'ya Suriye'ye girme direktifi verildiği basına yansıdı. 27 Haziran 2015'te ise Cumhurbaşkanı Erdoğan "Suriye'nin kuzeyinde sınırlarımızın hemen güneyinde yeni bir devlet oluşumuna asla izin vermeyiz" sözü Türkiye'nin Suriye'ye kesinlikle müdahale edeceğinin son işareti olarak yorumlandı. ___TSK SURİYE'YE GİRECEK HABERLERİ___ Aynı günlerde özellikle AKP hükümetine yakın medyada boy boy harekat planları, oluşturulacak güvenli bölgeler, harekata katılacak birlikler ve sayıları yer aldı. Ve 29 Haziran 2015 günü yapılacak MGK toplantısında harekatın son durumunun görüşüleceği medyada yoğun olarak işlendi. Bununla birlikte yapılan haber ve yorumlarda sanki IŞİD'e karşı bir harekat yapılacakmış gibi algının oluşturulmaya çalışıldığı görüldü. İşin ilginç yanı bütün bu haberlere hükümetten hiçbir yalanlama gelmedi. ___YURT İÇİNDEN TEPKİLER__ Muhalefet partileri ve muhalif medya tarafından son seçimlerle tek başına iktidardan düşmüş AKP hükümetinin geçici hükümet olarak böyle bir karar alamayacağı, halkın mevcut hükümetin kararını desteklemeyeceği, Suriye'ye girilmesinin Türkiye'yi bataklığa sürükleyeceği, böyle bir harekatın iç politikaya yönelik hedefler içerdiği, hukuki alt yapısının olmadığı dolayısıyla bu harekatın diğer ülkelerce bir işgal olarak görüleceği, sorunla ilgili aktörlerle konunun görüşülüp siyasi desteğin alınmadığı, Esad ile işbirliği yapılmadan böyle bir harekatı yapmanın felaketle sonuçlanacağı, ekonomik maliyetinin Türkiye ekonomisine onarılamaz zararlar vereceği, harekatının amacının belli olmadığı gibi bir çok argüman gündeme getirildi. Ayrıca TSK'nın da harekatın zamanlaması, harekat ortamı ve komşu ülkeler dahil gerekli uluslararası desteğin alınması bağlamında olumsuz yaklaştığı basına yansıdı. Ayrıca askerlerin, TSK'nın dış istihbarat imkanlarının MİT'e devredilmiş olması nedeniyle TSK'nın yeni duruma göre muhtemel harekat sahasına yönelik istihbarat ihtiyacının karşılanmasının da uzun süre alabileceğini de bir mazeret olarak masaya koymuş olmaları yüksek ihtimaldir. ___YURT DIŞINDAN TEPKİLER___ MGK toplantısının yapılacağı gün ve ertesi gün önce Rusya'dan Suriye'deki sorunun çözümü için askeri operasyonlara değil diplomasiye ağırlık verilmesi gerektiği, Rusya'nın Esad rejimini desteklediği açıklaması geldi. İran ise kendilerinin de Kürt koridoruna karşı olduğunu ancak Suriye'deki sorunun çözümü için İran-Irak-Türkiye arasında işbirliği yapılması uyarısında bulundu. Peşinden Kandil'den eğer Türkiye Suriye'nin kuzeyine müdahale ederse PKK'nın tüm Türkiye'yi savaş alanına çeviririz tehdidi geldi. ABD böyle bir harekatın askeri, ekonomik ve insani zorluklarına dikkat çekerek Türkiye'nin Suriye'ye girmesinin zor olduğunu, zaten arazide de bunun gerçekleşeceğinin emarelerinin görülmediğini açıkladı. PYD eğer Türkiye müdahale ederse direneceklerini açıkladı. IŞİD'in yerleşim bölgelerinin çevresine hendekler kazdığı, sınıra yakın yerlerde mayın/patlayıcı yerleştirdiği görüldü. Esad rejiminin ise zaten Türkye'nin sınır ötesinde yapacağı askeri operasyonu içişlerine müdahale ve işgal olarak kabul edeceği biliniyor. BM Genel Sekreteri Ban, Suriye'deki soruna çözüm bulamamanın tüm uluslararası camia için utanç verici olduğunu belirterek, Suriye halkına ve bölgeye daha fazla onarılamayacak zararlar verilmeden, uluslararası topluma, Cenevre Bildirisi'nin hayata geçirilmesi için samimi çaba göstermeleri için çağrı yaptı. __HÜKÜMET GERİ ADIM ATIYOR__Bütün bu tepkiler gösterdi ki AKP hükümetinin görünürde Kürt koridorunu engelleme maksadıyla şuanda IŞİD kontrolünde olan Suriye topraklarına girme düşüncesinin hiç de elle tutulur, ayağı yere basar bir düşünce değil. İşte bu durum, içeriden dışarıdan hiçbir yerden destek alamayan AKP hükümetinin geri adım atmasına yol açtı. Nitekim MGK bildirisinde (her ne kadar basın kritik Suriye açıklaması diye haber yapsa da) Türkiye'nin Suriye'ye girebileceğinin ima bile edilmediğini görüyoruz. Aksine MGK bildirisinin (muhtemelen askerlerin ortaya koyduğu bilgi ve belgelere dayanarak) PKK terör örgütünü hedef alan ifadelere ağırlık verdiğini görüyoruz. (Gerçekten de Suriye'nin kuzeyindeki Kürt koridoru PKK'nın ontrolündeki bir gelişmedir ve çözüm süreciyle doğrudan bağlantılıdır.). MGK toplantısı sonrası süreçte AKP sözcüsü Suriye'ye müdahalenin gündemlerinde olmadığını açıklarken, Başbakan Türkiye'yi maceraya sürüklemeyeceklerini ifade ediyor, Dışişleri Bakanı ise tehdide karşı gerekli tedbirleri alma hakkımızın olduğunu, sınırda yığınakla yapıldığını, Türkiye'nin Suriye konusunda siaysi çözümü aradığını tek başına hareket etmeyi düşünmediğini, NATO veya diğer ilgili aktörlerle görüştüklerini ifade ediyordu. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ise "Burada, bizim sınırımızı güvence altına almak için aldığımız tedbirleri 'Türkiye savaşa giriyor', 'Türkiye ateşe atılıyor' gibi başlıklarla yorumlamak da çok sağlıklı değil. Bir ülkenin kendi sınırlarını güvenlik altına alması, bununla ilgili tedbirler alması onun en asli görevidir. Suriye konusunda, baştan beri uluslararası toplumla hareket edeceğimizi ifade ettik. Güvenli bölge, uçuşa yasak bölge gibi girişimlerimiz bu ilkeden hareketle yapılmıştır" diye konuştu. ___SONUÇ OLARAK___ Gelinen durum itibariyle görülmektedir ki, acemice ve hazırlıksız olarak ortaya atılan Suriye'ye girme düşüncesi, gerek gelen iç ve dış tepkiler gerekse muhtemel harekatın siyasi, hukuki, askeri alt yapısının hazır ve yeterli olmaması, harekatın siyasi amaç ve hedeflerinin belirlenememiş olması gibi nedenlerle yetkililerin yukarıda kısaca verilen açıklamalarında ima edildiği gibi AKP hükümetinin (resmen böyle bir harekat yapılacağını açıklamadığı gibi yapılmayacağını da açıklamamasına rağmen) görünürde Suriye'nin kuzeyindeki Kürt koridorunu engellemek üzere TSK'yı Suriye'ye gönderme seçeneği masadan kaldırılmış rafa konmuştur. Yani Türkiye'nin Suriye'ye girme düşüncesi rafa kalkmıştır. Türkiye doğrudan Suriye'ye müdahale seçeneğinden önce Suriye'nin kuzeyindeki koridorun ortaya çıkmasına yol açan çözüm sürecini sona erdirmeyi, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda PKK'nın oluşturduğu paralel ya da ikili yapılanmayı ortadan kaldırıp devlet otoritesini yeniden tesis etmeyi, Suriye'deki terör gruplarıyla (IŞİD, El Nusra ve bağlantılı grupları, PYD/YPG) mücadele için Esad rejimiyle (dolayısıyla İran ve Rusya ile ) işbirliğini, Suriye'de savaşan tüm gruplara eleman, silah ve diğer askeri malzeme akışını önleyecek tedbirleri kapsayan yeni bir planı uygulamaya sokmalıdır.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *