11 Mart 2025
21YYTE.ORG Politik-sosyal-kültürel Araştırmalar Merkezi Sapla Samanın Karıştığı Günler Yaşıyoruz

Sapla Samanın Karıştığı Günler Yaşıyoruz

Gazetecilerin geçen hafta Başbakanla yapmış oldukları televizyon söyleşisinde gündeme gelen önemli konulardan birisi belki de en önemlisi seçimlerden sonra DTP’nin pozisyonu ile ilgili sorduğu bir soruya verdiği cevaptır.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Gazetecilerin geçen hafta Başbakanla yapmış oldukları televizyon söyleşisinde gündeme gelen önemli konulardan birisi belki de en önemlisi seçimlerden sonra DTP’nin pozisyonu ile ilgili sorduğu bir soruya verdiği cevaptır.

Daha sonra Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ertuğrul Özkök'ün konuya açıklık getirmek maksadıyla yaptığı açıklamalardır. Söyleşi de mealen meclis aritmetiği açısından DTP ile bir koalisyon kurulup kurulamayacağını sorarlar.

Başbakan geçmişe dönerek 1974 yılında asla bir araya gelmez denilen Milli Selamet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisinin koalisyon kurduklarını, yine bir araya gelmez denilen partilerin Milliyetçi Cephe Hükümetlerini kurduklarını belirterek tam söylemese de neden olmasın demeye getiriyor.

Daha sonra Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni bu koalisyondan kastedilenin Bulgaristan'daki Halk ve Özgürlükler Hareketi'nin Bulgaristan'daki rolünün, DTP tarafından Türkiye'de oynanmasının kast edildiğini açıkladı.

Sapla saman o kadar çok bir birine karıştırıldı ki hangisini düzeltelim. Önce Başbakanın 1974 yılında ki koalisyonla ilgili açıklamalarına bakalım. Koalisyonun büyük ortağı CHP küçük ortağı da Milli Selamet Partisiydi. Yani o zaman bu günkü DTP'nin rolünü Başbakanın açıklamasıyla MSP üstlenmişti. Türkiye de tek bir kişi var mıdır? MSP'nin bölücü bir terör örgütünün uzantısı olduğunu söyleyebilecek. Her halde MSP'ye yapılacak en büyük iftira bu olsa gerek.

Milliyetçi Cephe hükümetlerinin büyük partisi Adalet Partisiydi. Ancak koalisyonu oluşturan partilerden hiç birinin ne terörle ilişkisi vardı ne de bir terör örgütünün siyasi kanadıydı. Anlaşılan o ki şimdiden DTP ile yapılacak bir koalisyonun alt yapısı hazırlanırken halk da psikolojik olarak hazırlanmaya çalışmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisinin bölge adayları incelendiğinde zaten bazı konular açık olarak sergilenmektedir. Gerek 1 Mart teskeresinin Meclisten çıkarılmaya çalışıldığı dönemde gerekse terörle mücadele kanunun çıkarılması çalışmalarında bazı Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekillerinin tutumları hatırlanırsa DTP ile ne kadar benzeşim gösterdikleri ortaya çıkacaktır.

Diğer önemli konuda Bulgaristan'daki durumdur. Bulgaristan'da yaşayan Türk asıllı Bulgar vatandaşları,

Asla teröre başvurmamışlardır.

Asla bir terör örgütünün siyasi kanadı olarak hareket etmemiştir.

Asla Bulgaristan'da uluslar arası anlaşmaların kendilerine sağladığının dışında kendilerine ayrıcalık talep etmemişlerdir.

Asla Bulgaristan'ı bölmek gibi bir politikaları olmamıştır.

Bulgaristan Türkleri uluslar arası kabul görmüş azınlıklardır. Ancak ülkemizde yaşayan Kürt vatandaşlarımız bir azınlık olmadığı, bölücü örgütün veya yan örgütlerinin onları temsil etmesi mümkün değildir. Bu ülke federasyonu tartışalım diyen vizyon sahibi, anam da Kürt'tü diyen Cumhurbaşkanlarını da gördü. Medyanın bir kısmı ne pompalarsa pompalasın bu ülkede bir federasyon asla olmayacaktır. Bunu pompalayanlar sapla samanı karıştırarak halkı ikna edebileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar. Gidiş kardeş kavgasıdır. Bu durumdan herkes zarar görür ancak en çok zararı bölgedeki vatandaşlarımız görür. Zaten 23 yıldır terörle mücadeleden çeken bu vatandaşlarımızı sonu bilinmeyen yollara itmeyelim, terör örgütünün siyasi kanadını meşrulaştırmaya çalışmayalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *