11 Mart 2025

Sayın Başbakanı Hoşgörelim mi?

Sayın Başbakan 30 Ekim'de AKP Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada yine meydanı boş bularak esmiş gürlemiş, muvazzaf ve emekli paşaları memleketin birlik beraberliğine kurşun sıkmakla suçlamıştır.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Sayın Başbakan 30 Ekim'de AKP Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada yine meydanı boş bularak esmiş gürlemiş, muvazzaf ve emekli paşaları memleketin birlik beraberliğine kurşun sıkmakla suçlamıştır.

Yine sinirlerine hakim olamadığı anlarından biri olarak değerlendirelim ve hoş görelim diyeceğim. Zira o Başbakandır. Herkese her istediğini söyleme hakkı vardır. Ancakaskerlerin ve emekli generallerinkonuşma hakkı yoktur. Bu ülkede terörist başının talimatları çarşaf çarşaf yayınlanabilir, terör örgütü ile yapılan söyleşiler yayınlanabilir, terör örgütü yandaşları konuşabilir, işbirlikçiler konuşabilir; muvazzaflar zaten konuşamaz, onları niye kattı bilmiyorum, ama emekli paşalar konuşamaz. Sonra da çıkıp daha fazla özgürlük daha fazla demokrasi diyeceksiniz inanırsan.

Hızını alamamış ve seçime katılsınlar görelim buyurmuşlar, emriniz olur sayın Başbakan, ancak bir konu var: bizler doğum gününüzde sizlere sadakatlerini sunan adamlarınızdan değiliz. Yine de söz, öyle bir karar verirsem izninizi isteyeceğim. Yalnız merak ettiğim için bağışlayın, bu ülkede seçilmişlerin dışında kimsenin konuşma hakkı yok mu? Demokrasiden sadece seçimi mi anlayacağız?

Bizler Harb Okulu'ndabayrak ve silahüzerine el koyarak, bu ülkenin ve milletin birlik ve bütünlüğünü savunmak için yemin ettik. Bu yeminimize ölünceye kadar sadık kalacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

Sayın Başbakan bizleri susturmak için seçmiş olduğu kelimeleri o kendisine yakıştırabilir. Ancak ben yakıştıramıyorum, çünkü o ülkemizin başbakanıdır. Öyle olmasa bizlere söylediği sözleri kendisine iade ederdim, ama başbakanımız olduğu için etmiyorum.

Sayın Başbakan bizleri susturmaya çalışacağına, dün kardeşim diye mektuplar yazdığın, her gün ülkemize saldırarak milletin ruhlarında derin acılara sebep olan Barzani'yi, Talabani'yi sustur. PKK kardeşlerimizdir, diyenleri sustur; Diyarbakır bir kaledir, diyenleri sustur; operasyon olursa şuralar karışır, diyen milletvekilini sustur. Her gün çarşaf çarşaf PKK terör örgütü ile yaptığı söyleşileri yayınlayan yabancı medyayı sustur.

Sayın Başbakan, bizlerin karşısında sizi bulacağımızı söylemişsiniz. Bizler politikalarını beğenmesek bile, ülkemizin başbakanını karşımızda görmekten mutlu oluruz. "Şehidini de al git" demediği sürece de sadece Başbakan olduğu için saygıda kusur etmeyiz. Merak ettiğim bir konu var: acaba ülkenin Başbakanı vatandaşını tehdit eder mi? Kanun dışı bir şey söylüyorsak, bu ülkenin savcıları var, mahkemeleri var; suçumuz varsa, boynumuz kıldan incedir, ama siz yargıç mısınız sayın Başbakan? Eğer bunu tehdit olarak söylüyorsan, Atatürk'ün Bursa Nutkunu okumanızı tavsiye ederim. Biz yola çıkarken o nutku kendimize rehber edindik.

Kendi kendime çok düşündüm, acaba Sayın Başbakan paşaların konuşmalarına neden çok sinirleniyor? Askerliğini kantinde yaptığından paşalarla olumsuz bir hatırası olmamıştır. Öyleyse bu öfke niye? Ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü, Atatürk'ün kurduğu laik demokratik cumhuriyetin değerlerini savunduğumuzdan mı? Ama değiştikten sonra bu düşünceleri kendisi de savunmuyor mu? Yoksa malum medyanın bütün karalamalarına karşı halk bizlerin söylediği doğrulara inandığı için mi?

Ben her şeye rağmen, ne de olsa o da insandır, bizlere o sözleri stres altında söylemiştir, ruh hali bozulmuştur, diye düşünerek Sayın Başbakana hakkımı helal ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *