11 Mart 2025
21YYTE.ORG Orta Asya Araştırmaları Merkezi Astana AGİT Zirvesinden Geriye Ne Kaldı?

Astana AGİT Zirvesinden Geriye Ne Kaldı?

Donmuş çatışmalar büyük güçlerin manipüle edecekleri ve pazarlık aracı olarak kullanacaklarını araçlar olmaya devam edecek.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Donmuş çatışmalar büyük güçlerin manipüle edecekleri ve pazarlık aracı olarak kullanacaklarını araçlar olmaya devam edecek.

Astana'daki AGİT Zirvesi'ne 56 ülke yöneticilerinin yanı sıra BM, AB, NATO, BDT, KGAÖ gibi örgütlerin temsilcileri de katıldı. AGİT Dönem Başkanı Saudabayev göreve başladıktan sonra eski Sovyet coğrafyasındaki "donmuş münakaşaların" çözümü için kolları sıvadı.[1] Kazakistan görev süresinin sonunda da bu iyimserliğini korudu. Zirve öncesi çok iyimser açıklamalarda bulunan Kazak liderler zirvenin tarihe 21. yüzyılın en başlıca ve önemli olayı olarak gireceğini belirttiler: "Kazakistan kendi rolünü sıra dışa ve yaratıcı bir tarzda ifa etmiş, Kazakistan'ın başkanlığı sayesinde AGİT niteliksel olarak yeni seviyeye yükselmiştir."[2] Ancak çatışmalar çok karmaşık ve barışçıl çözümü oldukça zor olan sorunlar üzerine olduğu için bu girişimlerin bir sonuç getireceğini beklemek aşırı bir iyimserlik olurdu. Bu girişimler ancak Kazakistan'ın imajı açısından olumlu bir gelişme olarak görülebilir.

Zirvede her hangi bir etkin karar alınmadı, bir deklarasyon ile yetinildi. Bu deklarasyon da taraflar arasındaki görüş ayrılıkları yüzünden çok tartışıldı. Bu yüzden Nazarbayev'in basın toplantısı da yaklaşık on saat ertelendi. Eylem planının kabul edilmemesinde Yukarı Karabağ, Gürcistan ve Moldovaüzerindeki güncel tartışmalar etkili oldu.[3] Deklarasyonda taraflar BM Şartı, Helsinki Nihai Senedi, Paris Şartı, Avrupa Güvenlik Şartı ve diğer AGİT belgelerinden temel alanan tüm norm, ilke ve yükümlülüklere taraf olduklarını teyit ettiler. Belgede "İnsan haklarına, temel özgürlüklere, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterilmeli ve bu saygı güçlendirilmelidir" ifadesi yer aldı. Çatışmalarla ilgili oldukça esnek normlar kullanılmakta olup "AGİT bölgesinde mevcut sorunların barışçı yolla, görüşmelerle belirlenmiş formatlarla, Birleşmiş Milletler Şartı, ayrıca Helsinki Nihai Senedi`nde yansımış norm ve ilkelere saygı göstermekle çözümü yönünde gayretlerini artırmanın önemine" vurgu yapılmıştır.[4]

Astana Zirvesi Batı ve Rusya arasındaki endişelerin ve güvensizliğin daha da derinleşmesine neden oldu. Rusya, Batı'nın tüm askeri ve siyasi yapılanmalarında eşit statüyle bulunmak istemektedir. Medvedev konuşmasında AGİT alanında çatışmaların çözümünde ortak ilkelerin işlenip hazırlanması gerektiğini vurguladı. Bunlar arasında güç kullanmama, tarafların mutabakata varmaları, anlaşmaya varılmış görüşme ve barış formatlarına saygı gösterilmesi, çatışma bölgesindeki sivil halkın haklarının korunması gibi ilkeler yer alacaktır. Medvedev'e göre AGİT potansiyelini kaybetmektedir ve örgütün modernizasyonu gerekmektedir. Rus lider sorunların çözümünde güç kullanılmaması yönünde karar alınması gerektiğini vurgulayarak Gürcistan'ın Güney Osetya'ya saldırısını örnek gösterdi. Saakaşvili'nin bulunmadığı ortamda Medvedev'in bu tür bir açıklama yapması, ardından zirvenin sonunu beklemeden çekip gitmesi, Saakaşvili'nin Medvedev gittikten sonra ortaya koyduğu sert tepki, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın "Karabağ'ı tanıyabilecekleri" yönündeki tehditleri zirvenin küçük çaplı krizlerini oluşturdu.

Üzerinde çokça tartılmış bir belge olan Astana Deklarasyonu üzerine yapılan pazarlıklar belgeyi anlamlı bir içerikten yoksun bırakmış olabilir. Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Gürcistan'ın Güney Osetya ve Abhazya'yla ilgili sorunları, Moldova'nın Prednestrovye sorunu gibi gergin konular zirve sürecini olumsuz yönde etkiledi. Zirvede kabul edilen belge 1975'de kabul edilmiş Helsinki Nihai Belgesinin bazı temel ilkelerini onayladı veya tamamladı.

Obama Astana zirvesine katılmadı. Bu yılın başında zirvenin yapılacağına ilişkin tartışmalar yaşanırken Washington Astana'ya mesaj vererek Amerikan yönetiminin "sadece kolektif resim çektirmek için zirveye katılmayacağını" söylemişti. Obama'nın zirveye katılmaması Kazakistan'daki demokratikleşme sürecinden memnun kalmadığının bir ifadesi olarak düşünülebilir.[5] Zirve öncesindeki toplantıya ise Freedom House, Norveç ve Moskova Helsinki Grubu, Soros Vakfı gibi birçok sivil toplum örgütü katılmıştır. BDT'nin tüm cumhuriyetlerinden katılımcıların da yer aldığı bu toplantının amacı post Sovyet cumhuriyetlerde insan hakları ihlallerini gündeme getirmektir.

Kazakistan hükümetinin organizasyon için yaptığı maddi fedakarlık da düşünüldüğünde zirvenin ülke için iyi bir tanıtım değeri olduğu söylenebilir. AGİT ile ilgili daha büyük beklentilerin gerçekleşmesi zaten belki çok mümkün değildi. AGİT'in dönem başkanlğını devralan Litvanya'nın Cumhurbaşkanı Dalia Grybauskaite konuşmasında ülkesinin de dondurulmuş sorunların çözümüne katkıda bulunmaya gayret edeceğini söyledi. Ancak sorunların çok boyutlu ve çetrefilli karakteri ilerleme sağlamanın oldukça güç olduğunu düşüdürmektedir. Donmuş çatışmalar büyük güçlerin manipüle edecekleri ve pazarlık aracı olarak kullanacaklarını araçlar olmaya devam edecektir.

 


 

[1] Avropa bacarmadı, Astana bacaracaq?, http://www.ekspress.az/2010/02/18/get=7006

[2] Саммит ОБСЕ в Астане войдет в историю - советник президента Казахстана, http://trend.az/news/politics/1768551.html

[3] Astana Agit Zirvesi'nde Alnının Akıyla Çıtı, http://www.haberler.com/astana-agit-zirvesi-nde-alninin-akiyla-citi-2392992-haberi/

[4] AGİT Zirvesi çerçevesinde Astana Deklarasyon'u kabul edildi, http://www.1news.com.tr/azerbaycan/siyaset/20101203094746113.html

[5]Саммит ОБСЕ в Астане: оценивают эксперты, http://www.voanews.com/russian/news/former-ussr/summit-osce-2010-12-02-111212634.html

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *