
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumuna katılmak için gittiği ABD’de, PBS TV kanalında ABD’nin IŞİD ile mücadele amacıyla koalisyon oluşturma çabaları ve Türkiye’nin rolüne ilişkin olarak; Türkiye’nin El-Kaide’ye karşı mücadele ettiği gibi IŞİD’e karşıda mücadele ettiğini, Ankara’nın 32 yıldır PKK terörüne karşı savaşan, 30 bin insanını kaybeden ve ekonomik açıdan zarar gören bir ülke olarak bölgede teröre karşı duruşunda değişiklik olmadığını belirtti. (http://turkish.ruvr.ru/news/2014_09_24/277705015/) Aslında mesele terör konusunda genel kabul görmüş tanımlar bulunmakla birlikte, devletlerin terör, terör örgütleri ve terör faaliyetlerine bakış açılarındaki farklılıktan kaynaklanmakta. Türk yetkililer uzun yıllar Batılı ülkelere PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul ettirmeye çalışmışlardı. Pek çok ülke Türkiye’nin güneydoğusundaki silahlı eylemleri bir özgürlük hareketi olarak görmekteydiler. Geçmişte Türk güvenlik bürokrasisi, yabancı muhataplarına, ülkelerinin PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmesinin, terörle mücadelede uluslararası işbirliği çabalarına hangi yönde katkı sağlayacağı hususlarını izah etmeye çalışırken, Ankara’nın da bir terör listesi bulunmadığı fark edilmişti. Bugün ise Türkiye terörle mücadelede bilerek ya da zorunlu olarak farklı bir cephede yer alıyor. Bugünlere gelmesinde Ankara’dan büyük destek alan IŞİD konusu gündeme geldiğinde, Türk yetkililer, Erdoğan’ın mülakatta vurguladığı gibi konuyu farklı mecralara çekiyorlar. Başbakan Davutoğlu ve arkadaşları, IŞİD’in Irak’ta Şii yönetimin Sünni Araplara zulümünden kaynaklandığına inanıyor ve uluslararası toplumu bu yönde iknaya çalışıyorlar. IŞİD mensuplarını mağdur bir kesim olarak nitelendirip, dünyayı dehşete düşüren kafa kesme eylemlerini neredeyse mazur görüyorlar. IŞİD’e özellikle Ortadoğu ve Arap coğrafyasından katılan teröristlerin nasıl devşirildiğini, parayla satın alındıklarını gözardı ediyorlar. Geçmişte Batı PKK mensuplarını nasıl özgürlük savaşçısı olarak nitelendiriyorsa, bugün Ankara da IŞİD’i hak arayışında bir grup olarak görüyor. Dolayısıyla Erdoğan’ın mülakatının Batı’da olumlu karşılık bulması zor görünüyor. Bu nedenle Ankara’nın topraklarını IŞİD ile mücadele eden uluslararası koalisyona açması ve PKK’ya karşı harekete geçirmediği Mehmetçiği IŞİD militanlarına karşı cepheye sürmesi, yani bugüne kadar savunduğu ilkelerden ve seçmen tabanının beklentilerinden tamamen farklı bir tutum sergilemesi gerekiyor…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *