
Putin, Leningrad Devlet Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 1975 yılında KGB’de İstihbarat Memuru olarak kariyerine başladı. Doğu Almanya’da yurtdışı görevde bulundu. Sovyetler Birliği’nin dağılması sürecinde emekliye ayrıldı. Bir süre St.Petersburg Belediye’sinde çalıştıktan sonra 1998’de Moskova’ya Kremlin İdaresi’ne geçti. Ardından Federal Güvenlik Servisi direktörü oldu. Ağustos 1999’da ise Yeltsin tarafından Başbakanlığa atandı. Yeltsin’in sağlık sorunlarını gerekçe göstererek ayrılmasıyla 31 Aralık 1999’da devlet başkanı vekili oldu. (http://www.biography.com/people/vladimir-putin-9448807) Sonrası malum…Putin FSB Direktörlüğü ve Başbakanlığı sırasında doğru teşhis ve tedavi yöntemleriyle ülkesinin geleceğini kurtardı. Rusya’nın daha fazla bölünmesini önledi. Batılı ülkelerin Rusya’nın zengin kaynaklarını denetim altına almalarını engelledi. Putin devlet başkanlığının üçüncü döneminde Rusya’yı, ABD’nin çoğu kez bileğini bükemediği bir güç haline getirdi. Putin’in bu başarısında Rusya’nın siyasi, ekonomik, askeri gücü kadar Rus toplumunun niteliği (eğitim, kültür, sanat ve hayat felsefesi) katkı sağladı. Batı’da Putin’i itibarsızlaştırmaya çalışanlar oldu, ancak Putin onlara kulak asmadı ve bugün Rusya’yı her açıdan sözü dinlenir ülke haline getirdi. Çünkü Putin gerçek bir istihbaratçıydı ve dünya devi bir istihbarat servisi geleneğinden geliyordu. Herhalde bir şeyleri unuttuk… Tanınmış bir yazarımızın köşesinden işaret ettiği üzere sporculuğunu, avcılığını, judo, karate ve sambo derecelerini, pilotluğunu, dalgıçlığını, piyanistliğini ve bu arada bir de doktora derecesi aldığını…
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *