11 Mart 2025
21YYTE.ORG İran Devrilen Domino Taşları ve İran

Devrilen Domino Taşları ve İran

İran sırasını bekleyen bir “domino taşı” değil “Orta Doğu satranç tahtasının Şahı”dır.

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
İran sırasını bekleyen bir “domino taşı” değil “Orta Doğu satranç tahtasının Şahı”dır.

Tunus'ta halkın ayaklanarak yönetimi devirmesi, bölgenin diğer halkları arasında cesaretlendirici ve teşvik edici bir etki yaratmıştır. Tunus'un ardından Mısır'da başlayan gösteriler, daha etkileyici olmuştur çünkü 18 gün süren gösterilerde Hüsnü Mübarek'in direnmeye çalışması, Mısır Halkının daha büyük ve etkileyici bir zafer kazanmasına neden olmuştur. Mısır örneği, bölgedeki diğer halkların da direncini yükseltmiştir çünkü insanlar uzun süre direnerek istediklerini alabileceklerini görmüştür. Tunus ile başlayan, Mısır ile büyüyerek devam eden ve Yemen, Bahreyn, İran ve Libya'ya sıçrayan gösteriler, "domino etkisi" tabirinin kullanılmasına neden olmuştur.[1]

Bu ülkeler arasında bölgeyi ve uluslararası sistemi en çok etkileyecek olan devlet İran'dır. İran bölgesinde liderliğe oynayan bir ülke olarak Orta Doğu'da, Batı ile yaşadığı "nükleer kriz"den dolayı da küresel olarak uluslararası ilişkilerde, gündem yaratan bir devlettir. Dünya'da ve özel olarak Orta Doğu'da İran'ın uluslararası gündemi oluşturmasının en önemli sebebi, İran'ın "tedirginlik yaratan" rejimidir. İran'daki rejimin yıkılma ihtimali de aynı şekilde tüm gözlerin İran'a çevrilmesine neden olmaktadır. Bu sebeple domino etkisinin ne zaman İran'a çarpacağı merak edilmektedir fakat bundan önce sorulması gereken soru şudur; İran domino taşlarından biri midir? Bu sorunun cevabı için, İran'daki olayların neden ve nasıl geliştiğini, İran'ın iç dinamiklerinin bu olaylara nasıl tepki vereceğini değerlendirmek gerekir.

İran'daki Gösteriler

İran'daki gösteriler Mısır halkını desteklemek amacıyla başlatılmıştır. İran Yönetimi'nin Mısır Halkı'nı destekleyen bir söylem kullanması, İran Halkı'na cesaret vermiş ve halk, Mısır'ı desteklemek için sokaklara dökülmüştür. İran Yönetimi ise Orta Doğu'daki devlet başkanlarını devirmeye yönelik hareketlere yaklaşımında ciddi bir çelişki yaşamaktadır. Orta Doğu'daki Batı yanlısı yönetimlerin halk tarafından devrilmesini, Orta Doğu'daki rolü açısından desteklemek isteyen İran, gösterilerin kendi ülkesindeki muhalefeti hareketlendireceğinden korkmaktadır. İran'daki gösterilerin de bir anda büyümesi ve çatışmaya dönüşmesi,[2] İran Yönetiminin korkmakta haklı olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda İran'ın, "devrilen domino taşları"ndan biri olduğu gibi bir kanıya varılabilir ancak İran diğer ülkelerden önemli farklarla ayrılmaktadır. Diğer ülkelerin aksine, İran'da, 1979 Devrimi'nden bu yana mevcut sistem içinde güçlü bir muhalefet olmuştur.[3] Ahmedinejad ile birlikte sistem içi muhalefeti etkisizleştirme çabaları ve ülkedeki kötüleşen ekonomik durumun düzelmemesi, iktidara yönelik tepkileri arttırmıştır. Haziran 2009 seçimlerinde yolsuzluk yapıldığı iddiaları da muhalefetin gösterilerine ve buna bağlı olarak çatışmaların çıkmasına neden olmuştur.İran'da yaşananlar, Tunus ve Mısır olaylarının devamı değil, İran'ın Haziran 2009'daki olaylı seçimlerinin ardından yapılan gösterilerin devamıdır. Mısır'daki olaylar sadece, İran'daki mevcut muhalif hareketlere bir işaret fişeği olmuştur.

İran'daki gösteriler muhalefetin söylemleri açısından da, ayaklanmaların çıktığı diğer ülkelerden farklılık göstermektedir. İran'daki gösteriler sert bir muhalefet hareketinin göstergesidir ancak bu hareketin rejim karşıtı olduğunu söylemek doğru değildir. İran'daki muhalefet, rejim karşıtı değil iktidar karşıtıdır. Şimdiki Muhalefet hareketinin lideri olan Musevi, 1981-1989 yılları arasında dini lider Humeyni'nin desteği ile başbakanlık yapmıştır ve rejimin bir parçasıdır. Ahmedinejad'dan tedirgin olan Mollalar da muhalif hareketleri desteklemektedir. Mollaların rahatsızlığın sebebi de rejimin temel ilkeleri değil, mevcut iktidar, yani Ahmedinejad'dır. Muhafazakar kesimin önünü kesmek isteyen ve sanayi burjuvazisinin desteğini alan eski cumhurbaşkanı Rafsancani'nin de muhalif olan reformcuları desteklediği bilinmektedir.[4] Dini lider Hamaney ise, Ahmedinejad'ı desteklemektedir. Rejimin koruyucusu ve "rejim tehlikedeyken kendini de tehlikede hisseden ordu" da doğal olarak Ahmedinejad'ı destekleyenler arasındadır.[5] Tüm bunların yanında, muhalefetin rejim karşıtı söylem kullanmaması İran'da rejim muhalifi bir hareketin gerçekleşmeyeceğini söylemek için yeterli değildir.

İran Muhalefetinin Yapısı

İran'daki muhalefetin rejim karşıtı bir söylemle hayatta kalamayacağı düşünüldüğünde, rejime aykırı fikirler olsa bile muhalif kesimlerin rejim yanlısı söylem kullanması normaldir. Olası bir rejim karşıtı hareketin ise ne oranda destekleneceğini tahmin etmek zordur fakat halk içinde rejim karşıtı hareketlerin olabileceği ihtimali yüksektir. 1979 Devrimi'nin temelindeki "adalet ve özgürlük" söyleminin bir türlü gerçekleşmemesi, adil gelir sisteminin sağlanamaması[6] ve Batı karşıtlığının halka olumsuz yansıması,[7] halk içinde rejime karşı kuşkuların artmasına neden olmaktadır. Devrim sonrasında etnik azınlıklara, özellikle Türklere, vaat edilen hakların verilmemesi de Türkler arasında rejime karşı rahatsızlık doğurmuştur.[8] İran'daki tüm muhalif hareketler birlikte hareket etmemektedir ancak toplumsal bir tepki sırasında ortak amaçlar etrafında birleşilebileceği de bir gerçektir. Nitekim 1979 Devrimi'nde de Şah'ı devirmek adına birçok farklı grup bir arada hareket etmiştir. Şu anda İran'da rejim karşıtı güçlü bir hareket olmamasına rağmen yukarıda sayılan gerekçelerden dolayı böyle bir ihtimalin göz ardı edilmemesi gerekir.

İran'da gerçekleşecek olası bir halk hareketi ABD açısından da, ayaklanmaların olduğu diğer devletlere göre farklılık göstermektedir. Libya'daki yönetim dışındaki diğer devrilen veya devrilmeye zorlanan hükümetler ABD ile iyi ilişkileri olan devletlerdir. İran ise açık olarak ABD'nin düşmanıdır. Ayrıca 11 Eylül 2001'den beri ABD'nin bölgedeki operasyonları, dengeleri İran lehine değiştirmektedir. İran'ın bölgedeki iki önemli düşmanı olan Afganistan'daki Taliban Yönetimi ve Irak'daki Saddam Hüseyin Yönetimi, ABD'nin operasyonlarıyla devrilmiştir. Tunus'ta başlayan süreç de bölgesel dengeleri İran lehine değiştirmeye devam etmektedir. Önce Tunus'taki, ABD'nin iyi ilişkiler kurduğu yönetim devrilmiş; ardından da Batı'nın Orta Doğu'daki müttefiki Mısır'daki yönetim devrilmiştir. Halkın çoğunluğunun Şii ancak yönetimin Sünni olduğu Bahreyn'de de yönetimi devirmek için halk ayaklanmıştır.[9] İran'ın bölgesel "dost"larının sayısı her geçen gün artmaktadır. Türkiye-İran ilişkilerindeki olumlu gelişmeler de, İran açısından, bu değişimin önemli parçalarından biri olarak sayılabilir. Orta Doğu'da ABD aleyhine değişmekte olan bütün dengeleri tersine çevirebilecek olan "oyun taşı" İran'dır. Fakat İran sırasını bekleyen bir "domino taşı" değil "Orta Doğu satranç tahtasının Şahı"dır. Bundan dolayı ABD, Orta Doğu'daki dengeleri lehine çevirebilmek adına, İran'daki muhalif hareketi açıkça desteklemektedir.[10] Fakat tüm muhalif hareketlerin "ABD ajanı" veya "Batıcı" olarak suçlandığı İran'da, ABD'nin desteği muhalifler için olumsuz bir etki yaratabilir.

Sonuç olarak, Tunus'ta başlayan olaylarla birlikte kendini gösteren "domino etkisi" İran'ı da etkilemiştir ancak İran'ı bu değişim dalgası içinde değerlendirmemek gerekir. İran'daki muhalefet, sistem içi bir harekettir ve rejim değiştirme niyeti taşımamaktadır. Bununla birlikte, rejimden rahatsız olan farklı grupların harekete geçebilme ihtimali vardır, ancak 25 Şubat 2011 tarihi itibariyle bu yönde bir gelişme yaşanmamıştır. İran'daki mevcut muhalefet "İran'ın düşmanları"nı sevindirecek bir yapıda değildir. Mevcut muhalif hareketlerin başarıya ulaşması halinde, muhalefetin söylemleri doğrultusunda, sadece iktidarın değişebileceği ve rejimin aynen devam edeceği söylenebilir. Ancak diğer yandan, gelecek iktidar kim olursa olsun toplumdaki rahatsızlıkları, rejim karşıtlığına dönüşmeden, gidermek zorundadır.

 


 

[1] "Domino Etkisi Korkutuyor", http://www.haberturk.com/dunya/haber/604318-domino-etkisi-korkutuyor, (25.02.2011)

 

[2] "İran'da Muhaliflerle Yönetim Yanlıları Arasında Çatışma", http://haber.aa.com.tr/haber_goster.php?sessionid=32bb878e46678f916bd18661509504cb&haber_id=29719&habertable=haber2011, (22.02.2011)

[3] Arif Keskin, "İran'ın Yeni Güvenlik Konsepti ve Değişen Küresel Konumu", Global Strateji Dergisi, Yıl:3, Sayı: 10, Yaz 2007, s. 126.

[4] Arif Keskin, "İran'daki Gelişmeleri Nasıl Okuyalım?", http://www.21yyte.org/tr/yazi.aspx?ID=3079&kat=27, (20.02.2011)

[5] Hossein Askari, "Iran is Different", http://nationalinterest.org/commentary/iran-different-4914, (20.02.2011).

[6] KESKİN, " İran'daki Gelişmeleri…"

[7] Babak Dehghanpisheh, "Devletin Kaçakçıları", Newsweek Türkiye, Sayı: 90, 18 Temmuz 2010, s.38.

[8] Cavid Veliev, "İslam Kılıfında Fars Azikimazlor Aygıtı: İran İslam Cumhuriyeti", Güney Azerbaycan, Sayı: 5, İstanbul , 2005, s,84.

[9] "Bahreyn'de Kralın Önerisine Ret", http://www.ntvmsnbc.com/id/25184211/, (25.02.2011)

[10] "ABD İran'da Muhaliflere Açık Destek Verdi", http://www.aksam.com.tr/abd-iranda-muhaliflere-acik-destek-verdi--19989h.html, (25.02.2011)

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *