12 Mart 2025
21YYTE.ORG Orta Asya Araştırmaları Merkezi Türkiye’nin Avrasya Birliği’ne Yaklaşımı Ne Olur?

Türkiye’nin Avrasya Birliği’ne Yaklaşımı Ne Olur?

Avrasya Birliği’nin sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği tüm Asya kıtasının stratejik dengelerini etkileyecektir.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Avrasya Birliği’nin sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği tüm Asya kıtasının stratejik dengelerini etkileyecektir.

Başarılı bir entegrasyon süreci olarak kabul edilen Avrupa Birliği'nin ekonomik kriz dolayısıyla zorlu bir döneme girdiği sırada Avrasya coğrafyası üzerinde yeni bir entegrasyon süreci başlatıldı. Rusya Başbakan'ı Vladimir Putin'in 3 Ekim 2011 tarihinde İzvestia Gazetesine "Avrasya İçin Yeni Bir Entegrasyon Projesi" adlı makalesinde[1] açıkladığı Avrasya Birliği Projesi 18 Kasım 2011 tarihinde Kazakistan, Belarus ve Rusya'nın imzalarıyla hayata geçirildi. 2012'den itibaren "Ortak Ekonomik Alan" olarak başlayacak birlikteliğin 2015'e kadar Avrasya Birliği adıyla çok boyutlu bir entegrasyona doğru ilerlemesi bekleniyor. Rusya Devlet Başkanı Medvedev ise bu sürecin, çalışmalara bağlı olarak, daha erken bir zamanda tamamlanabileceğini belirtti.[2]

 

Üç ülkeyle başlayan Avrasya Birliği Projesi'nin zamanla eski Sovyetler Birliği coğrafyasında genişlemesi beklenmektedir. Bunun dışında Rusya tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye de bu entegrasyona davet edilmektedir. İlk olarak Putin, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecini espri konusu yapmıştır.[3] Putin'in bu tavrı Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini ve AB'yi itibarsızlaştıran bir yaklaşımdır ki, böylece Türkiye için AB'nin doğru tercih olmadığı gösterilmektedir. Sonrasında Rusya'daki iktidar partisi olan Birleşik Rusya Partisi'nin milletvekili Sergey Markov, Parti'nin internet sitesinde, ortak ekonomik sistemin başka ülkeler için de cazip hale gelebileceğini, AB üyeliği konusunda umduğunu bulamayan Türkiye'nin de gelecekte bu birliğe dâhil olmasının mantıklı olduğunu belirtmiştir.[4] Rusya'nın Avrasya Birliği içinde Türkiye'yi isteyip istemediği, farklı boyutlarıyla değerlendirilmesi gereken, ayrı bir analiz konusudur ancak bu çalışmada Rusya'daki söylemlerden hareketle, Rusya'nın Türkiye'yi Avrasya Birliği'ne istediği varsayımıyla, Türkiye'nin bu entegrasyon sürecine nasıl yaklaşacağı değerlendirilecektir.

 

Avrasya Birliği Projesinin duyurulması ve üç ülke arasında imzaların atılması Türk Basınında olumlu bir tavırla karşılanmış, Avrupa Birliği'ne rakip olarak gösterilerek ve birliğin yeni üyelere açık olduğu vurgulanmıştır.[5] Türkiye'de basının Avrasya Birliği'ne olumlu, hatta taraftar yaklaşımına rağmen Atlantikçi bir dış politika geleneğine sahip olan Türkiye'nin, Soğuk Savaş sonrası tercihini Avrasya Birliği'nden yana kullanması mümkün müdür? Avrasya Birliği'nin içinde yer almak, bir anlamıyla "Rusya'nın yanında yer almak" anlamına gelirken diğer yandan Türk Cumhuriyetleri ile entegrasyon anlamına gelebilmektedir. Bu tercih değerlendirilirken öncelikle ele alınması gereken durum "Rusya'nın yanında yer almak" olacaktır çünkü bu entegrasyonun kurucu ve etkin gücü Rusya olacaktır.

 

Türkiye ile Rusya'nın tarihi ilişkilerinin oluşturduğu devlet hafızası bir yandan Rusya'yı "büyük düşman" olarak tanımlayabilirken diğer yandan Cumhuriyet'in ilk yıllarını hatırlatarak "kötü gün dostu" olarak gösterebilir. Her iki tanımlama da tartışmalı olmakla birlikte, ikili ilişkilerde dönemin şartları hangisini gerektiriyorsa, o tabirin kullanılmasını tercih edilecektir. Avrasya Birliği sürecinde "kötü gün dostu Rusya" tabiri, tarihi bir referans olarak karşımıza çıkabilir. Bu bağlamda Ruslar Avrupalılar ile kıyaslanarak, Rusların Türklere daha yakın olduğu ve iki milletin daha fazla ortak yöne sahip olduğu değerlendirmesi yapılabilir.[6] Aynı zamanda birliğe katılması muhtemel Türk Cumhuriyetleri'nin varlığı da Türk Dış Politikası açısından stratejik bir sebep olarak değerlendirilebilir.

 

Peki, Türkiye bu süreçte Atlantikçi dış politikadan tamamen kopacak mıdır? Önümüzdeki yıllar için Avrasya Birliği Atlantikçiliğin bir karşıtı olmayabilir. Hatta ABD'nin küresel tehdit algılamaları ve politikaları değerlendirildiğinde Avrasya Birliği'nin ABD tarafından desteklenme ihtimali yüksektir çünkü ABD'nin Asya üzerindeki öncelikli politikalarından biri Çin'i dengelemeye ve çevrelemeye çalışmaktır.[7] Bu politika tüm Asya'da etkin ve operasyonel bir ABD'yi gerektirmektedir ancak ABD için uzak coğrafyalarda ekonomik ve siyasi kontrol sağlamanın maliyeti yüksektir.[8] ABD'nin Orta Doğu ve Orta Asya'da hâkimiyet kurmaya çalışmasının yalnızca ekonomik maliyeti yoktur, bunun yanında ABD'nin bölgedeki varlığı anti-Amerikancılığı arttırmak da ve ABD'nin imajını sarsmaktadır.[9] Bundan dolayı ABD, Çin'i dengeleme ve çevreleme politikası çerçevesinde Çin'e ekonomik olarak rakip olabilecek bölgesel güçleri destekleyebilir. Avrasya Birliği bu bağlamda Çin'in karşısına, özellikle Orta Asya için, ciddi bir rakip olarak çıkabilir. ABD'nin desteklediği bir Avrasya Birliği'nde, Rusya istediği takdirde, Türkiye de yer alabilecektir.

 

ABD'nin Asya'da, Çin'in rakiplerini desteklemesi veya güçlü rakipler oluşturması açısından sadece Avrasya coğrafyası değerlendirilmemelidir. En az Avrasya kadar önemli olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında da, ekonomik ve siyasi olarak Çin'in karşısında durabilecek bir entegrasyon modeline ihtiyaç duyulabilir.Bu süreçte Türkiye Avrasya Birliği'nin "içinde" yer almak yerine Avrasya Birliği'nin "yanında" yer alırken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasına yönelik bir entegrasyonun içinde yer alabilir.

 

Sonuç olarak, Avrasya Birliği henüz hem Türkiye açısından hem de diğer bölge devletleri açısından çok boyutlu bir tartışma konusudur. Birçok seçeneği bünyesinde barındırmaktadır. Jeopolitik ve jeokültürel manada Avrasya Birliği'nin sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceği tüm Asya kıtasının stratejik dengelerini etkileyecektir.

 


 

[1] Vladimir Putin, "A New Integration Project For Eurasia: The Future in the Making", http://www.russianmission.eu/en/news/article-prime-minister-vladimir-putin-new-integration-project-eurasia-future-making-izvestia-3-, (18.11.2011).

[2] "Russia Sees Union with Belarus and Kazakhstan by 2015", http://www.bbc.co.uk/news/world-europe-15790452, (25.11.2011).

[3] "Putin AB Süreci ile Dalga Geçti", http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=233425, (22.11.2011).

[4] "Türkiye'yi Avrasya Birliği'ne Davet Etti", http://www.ihlassondakika.com/haber_Turkiyeyi-Avrasya-Birligine-davet-etti_424534.html, (23.11.2011).

[5] "Avrupa Birliği'ne Yeni Rakip Avrasya Birliği" http://www.ntvmsnbc.com/id/25285202/, (23.11.2011), "AB Krizde Avrasya Birliği Atağa Kalktı", http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1203654&title=ab-krizde-avrasya-birligi-ataga-kalkti, (24.11.2011).

[6] İlyas Kamalov, "Komşuluktan Stratejik İşbirliğine: Türk-Rus İlişkileri", Yeni Büyük Oyun, Der. M. Seyfettin Erol, Barış Platin Kitapevi, 1. Baskı, Ankara, 2009, s.236-238.

[7] Şatlık Amanov, ABD'nin Orta Asya Politikaları, Gökkubbe Yayınları, İstanbul, 2007, s.321.

[8] Joseph E. Stiglitz, Linda J. Bilmes, Üç Trilyon Dolarlık Savaş Irak Savaşının Gerçek Maliyeti, ODTÜ Yay., Ankara, 2009, s.110-123.

[9] STIGLITZ, a.g.e., s.153-156.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *