Geçtiğimiz hafta öne çıkan konular ve ön değerlendirmeler aşağıda sunulmuştur.
13-19 OCAK 2020 TÜRKİYE'NİN SAVUNMA-GÜVENLİK-DIŞ POLİTİKASINI İLGİLENDİREN GELİŞMELER
Ortadoğu
İran Devrim Muhafızları Komutanı: Tüm sorumluluğu alıyoruz
08 Ocak 2020 tarihinde, İran'ın başkenti Tahran'da, Ukrayna Havayolları'na ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı düşürüldü ve mürettebatla birlikte 176 kişi hayatını kaybetti. İran önce uçağı düşürdüğünü kabul etmemişse de, İran Devrim Muhafızları Komutanı Emir Ali Hacızade İran'ın insan hatası sonucu yanlışlıkla düşürdüğünü açıkladı. Ali Hacızade, 'uçağın cruise füzesi sanıldığı için vurulduğunu' söyledi. Hacızade'nin belirttiğine göre uçak kısa menzilli bir füze tarafından vuruldu.
Ruhani, düşürülen uçakla ilgili özel mahkeme istedi. Ruhani, televizyonda yayımlanan açıklamasında, “Yargı aralarında yargıç ve uzmanlardan oluşan özel bir mahkeme kurmalı. Bu normal bir durum değil. Bütün dünya bu mahkemeyi izleyecek.” dedi.
İran’dan ardı ardına notalar
Yunanistan'a Kasım Süleymani açıklamaları nedeniyle nota verdi.
İran merkezli Tasnim Haber Ajansı'na göre, Tahran'daki olaylarda İngiltere'nin Tahran Büyükelçisi Rob Macaire’nin 'Göstericilerin fotoğraflarını çektiği' ve 'protestoları organize etme' suçlamasıyla gözaltına alındı. Daha sonra Büyükelçi Macaire'in bakanlığa çağrıldığı ve Tahran yönetiminin resmi protesto notasının kendisine ve İngiltere yönetimine iletildiği ifade edildi.
İngiltere, İran'ın İngiliz büyükelçiyi rejim karşıtı protestolar sırasında gözaltına almasına tepki gösterdi. İngiltere Dışişleri büyükelçinin gözaltına alınmasına "uluslararası hukukun çirkince ihlali" dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "İran, Macaire'in içerideki bir gösteriye şüpheli katılımını ve İngiliz makamlarının uygunsuz açıklamalarını şiddetle kınamaktadır" ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Macaire'in gösteride yer almasının diplomatik ilkelere aykırı olduğu ve bu tür tutumların devam etmesi halinde, İran Dışişleri Bakanlığı'nın elçiyi çağırmakla yetinmeyeceği uyarısında bulunuldu.
İran'da dini lider Hamaney, 8 yıl aradan sonra ilk kez cuma namazı kıldırdı
İran'ın başkenti Tahran'da, sekiz yıl aradan sonra ilk kez kıldırdığı cuma namazı öncesi bir vaaz veren din lideri Ayetullah Ali Hamaney'in hedefinde, 'manevi oğlu' olarak nitelendirilen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'yi öldüren ABD ve Başkanı Donald Trump vardı. Hamaney, Irak'taki ABD üslerine düzenlenen saldırıları işaret ederek, "İran'ın bir dünya gücüne böylesi bir tokat atacak güçte olduğu gerçeği, Allah'ın elini gösteriyor" dedi. Hamaney, "Bu saldırı askeri açıdan da önemliydi ancak daha önemlisi ABD’nin prestijine ve süper güç imajına darbe vurulmasıdır" ifadelerini kullandı. Fakat Ruhani’nin namaz bittikten sonra, Hamaney’in çıkmasını beklemeden namazdan çıkması tartışmalara yol açtı. İran medyasında bu hareket, iki liderin arasında anlaşmazlıklar olduğu şeklinde yorumlandı.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi Berenice Askeri Üssü'nün açılışını yaptı
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, bugün, Kızıldeniz bölgesindeki Berenice Askeri Üssü’nün açılışını yaptı. Mısır resmi haber ajansı MENA’ya göre Berenice Üssü Ortadoğu ve Kızıldeniz’deki en büyük hava-deniz üssü olarak kabul ediliyor. Askeri üssün açılışıyla, Mısır ordusunun tarihinde düzenlenen en büyük tatbikatlardan biri olan ‘Kader 2020’ isimli tatbikat da başlatıldı.
Riyad Anlaşması'nın ikinci aşaması başladı
Yemen’deki Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu (Arap Koalisyonu), dün, Yemen hükümeti ve Geçiş Konseyi arasında imzalanan Riyad Anlaşması’nın ikinci aşamasının uygulanmaya başladığını duyurdu. Tüm Yemenliler arasında barış ve bir arada yaşamanın temelini oluşturan Riyad Anlaşması’nın ikinci aşamasında, üç çözüm ilkesinin uygulanması için 15 günlük bir başlangıç tablosu bulunuyor. Tablo, Ağustos 2019’dan önce güçlerin Aden, Abyan, Şabva’daki yerlerine geri dönmeleri, orta ve ağır silahların koalisyonun denetimiyle toplanarak kamplara götürülmesi, esir takası ve Aden için bir vali ve emniyet müdürünün atamasını içeriyor.
Libya İç Savaşı Hakkında Gelişmeler
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, İstanbul’daki görüşmelerinden sonra Libya’da ateşkes çağrısında bulundular. “Libya’da süregiden çatışmalara askeri bir çözüm aramak sadece daha fazla acılara sebep olmakta ve Libyalılar arasındaki bölünmüşlüğü daha da derinleştirmektedir. 2015 tarihli Libya Siyasi Anlaşması’na, 2259 sayılı BMGK Kararına ve diğer ilgili BMGK Kararlarına dayanarak, Libyalılar arasında BM himayesinde kapsamlı bir siyasi süreci başlatmak için en önemli önceliği, ateşkesin derhal sağlanması teşkil etmektedir.”
Sonrasında Rusya Devlet Başkanı V. Putin ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya konusunu konuşmak üzere, bölge ülkelerinin liderleriyle temaslarda bulundu.
Putin, Almanya Başbakanı Merkel, Fransa lideri Macron, Mısır lideri Sisi, İtalya lideri Conte ve Katar emiri Al Sani ile Libya konusunu değerlendirdi.
Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve ABD Başkanı Trump’la telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Erdoğan-Merkel görüşmesinde, Libya'daki gelişmeler ve bölgesel konular ele alındı. Tayyip Erdoğan daha sonra ABD Başkanı Donald Trump’ın Çarşamba günü Libya’daki son durum ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdikleri bir telefon görüşmesi yaptı.
Görüşmenin ardından Mısır’dan açıklama gecikmedi ve ateşkes çağrısına destek geldi. Mısır Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ve Rusya'nın çağrısının ardından Libya'da yürürlüğe giren ateşkesi desteklediklerini açıkladı. Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Mısır, Libya'da ilan edilen koşulsuz ateşkesi memnuniyetle karşılıyor ve kardeş ülke Libya'da akan kanın durmasını sağlayacak herkese desteğini ifade ediyor" denildi.
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Sözcüsü Ahmed el-Mismari, karşı tarafın da ateşkese uyması şartıyla Libya'nın batısındaki operasyonlara ilişkin Türkiye ve Rusya’dan gelen ateşkes çağrısını kabul ettiklerini açıkladı. El-Mismari, Libya'nın batısındaki operasyonlarına ilişkin ateşkes çağrısını kabul ettiklerini bildirerek, karşı tarafın ateşkesi herhangi bir şekilde ihlal etmesi halinde sert bir şekilde karşılık verecekleri uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL), Libya'daki taraflardan ateşkese bağlı kalmalarını ve devam eden diplomatik çabalara destek olmalarını istedi. Açıklamada, "UNSMIL, Trablus'taki sivil nüfus, evlerini terk eden yüz binlerce insan ve okullarına gidemeyen 116 bin çocuk adına, tarafları devam eden diplomatik çabalara bir fırsat vermek için ilan edilen ateşkese bağlı kalmaya çağırıyor." ifadesine yer verildi.
Ateşkes anlaşma (taslak) metni: Libya'ya Türk askeri gidişi duracak
Hafter ve Serrac arasında Libya ateskeş anlaşmasının taslak maddeleri sızdı. Moskova'da Rus ve Turk heyetleri gözetiminde taraflar arasında görüşülen anlaşma aşağıdakileri kapsayacak:
-Rusya ateşkes sürecini denetlemek için Libya'ya Rus heyetleri gönderilmesini denetleyecek.
-Hali hazırda Libya'ya Türk birlikleri gönderilmesinin dondurulması konusunda Rusya ile anlaşma yapılarak Türk birliklerinin Trablus'a gönderilmesinin durdurulması.
-Ateşkesin uluslararası denetimi. BM ateşkesi uluslararası taraf olarak denetleyecek.
-Ateşkes Mutabakat hükümeti ve Libya Ulusal ordusu güçlerinin çekilmelerini ve herhangi bir koşul olmaksızın kışlalara dönme ve sadece siyasi çözümü kapsıyor.
-Bazı silahlı milisler silahlarını teslim edecek. Hali hazırda üzerinde anlaşılıyor.
-Bir yandan Mutabakat hükümeti diğer taraftan Libya parlementosu ve ordu komutanı Hafter arasında görevler ve yetkilerin paylaşılması.
-Hafter ve Serrac'ın her ikisini bağlayan belge imzalanacak. Her ikisi bu belgeye bağlıdır ve ondan geri adım atmak mümkün değildir.
-En belirgini terörle ve terörist örgütlerle mücadele olmak üzere Libya Ulusal ordusunun görevleri olacak. Bu daha sonra Serrac ile eşgüdümden sonra olacak.
-Mutabakat hükümetinde değişikler yapmak için müzakereler var ancak hala erken aşamada.
-Deniz ve kara kapılarının uluslararası denetimi. Ulusal Ordu petrol ve gaz kuyularının güvenlik altına alınması görevlerini üstlenecek.
Rusya'da Libya buluşması
Rusya‘nın başkenti Moskova’da, Libya Ulusal Mutabakat Hükümet lideri Fayiz Sarrac ve Libya Ulusal Ordusu lideri Halife Hafter bir araya geldi. Müzakere için, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan da Moskova’ya gitti.
Libya'daki ateşkesin sağlanması için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu Rusya'da bir araya geldi.
Çavuşoğlu şunları kaydetti: Çalışmalar sonucunda Libya'da anlaşmaya yönelik bir taslak metin ortaya çıktı. Sarraj ve Meşri, bu metni imzalayarak bize, Türkiye tarafına teslim ettiler. Yine Lavrov’un söylediği gibi Hafter tarafıysa, yarın sabaha kadar süre istedi. Yarın sabah Hafter tarafı da bu metni imzalarsa daha önce girişimimiz sonucunda, iki başkanın çağrısı sonucunda sözlü olarak ateşkese uyacaklarını ilan eden Sarraj ve Hafter tarafları, yazılı şekilde taahhütlerini yerine getireceklerdir. Çavuşoğlu Libya'daki ateşkesin devamı ve sürecin hızlanması için Türkiye ve Rusya’nın birlikte çalışmaya devam edeceğini ifade etti. Çavuşoğlu ayrıca metni imzalayan Serrac ve Mişri'ye teşekkür etti.
Libya müzakerelerinde belli bir ilerleme sağlandığını, tarafların oluşturulan taslak metnine olumlu baktıklarını söyleyen Lavrov şöyle konuştu "Bugün sabahtan beri Libya’daki tarafların katılımıyla, ayrıca Türkiye, Rusya savunma ve dışişleri bakanlarının desteğiyle yoğun müzakereler yapıldı. Ateşkesle ilgili sorunların somutlaştırılmasını mümkün kılacak bir belge üzerinde çalışıldı. Bugünkü toplantının bu nihai taslak belgesi ayrıntılı şekilde ele alındı, oldukça ciddi müzakerelerin konusu oldu ve bugün, bu yönde belli bir ilerlemenin sağlandığını söyleyebiliriz” açıklamasında bulundu.
Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es Serrac'ın General Hafter ile yüz yüze görüşmeyi reddettiği açıklandı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Libya'da ateşkes için taslak bir metin ortaya çıkardıklarını, metni Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac'ın imzaladığını, General Halife Hafter tarafının ise yarın sabaha kadar süre istediğini bildirdi.
Ateşkes için 1 gün süre isteyen General Hafter metni imzalamadan Moskova'dan ayrılırken, Fayez Sarraj liderliğindeki Libya Ulusal Mutabakat Hükümet (UMH) heyeti, Rusya ve Türkiye'nin himayesinde hazırlanan Libya Ulusal Ordusu ile ateşkes anlaşmasını imzaladı ve ardından İstanbul'a gitti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hafter'in anlaşmayı imzalamadan Moskova'dan ayrılması hakkında "Hafter böyle devam ederse Berlin sürecinin bir anlamı yok" dedi.
Rusya Savunma Bakanlığı ise General Hafter’in Moskova’dan gece saatlerinde ayrıldığı fakat anlaşmayı olumlu bulduğu ifade edilirken Hafter’in anlaşma taslağının nihai sonucu için Libya’da bulunan ve kendisini destekleyen aşiret liderleri ile tartışması gerektiği için 2 gün süre istediğini belirtti.
Berlin'de düzenlenen Libya Konferansı Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere Libya çatışmasıyla ilgili 11 ülkenin liderlerinin katılımıyla düzenlenen Berlin Zirvesi sona erdi. Zirvenin sonunda, ‘yabancı müdahalenin durdurulması ve Libya'ya yönelik silah ambargosuna saygı gösterilmesini’ talep eden ortak bildiri okundu.
Merkel açıklamasında “Libya Konferansı BM'nin Libya'daki barış çabalarına katkı sundu. Libya'daki krizin çözümü askeri olmayacak. Silah ambargosuna saygı gösterilmeli” dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, zirve öncesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Dışişleri Bakanı Pompeo gibi Libya krizindeki ana aktörler olan liderler ile özel görüştü.
Zirvenin başında masada yer almayan Serrac ve Hafter'in konferans sırasında ayrı ayrı salona alınarak dinlenilmesinin ön görüldüğü öğrenildi.
Berlin Zirvesi'ne Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Çin Başbakanı Li Kıçiang, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Birleşmiş Milletler'in Libya Temsilcisi Ghassan Selame ile AB, Afrika Birliği ve Arap Ligi temsilcileri katılıdı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Çin hükümet temsilcilerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM), Afrika Birliği (AfB), Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği temsilcileri de zirvede hazır bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Berlin’de düzenlenen Libya Konferansı’nın nihai anlaşmasında bu ülkedeki ihtilafın askeri çözümünün olmadığının teyit edildiğini, Libya’nın akıbetine Libyalıların karar vereceklerini belirtti. “Libya’daki mezhebi, askeri ve siyasi gruplardan oluşan tüm tarafların doğal kaynaklara erişimi olması gerektiği gerçeği göz önüne alınarak Libya'nın ekonomik sorunlarının nasıl çözüleceğine dair bir bölüm var” diyen Lavrov, şunları ekledi: “İnsan hakları korunarak insani sorunların çözümüne ilişkin bir bölüm, ayrıca tüm bu süreçlerin Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde desteklenmesine ilişkin bir bölüm mevcut.”
Berlin'deki Libya Zirvesi 'sonuç bildirgesi'nde yer alan maddeler
Zirve sonrası kabul edilen Libya Siyasi Anlaşması'nın siyasi istikrar ve çözüm için önemli bir yol haritası olduğu belirtilirken, toplantıya katılan devletler ateşkes süresi boyunca Libya'daki gruplara silah yardımı ve askeri destek vermeyi durdurma taahhüdünde bulundu. Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Libya için kapsamlı bir plan konusunda anlaştık" derken, 5 artı 5 kişilik askeri bir komitenin oluşturulacağını ve isimlerin belirlendiğini açıkladı. Bildirgede şu maddeler üzerinde anlaşma sağlandı:
- İsviçre'nin Cenevre kentinde Libyalı taraflardan oluşan askeri bir komite toplanacak.
- Ateşkesin uygulanmasını kontrol edecek ve denetleyecek teknik komiteler kurması için Birleşmiş Milletler'e (BM) devreye girecek.
- Toplantıya katılan devletler "Libya'da polis ve askeri güçlerin tek otorite altında birleşmesine destek verecek".
- Toplantıya katılan devletler "merkezi ve sivil otoritenin kontrolünde birleşik bir Libya ulusal güvenlik sisteminin kurulmasına" destek verecek.
- BM'nin taraflar arasında (Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti- Halife Hafter güçleri) ateşkes müzakerelerini kolaylaştırıcı rol oynayacak.
- Ateşkesin başlamasından itibaren taraf ülkeler ve destekçiler Libya'da askeri faaliyetlerine son verecek. Libya'ya BM tarafından uygulanan silah ambargosu sıkı bir şekilde denetlenecek.
- BM himayesinde Berlin zirvesi sonrasında koordinasyonu sürdürmek için bir Uluslararası İzleme Komitesi oluşturulacak.
- Söz konusu komiteye Berlin Konferansına katılan tüm taraflar ve uluslararası örgütler dahil olacak.
- BM, komitenin koordinasyonunu sağlayacak. Komite üst düzey yetkililerin katılımıyla aylık toplanacak. Komite uzmanlar düzeyinde 4 teknik çalışma grubu içerecek.
Türkiye
Milli Savunma Bakanlığı açıkladı: İdlib'de 'ateşkes uygulaması' başlatılacak
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içerisinde; hava / kara saldırılarının durdurulması, can kayıpları ile yeni göç akımlarının önlenmesi ve hayatın yeniden normale döndürülmesine katkı sağlamak maksadıyla, Türkiye ve Rusya Federasyonu ateşkes rejiminin uygulanması konusunda mutabık kalmışlardır. Bu kapsamda; 12 Ocak 2020 saat 00:01’den itibaren ateşkes uygulaması başlatılacaktır" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte ile düzenlenen ortak basın toplantısından açıklamalar
Erdoğan konuşmasında, Libya'da yakın zamanda bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasını özellikle temenni ettiğini söyledi. Erdoğan, Türk heyetinin Moskova'daki görüşmeleriyle ilgili, "Öyle zannediyorum akşam saatlerinde nihayete erecek, olumlu istikamette devam ettiği
bilgisini aldım. Temennim odur ki noktayı orada koymak suretiyle barışın Libya'da hakim olmasına yardımcı olur. Ateşkesin kalıcı bir hale gelmesi için gayret gösteriyoruz" ifadesini kullandı. "Bu çalışmalar bir yerde Berlin sürecinin de altyapısını oluşturacaktır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Buradan çıkacak metinle beraber Berlin'e gideceğiz. Berlin'de yapılacak çalışmayla bu işi sağlam bir zemine oturtmuş olacağız. Temennim odur ki bu sağlam zemine oturtulan ateşkes, tüm Libyalı kardeşlerimizin geleceği için bir barış temelini oluşturur."
Erdoğan'dan Libya ve İdlib uyarısı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisi AKP'nin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Erdoğan, "Biz söylediğimiz sözün arkasında durduk. Ama ne yazık ki darbeci Hafter, aynen darbeciliğinde olduğu gibi, masada bir yalan darbesi yaparak Moskova'yı terk etti. Trablus Hükümeti son derece yapıcı ve uzlaşmacı bir tavır sergiledi. Darbeci Hafter, ateşkesi imzalamaya yanaşmadı. Önce bekledi sonra Moskova'yı terk etti, kaçtı" diye konuştu. TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, Suriye'de muhaliflerin kontrolündeki İdlib vilayetiyle ilgili varılan ateşkes anlaşmasına da değinen Erdoğan, Şam rejimini ateşkese uyması konusunda uyardı. Erdoğan, "Gerekirse rejimin ateşkesi bozma girişimlerini bizzat önlemekte kararlıyız" ifadesini kullandı.
Erdoğan ile Trump telefonda Libya’yı konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın Çarşamba günü Libya’daki son durum ve bölgesel gelişmeleri değerlendirdikleri bir telefon görüşmesi yaptığı açıklandı. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan bilgilendirmede, Erdoğan ile Trump’ın telefonda görüştüğünü bildirildi. Erdoğan ile Trump’ın “ikili ilişkiler ile birlikte Libya’daki son durum ve bölgesel gelişmeleri ele aldığı” ifade edildi. Beyaz Saray'dan da akşam saatlerinde kısa bir yazılı açıklama geldi. Açıklamada "İki lider Suriye ve Libya'daki güvenlik durumu, İran'daki protestolar ve İran'ın Ukrayna Uluslararası Havayolları uçağını düşürmesini konuştu" ifadesi kullanıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Libya konulu Berlin zirvesi öncesinde açıklamalar
- Libya konulu zirve için Berlin’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyasi sürecin diğer ayaklarının uygulanması için Hafter’in saldırgan tutumunun sona ermesi gerektiğini vurguladı.
- Yunanistan'ın Almanya'ya davet edilmediği için rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, "Libya ve Türkiye arasında atılan imzalar, varılan anlaşma zaten Yunanistan'ı çıldırtmıştı. Miçotakis oyunu yanlış oynuyor" dedi.
- Erdoğan, 'Libya'yı bir savaş baronunun insafına terk etmenin tarihi bir hata olacağını' belirterek "Libya'nın güvenlik güçlerini eğitecek; onların terörizm, insan kaçakçılığı ve uluslararası güvenliğe yönelik diğer ciddi tehditlerle mücadelesine katkı sunacağız" dedi.
- DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya'da tekrar zemin kazandığına da şahit oluyoruz. Saldırılar Libya'nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz'in istikrarını tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Darbeci Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gerekli tepkiyi bugüne kadar göstermemiştir. Darbeci Hafter ve destekçilerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir. Bu zirvenin, Trablus'a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür” dedi.
Soylu: 1 Aralık 2019'dan bu yana İdlib'den 312 bin kişi sınırımıza göç etti
İçişleri Bakanı Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nda (AFAD) düzenlenen 'İdlib Yardım Kampanyası Basın Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Soylu, 1 Aralık 2019'dan bugüne kadar İdlib'den 312 bin kişinin sınıra yakın yerlere göç ettiğini, bunların yüzde 76'sının kadın ve çocuklardan oluştuğunu söyledi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İran Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile görüştü
İran'la ABD arasındaki kriz devam ederken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Emir Hatemi ve İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ile ayrı ayrı telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Bakan Akar sabah saatlerinde ilk olarak İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ile konuştu. Bakan Akar, daha sonra İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Emir Hatemi ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Her iki telefon görüşmesinde başta bölgede yaşanan son gelişmeler olmak üzere, ikili ve bölgesel savunma ve güvenlik konularında görüş alışverişinde bulunuldu" ifadeleri yer aldı.
Amerika Birleşik Devletleri
Trump'ın, ABD Senatosu'ndaki azil süreci
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Başkan Donald Trump'ın azledilme gerekçeleriyle ilgili iki maddeyi imzaladı. Senato'daki yargılama sürecinde savcılık görevini yürütecek yedi üye daha sonra birlikte Senato binasına yürüdü ve azil gerekçelerinin yazılı olduğu dosyayı teslim etti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın azledilmesine ilişkin ABD Senatosu'na sunulan maddelerin yargılama süreci resmen başlatıldı. Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Başkanı Adam Schiff kürsüde azil maddelerini okudu. Senato maddeleri resmi olarak kabul etti. Senato'daki en kıdemli Cumhuriyetçi senatör Chuck Grassley ettirdi. Roberts'ın ardından da jüri görevi yapacak 100 senatör tek tek tarafsızlık yemini etti. Senatörlere de Başyargıç John Roberts yemin ettirdi. ylece azil süreci artık yargılama safhası için Senato'ya resmen taşınmış oldu.
Başkan Trump’ın ekibi Senato’daki yargılamanın iki haftadan fazla sürmeden aklanma kararının çıkmasını bekliyor. Ancak yeni tanıkların ifade için çağrılması bu süreyi uzatabilir. Trump’ın hukuk ekibine Beyaz Saray hukuk danışmanı Pat Cipollone’yle Trump’ın kişisel avukatı Jay Sekulow liderlik ediyor. Başkan Donald Trump, ABD tarihinde Senato’da yargılanan üçüncü başkan olacak.
Senato, Trump’ın görevden alınıp alınmayacağına karar verecek. Trump’ın görevden alınması için 100 üyeli Senato’da 67 senatörün oyu gerekiyor. Bu olasılık neredeyse imakansız olarak niteleniyor. Senato’da Cumhuriyetçiler’in Demokratlar’a karşı 53-47’lik üstünlüğü bulunuyor.
Senato’daki yargılamanın nasıl şekilleneceği belli değil. Demokratlar görgü tanıklarının dinlenmesinden yana, ancak Cumhuriyetçiler buna karşı çıkıyor.
ABD-Çin ticaret anlaşması imzalandı
ABD ile Çin arasında uzun süredir devam eden müzakereler sonrasında, ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkan Yardımcısı Liu He, Beyaz Saray’da düzenlenen törenle ABD-Çin birinci faz ticaret anlaşmasına imza attı. İmza öncesi yaptığı açıklamada, Birinci faz anlaşmanın, Çin ile adil ticarette önemli bir adım olduğunu söyleyen Trump, Çin’e uygulanan vergilerin ikinci faz anlaşma imzalanırsa kaldıracağını açıkladı. Çin Devlet Başkan Yardımcısı Liu, anlaşmanın önemine vurgu yaparak iki ülke arasındaki anlaşmanın yeni bir dönemin işareti olduğunu ve bu iş birliğinin devam edeceğine inandıklarını ifade etti. Liu, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in Trump'a hitaben kaleme aldığı bir mektubu da katılımcılara okudu. Mektupta Şi Cinping'in, anlaşmanın iki ülkenin sorunlarını diyalogla çözebileceğine dair bir örnek teşkil ettiğini belirtti.
Pentagon’dan Türkiye açıklaması
“Henüz aynı konumdayız, F-35 ve S-400’lerin uyumsuz olduğunu net bir şekilde söyledik. Maalesef Türkiye, S-400’le ilgili herhangi adımlar atma kararını almadı, bu yüzden biz Türkiye’deki çalışmalarımıza (Türkiye’deki F-35 parça üretimini ABD’ye taşıma çalışmaları) devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Lord, bu bağlamda, Türkiye’deki F-35 parça üretiminin büyük bir kısmını gelecek Mart ayına kadar ABD’ye taşımayı planladıklarını onayladı. Pentagon yetkilisi ayrıca Türkiye’nin daha önce satın aldığı 4 adet F-35’in geleceğini Ankara ile görüşmediklerini de ekledi.
Trump yönetiminden Bağdat’a tehdit
The Wall Street Journal gazetesine konuşan Iraklı yetkililer, Irak hükümetinin ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması kararını hayata geçirmesi durumunda, ABD'nin Merkez Bankaları Sistemi dahilinde New York'taki Federal Rezerv Bankası'ndaki Irak Merkez Bankası hesabına erişimini kaybedeceğine dair Washington tarafından uyarıldığını söylediler.
Avrupa
BM’den İran’a: Uçak faciası titizlikle araştırılsın. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, bugünkü basın açıklamasında, “İran yönetiminin, bu trajik olay sırasında neler olup bittiğine ilişkin titiz ve şeffaf soruşturma sağlaması önemli” ifadelerini kullandı.
Fransa, Almanya ve İngiltere, nükleer anlaşmadaki uzlaşmazlık mekanizmasını etkinleştiriyor
Fransa, İngiltere ve Almanya, Avrupa Birliği'ni (AB) bilgilendirerek, Tahran'ın 2015'te imzalanan nükleer anlaşmayı yeniden ihlal etmesi nedeniyle nükleer anlaşmadaki “uzlaşmazlık mekanizmasının” etkinleştirileceğini duyurdu. "İran'ın eylemleri göz önüne alındığında, İran'ın JCPOA kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmediği yönündeki endişelerimizi kayda geçirmek ve bu konuyu paragraf 36'da belirtilen İhtilaf Çözüm Mekanizması altındaki Ortak Komisyona taşımadan başka seçeneğimiz kalmadı."
İrlanda 8 Şubat'ta erken genel seçime gidiyor
İrlanda 8 Şubat cumartesi günü erken genel seçim yapma kararı aldı. 2017 yılından beri azınlık hükümetini yöneten Başbakan Leo Varadkar "Her zaman ülke için en iyi vakitte seçim yapılması gerektiğini söylüyordum. Şimdi o vakit geldi." dedi.
AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlaması için Kuzey Makedonya ve Arnavutluk'a yeşil ışık
Avrupa Birliği’nin (AB) Genişlemeden Sorumlu Temsilcisi Oliver Varhelyi, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’un, AB ile katılım müzakerelerine başlamak için hazır olduğunu açıkladı.
AB: Rusya ve Türkiye’nin Libya’da Suriye senaryosunu tekrarlamasına karşıyız
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB’yi Suriye konusunda inisiyatifi Rusya ve Türkiye’ye teslim etmekle suçladı. Borrell, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Biz, Avrupalılar, askeri çözüme katılmak istemediğimiz için kendimizi bu çatışmaların askeri çözümünün olmadığı inancına mahkum ettik. Suriye’de askeri çözüm vardı, Türkler ve Ruslar tarafından hayata geçirildi ve bu Akdeniz’in doğusundaki güç dengesini değiştirdi.” Borrell, Rusya ve Türkiye’nin yer aldığı benzer senaryonun Libya’da da gerçekleşebileceği tahmininde bulundu. Bunun tüm Avrupalıları güçlü bir şekilde endişelendirmesi gerektiğini belirten Borrell, Rusya ve Türkiye’nin, Akdeniz’in orta ve doğusu üzerinden Avrupa’ya yasadışı göçün temel yollarını kontrolleri altına alabileceklerini söyleyen Avrupalı diplomat, Libya’daki krizin Sahel bölgesi üzerinde istikrarsızlaştırıcı etkisi olduğunu, silah ve militanların da Libya’dan güneye doğru hareket ettiğini anlattı. Avrupa Birliği içerisindeki ortak güvenlik ve dış politika başlığı altındaki etkin ve müdahaleci dış politika yapılıp yapılmayacağına dair tartışmalar halen gündemde. Avrupa ordusu tartışmasının yanı sıra, AB’nin bölgesel ve küresel krizlerde daha etkin bir rol oynaması gerektiğini savunanlar söylemlerinde vites artırmış görünüyor.
Rusya
Rusya’da bu haftanın en önemli gündemi Başbakan Medvedev’in istifası ve yeni anayasal sistemdeki değişiklikleri için atılan adımlar oldu.
Federal Meclis'e hitap eden Vladimir Putin, radikal ve yeni bir anayasa reformunu açıkladı. Vladimir Putin’in Federal Meclise verdiği mesaj, hem “siyasi elit”te hem de toplumda muazzam bir tartışmaya neden oldu. Putin, halka seslenişinde Anayasanın değişmesini önerdi.
Rusya Devlet Anayasası değişirse neler olabilir?
Devlet Duma’sının (Parlamento) daha fazla yetkisi olacak - Parlamentonun alt kanadı şu anda olduğu gibi sadece Hükümetin Başkanını değil, bununla beraber Başbakan Yardımcılarını ve Bakanları da onaylayacaktır. Putin'e göre, Cumhurbaşkanı milletvekilleri tarafından onaylanan adayları onaylaması gerekecek ve reddedemeyecektir. Güvenlik Bürokrasisi ve Bölge (Vilayet) Savcıların atanmasını Federasyon Konseyine danışmak zorunda kalacak. Ayrıca senatörler (milletvekilleri) Anayasa Mahkemesi Hakimlerini görevden uzaklaştırma yetkisine sahip olabilecekler.
Siyasi analist Grigoryi Golosov durumu, “Siyasi olarak, Parlamentonun rolü neredeyse hiç değişmeyecektir. Daha önce Başbakan üzerinde anlaşmaya varılıyordu, şimdi de Bakanlar üzerinde onaylanacak. Bundan dolayı, Rusya Parlamenter Cumhuriyet statüsüne gelemez. ABD’de, Senato bireysel yetkilileri de onaylıyor, fakat bu bir Başkanlık Cumhuriyeti” şeklinde değerlendirdi.
Siyaset bilimci Kiril Rogov ise “Devlet Başkanı süresiz olarak iktidarda kalacak - yeniden seçilir ve yeniden seçilir" şeklinde yorumluyor. Federasyon Konseyi etkili bir Anayasal organ haline gelecek. Muhtemelen, Devlet Başkanlığından istifa ettikten sonra, Putin tarafından yönetilecek.
Devlet Başkanı Putin, "Rusya Anayasası'nda Federasyon Konseyi'nin statüsünü ve rolünü tanımasını" öneriyor. Putin bu rolün ne olabileceğini belirtmedi, ancak bundan önce Federasyon Konseyi "yüksek verimliliğini gösterdiğini, çalışma gruplarının vatandaşlar ve ülke için en önemli konular hakkında profesyonellik, kapsamlı ve kaliteli bir değerlendirme sağladığını" belirtmişti.
Moskova'da Türk-Suriye istihbaratları görüşmesinde ne oldu?
Suriyeli akademisyen Burhan Galyun, görüşmenin rejimin rehabilite edilmesi ve uluslararası olarak tanınması için önündeki güçlükleri aşma, Türkiye'nin Suriye rejimiyle uzlaşması girişimi çerçevesi kapsamında Rus girişimi olduğunu tahmin ediyor. Ancak Galyun 'alhurra' sitesine, dünyanın tümü tanısa bile hiçbir şey olmamış gibi geriye dönmenin ve yeniden başlangıcın mümkün olmadığını, Beşşar Esad'ın Cumhurbaşkanı olarak devam etmesinin mümkün olmadığını belirterek Rus girişimini şayet bu istikamette ise başarısız bir adım olarak nitelendirdi. Galyun, Suriye rejimi ve Türkiye'nin tek bir noktada yani Ypg'nin iki tarafın çıkarına boyun eğdirilmesi konusunda bir araya gelebileceklerini ve anlaşabileceklerini vurguladı. Galyun, Türklerin stratejisinin Irak'ta olduğu gibi Suriye'de silahlı Kürt hareketini ortadan kaldırmak olduğunu, Suriye rejiminin koşullarının kabul edilmesi için Ypg'ye baskı yapmak istediğini belirtti. Eşgüdümün istihbarat bağlamında olacağını ve bunu aşmayacağını tahmin ettiğini sözlerine ekledi. Galyun İdlib hakkında anlaşma ve gelecek adımların Esad rejimiyle değil Rus ve Türk taraflarıyla olacağını vurguladı.