11 Mart 2025
21YYTE.ORG Orta Asya Araştırmaları Merkezi Avrasya’daki Güç Mücadelesinin Aynası Olarak 2010 AGİT Zirvesi

Avrasya’daki Güç Mücadelesinin Aynası Olarak 2010 AGİT Zirvesi

Rusya’nın ABD’nin tek kutupluluk statüsünü artık sözlerle değil icraatlarla sorguladığı bir dönem yaşanmaktadır

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Rusya’nın ABD’nin tek kutupluluk statüsünü artık sözlerle değil icraatlarla sorguladığı bir dönem yaşanmaktadır

Kazakistan'ın başkenti Astana'da yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesi, AGİT coğrafyasındaki güç dengesini tam anlamıyla yansıtmıştır. Zirvenin sonuç bildirisinin muğlak ifadelerle yazılmış olması ve AGİT coğrafyasındaki güvenlik sorunları konusunda herhangi bir ilerlemenin sağlanamaması, dünyanın bu bölgesinde tek kutupluluğun veya ABD üstünlüğünün geçerli olmadığının açık bir göstergesidir. 1999 İstanbul AGİT zirvesiyle bu zirvenin temel farkı, Rusya'nın ABD'nin tek kutupluluk statüsünü artık sözlerle değil icraatlarla sorguladığı bir dönemde yapılmasıdır.

Hatırlanırsa, aslında AGİT coğrafyası, NATO ve Sovyetler Birliği arasında Avrasya kıtasındaki mücadele içerisinde bulundukları bir coğrafyadır. AGİT'in kökeni, 1973'de Helsinki'de iki blok üyeleri arasında başlayan Avrupa Güvenliği ve İşbirliği Konferansı (AGİK) çerçevesindeki görüşmelere dayanmaktadır. Dolayısıyla bugün AGİT üyeleri de çoğunlukla eski ve yeni NATO üyeleri, Doğu Bloku'nun eski üyeleri ve eski Sovyet ülkeleridir. Bu coğrafyada mevcut olan ve son zirvede de tartışmalara sebep olan güvenlik sorunları, Doğu Bloku'nun ve Sovyetler Birliği'nin dağılması sırasında patlak veren sorunlardır. Dolayısıyla 1990'ların başından bu yana AGİT'in temel amacı, Soğuk Savaş sonrası dünyada eski mücadele alanındaki güvenliği yeniden tanımlamak olduğu söylenebilir.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana eski Sovyet coğrafyasındaki istikrarsızlığın zaman içerisinde azalmadığı, tam tersine arttığı görülmektedir. "Dondurulmuş çatışmalar" olarak ifade edilen ve Sovyetler Birliği dağılırken patlak veren Karabağ (Azerbaycan), Dinyester (Moldova), Güney Osetya ve Abhazya (Gürcistan) sorunları devam etmektedir. Ağustos 2008'de Güney Osetya ve Gürcistan birlikleri arasında yaşanan çatışmalara Rusya'nın katılması ve ardından bu iki bölgenin bağımsızlığını tanıması, bölgede yeni bir durum oluşturmuştur. Gürcistan-Rusya savaşı etrafındaki bitmek bilmeyen tartışmalar AGİT zirvesine taşınmış, Batı ülkeleri ile Rusya arasındaki uzlaşmazlık dışa vurulmuştur. Gürcistan, yaşanılan olayları Rusya'nın saldırısı olarak tanımlarken[1], Wikileaks belgelerine göre, ABD Gürcistan'ın provoke edilerek savaşa zorlandığına inanmaktadır.[2] Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ise zirvede yaptığı konuşmada olayları Gürcistan'ın saldırısı olarak nitelendirmiştir.[3]

Zirvede de açıkça dışa vurulduğu gibi, bugün "donmuş çatışmalarla" ilgili yeni aşamaya gelinmiştir. 2008 Kosova bağımsızlığı ve 2008 Gürcistan-Rusya savaşı sonrası dünyada, "toprak bütünlüğü" ilkesinin AGİT üyesi ülkeleri arasında evrensel geçerliliği olan bir ilke olarak artık kabul edilmemektedir. Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasıyla ABD'nin Balkanlardaki nüfuzu tescil edilmişti. Rusya ise eski Sovyet alanındaki nüfuzunu korumak adına nereye kadar gidebileceğini açıkça göstermiştir. 1990'larda AGİT üye ülkeleri arasında AGİT bölgesindeki sorunların çözümünde (fiiliyatta olmasa da) en azından kağıt üzerinde "toprak bütünlüğü" ilkesine uyulacağı konusunda bir görüş birliği mevcuttu. Ne var ki, 2008'deki gelişmeler AGİT coğrafyasındaki nüfuz mücadelesinde bu ilkeye görüntüde de olsa artık uyulmadığını göstermiştir. AGİT zirvesinin sonuç bildirisi etrafındaki tartışmalarda Rusya rest çekerek, Güney Osteya ve Abhazya sorunlarının Gürcistan'ın toprak bütünlüğü çerçevesinde artık ele alınamayacağını iddia etmiştir.[4] Dolayısıyla Rusya, eski Sovyet alanında sınır değişmezliği ilkesinin artık geçerli olmadığını göstermiştir. Hatırlanacağı üzere 1991'de Rusya başta olmak üzere eski Sovyet ülkelerle iyi ilişkilerin zemini olarak ABD'nin bazı önşartları ("Baker ilkeleri") öne sürmüştü. AGİK görüşmeleri çerçevesindeki anlaşmalara dayanan bu ilkeler arasında eski Sovyet ülkelerinin Sovyet dönemindeki sınırların değişmezliğini kabul etmeleri de bulunuyordu.[5] Ne var ki sınır değişmezliği ilkesini ihlal eden Rusya, Gürcistan'ın sorunları barışçıl yollarla çözme ilkesini ihlal ettiğini, oluşan durumun da bunun sonucu olduğunu iddia etmektedir.

Baker ilkeleri içerisinde eski Sovyet ülkelerinin demokratikleşmeye yönelmeleri ve AGİT'in bu konudaki denetleyici rolünü kabul etmeleri de şart koşuluyordu. Dolayısıyla AGİT'in demokratikleşme ve insan hakları alanında aktif faaliyetlerde bulunması, Soğuk Savaş'ın ardından AGİT mekanizmasında Batı ilkelerinin (ve ülkelerinin) baskınlığını yansıtmaktadır. Eski Sovyet coğrafyasında yapılan seçimlerin demokratik olup olmadığını gözetlemek görevine yoğunlaşan AGİT, aslında eski Sovyet ülkelerini içerse de, ABD ve Avrupa ülkelerinin bakış açılarına göre hareket ediyordu. Soğuk Savaş sonrasında zayıf duruma düşen Rusya, başlangıçta kağıt üzerinde de olsa demokrasi ve insan hakları gibi konularda Batı'nın yönlendirici rolünü kabul ediyordu. Ne var ki, son dönemde Rusya, AGİT'in demokratikleşmeyi denetleyici misyonunu aktif olarak sorgulamaktadır. Bu çerçevede Rusya, AGİT kurumlarının faaliyet kurallarının belirlenmesini önermektedir.[6] Açıktır ki, Rusya ve eski Sovyet alanındaki müttefikleri tarafından önerilen bu kurallar, AGİT kurumlarının ABD ve Avrupa ülkelerinin etkisinden çıkarmaya yöneliktir. Aslında Rusya, artık demokrasi ve insan hakları konusunda Batı ülkelerinin "öğrencisi" olmak istemediğini, kendi ülkesinde kendi belirlediği kuralları uygulama gücünde olduğunu göstermeye çalışmaktadır.

Bugün Rusya, AGİT kurumlarının Rusya'nın zayıf olduğu şartlara göre oluştuğunu, artık durumun tamamen değiştiği kanısındadır. Rusya'nın bakış açısına göre, ABD ve Avrupa'nın Rusya'nın meşru menfaatlerini ve güvenlik endişelerini kabul etme zamanı gelmiştir. Bu çerçevede zirvede konuşan Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, karşılıklı güvene dayalı yeni Avrupa güvenliği anlaşmasının yapılması gerektiğini belirtmiştir.[7] Ne var ki, bugün AGİT üyeleri ancak AGİT coğrafyası dışındaki güvenlik problemleri konusunda uzlaşı içerisinde görünmektedirler.

Bu konulardan özellikle Afganistan güvenliğinin sağlanması zirvede öne çıkmıştır. Bu bağlamda AGİT içerisindeki anlaşmazlıkların ekseninde bulunan ABD ve Rusya'nın son dönemdeki işbirliği dikkat çekicidir. Zirvenin ev sahibi Kazakistan'ın Afganistan problemini AGİT çerçevesine taşıması özellikle ABD tarafından desteklenmiştir. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, "Afganistan'daki istikrarsızlığın sadece Orta Asya için değil, tüm AGİT coğrafyası için tehlikeli" olduğunu ifade etti.[8] Gerçekten de bugün ABD ve Avrupa ülkeleri olsun, Rusya olsun, Afganistan'ın Taliban'ın kontrolüne tekrar geçmemesi gerektiği konusunda hemfikirdir. Rusya, eski Sovyet alanında nüfuzunu korumak adına ABD ile karşı karşıya gelmeyi göze alsa da, Afganistan'ın güvenliğinin sağlanması noktasında şimdilik ABD'nin kilit rolünü kabul etmiş gibi görünmektedir.



[1] Mikheil Saakashvili, Gürcistan Devlet Başkanı'nın web sitesi http://president.gov.ge, 1 Aralık 2010 (erişim tarihi 7 Aralık 2010).

[2] Giorgi Lomsadze, "Georgia: Can WikiLeaks Cables Change the Russia-Georgia War Narrative?", http://www.eurasianet.org, 1 Aralık 2010 (erişim tarihi 7 Aralık 2010).

[3] Dmitriy Medvedev, Rusya Devlet Başkanlığı web-sitesi http://www.kremlin.ru, 1 Aralık 2010 (erişim tarihi 6 Aralık 2010).

[4] Sergey Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanlığı web-sitesi http://www.mid.ru, 2 Aralık 2010 (erişim tarihi 6 Aralık 2010).

[5] James Baker, "Democracy's Season", 11 Eylül 1991, US Department of State Dispatch, 16 Eylül 1991.

[6] A.g.e.

[7] Medvedev, Rusya Devlet Başkanlığı web-sitesi http://www.kremlin.ru, 1 Aralık 2010 (erişim tarihi 6 Aralık 2010).

[8] Hillary Rodham Clinton, "Remarks at OSCE Intervention", ABD Dışişleri Bakanlığı'nın web-sitesi http://www.state.gov, 1 Aralık 2010 (erişim tarihi 6 Aralık 2010).

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *