11 Mart 2025

Türkiye’nin Gündemi

Türkiye’de Hükümet malum basının da yardımıyla nerede sıkışırsa gündemi bir başka tarafa döndürüyor.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türkiye’de Hükümet malum basının da yardımıyla nerede sıkışırsa gündemi bir başka tarafa döndürüyor. Ancak döne döne milletin başı dönse de sorunlar çözülmediği için bugün unutturulan konular yarın tekrar sorun olarak önünüze konuyor.

Gerek Başbakan'ın gerekse Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyaretlerinden sonra gündemi en çok işgal eden konu ABD'nin politika değişikliğinin karşılığı Türkiye'den ne istediğiydi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarına bakarsanız hiçbir şey istemedi. Bu açıklamalar şöyle doğru olabilir: ABD, PKK konusunda ve kuzey Irak'taki kukla devlet konusunda yeni bir şey istememiştir. Yeni kelimesine dikkatinizi çekerim. Çünkü ilk günden beri PKK için siyasi çözüm Kukla Devlet içinse en azından itiraz etmeden tanıma ve onu destekleme istediğini sağır sultanlar bile duydu. Burada İran'la ilgili talepleri de unutmayalım.

İkinci önemli konu televizyon ve gazetelerdeki Barzani muhiplerine duyurulur. Daha dün Barzani İtalyan Dışişleri Bakanı yardımcısının ziyaretinden sonra açıkladı, "Türkiye'nin terörist diye açıkladığı PKK'yı biz de terörist kabul etmek zorunda değiliz" diye. Daha Diyarbakır saldırısında ölen çocukların kan izleri Diyarbakır sokaklarından silinmeden ve Cumhurbaşkanın "PKK'yı Kuzey Irak'tan def etsinler, ekonomik siyasi her türlü yardım ve yatırımlarımız en az 10 kat artacak" açıklaması medya sayfalarından silinmeden. O da konunun çözümünün siyasi olduğunu açıklıyor. Hayatını Barzani'nin Türkiye'nin kardeşi olduğunu anlatmaktan kazananlara duyurulur fazla açık düşüyorsunuz.

Diğer bir konu Türban. Bu konu adeta AKP'nin ekmek kapısı varlığı mevcudiyeti ve toplumdan bu kadar oy toplamasının altında yatan en önemli nedenlerden birisi bu. Çözer mi elindeki ekmeği kaybetmek istemez. Bizdeki politikacıların bazılarının siyasi tutkusudur. Ayakları yerden kesildiğinde uçakta veya yurt dışında gündemi değiştirecek açıklamalar yapmak. Çünkü uçakta Başbakana muzır soru soracak gazeteci yoktur. Türkiye'yi germeden çözeceğiz diyor. Nasıl olacak bu Anayasada değişiklik yaparak? Kanunlar değişince sanki sosyal olaylar değişecek; o zaman sormazlar mı şu anda mahkeme kararlarına göre yasak siz neye geriliyorsunuz? Önceki mecliste bu çoğunluğa sahiptiniz neden değiştirmediniz?

Sayın Başbakan buyurmuşlar ki hangi Avrupa ülkesinde böyle yasak var? Siyasi simge olsa bile kimin yasaklamaya hakkı var. Aslında yasaklayan ülkeler var ama bence esas sorun bu değil. O ülkelerin hangisinde dini bir konu siyasetin göbeğine oturtulmuş durumda? O ülkelerin hangisinde dini cemaatler veya tarikatlara üyelik belli makamlara gelmek için kıstas oluyor. O ülkelerin hangisinde belli inanca sahip kişiler devlet yönetimini kendi inançları doğrultusunda şekillendirmek için faaliyet gösteriyor? Hiçbirinde. Demek ki Türban çözülmek istenen bir konu değil; üstünden siyaset yapılacak ve gündem değiştirecek zamları ve enerji darboğazını unutturacak bir konu. Çözmek istiyorsan bu konu Anayasa değişikliği ile çözülecek bir konu ise getir Anayasa değişikliğini bu konuda MHP, muhtemelen DTP Mecliste sizi destekleyecektir.

Başbakan İspanya'da soru soran gazetecilere, "bizi anlamıyorsunuz, biz İslami değil muhafazakar bir partiyiz" diye kızmış. Türkiye'de olsa derhal azarlar "Bu çok çirkin bir soru kameramanını da al derhal git buradan" diye talimat verirdi. Sayın Başbakan şunu düşünsün: neden bu sorular kendilerine soruluyor. Çünkü söylemleri muhafazakar eylemleri değil de ondan.

Buradan muhalefete de iki çağrım var: Artık biraz da gündemi siz belirleyin. Proje ve sorunlara çözümler üretin. İkincisi eğer Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınmasına karşıysanız siz de açıklama yapın. İktidara geldiğimiz gün ilk vereceğimiz karar Merkez Bankası'nın Ankara'ya taşınması olacaktır. Bu konuda kanunsa kanun Anayasa ise anayasa ne gerekiyorsa çıkarıp Merkez Bankasını Ankara'ya taşıyacağız diye millete taahhütte bulunun.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *