11 Mart 2025
21YYTE.ORG Terörizm Ve Terörizmle Mücadele AB'nin ROJ TV ve PKK'ya Yönelik "Yeni" Yaklaşımı

AB'nin ROJ TV ve PKK'ya Yönelik "Yeni" Yaklaşımı

Danimarka terör örgütü PKK'nın yayın organı ROJ TV'nin kapatılması yönünde ilk adımı attı. Ama arkası gelecek mi? Kenan Ertürk değerlendiriyor.

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Danimarka terör örgütü PKK'nın yayın organı ROJ TV'nin kapatılması yönünde ilk adımı attı. Ama arkası gelecek mi? Kenan Ertürk değerlendiriyor.

Roj TV'nin Danimarka'da kapatılması için 31 Ağustos 2010'da soruşturma başlatılmıştır. Söz konusu televizyon kanalı; PKK Terör örgütünün karargahı durumundaki Başkanlık Konseyi'nin altında, Siyasi Genel Sorumlusuna bağlı bir birim olarak faaliyet gösteren "Basın Grubu"nun (Kandil) Avrupa'daki uzanımıdır.

Konuyla ilgili doğru hükümlere varabilmek için önce PKK terör örgütünün 4-10 Nisan 2002'de gerçekleştirdiği 8. Kongresi'nde alınan kararlara ve bu kararları uygulamaya yönelik Avrupa'daki teşkilatlanmasına göz atmak gerekir.

Söz konusu kongrede alınan kararlardan bazılarında; terör örgütü;

· Başta ABD, Rusya Federasyonu ve AB olmak üzere egemen güçlerin; Kürt halkının özgürlüklerini kabul eden ve destek veren politikalar içine çekilebileceği, bunu gerçekleştirmek için de;

· Genel bir konferans düzenleneceği,

· Terörist başının AİHM'deki davasıyla ilgili diplomatik faaliyetlerin geliştirileceği, terörist başının yaşamına karşı takınılacak tavrın savaş veya barış nedeni olarak sayılacağı,

· Yeni dönemde, sözde Kürt sorununun çözümünde;

· Kürtçe eğitim, yayın ve edebiyatının geliştirilmesi için gerekli çalışmaların hayata geçirileceği,

· Ülkelerin mevcut sınırları içerisinde demokratik-özgür birlik esas alınarak bir çözümün hedef alınacağı,

· Türkiye'nin; idam cezasını kaldırarak, terörist başını da içine alacak genel bir af çıkarmasının, OHAL uygulamasını kaldırmasının, köy koruculuğunu tasfiye etmesinin, köye dönüşü sağlamasının, sözde Kürt kimliğini ve anadilde eğitim hakkının tanımasının atması gereken acil adımlar olarak görüldüğü, mücadelede de bu amacın esas alındığı belirtilmiştir.

Terör örgütü ;

· Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde, Kürt ayrılıkçı hareketinin "demokratik talep" adı altında diplomasisini yürütmek ve siyasi destek sağlamak,

· Avrupa'da yaşayan Kürtler arasından elaman temin etmek,

· Mali destek sağlamak maksadıyla Avrupa'da örgütlenmeye gitmiştir.

Bu amacını Avrupa'da gerçekleştirmek maksadıyla; Kürt Demokratik Halk Birlikleri (YDK) Koordinasyon Kurulu'na bağlı, YDK Avrupa Yürütmesi altında; Demokratik Aydınlanma birimini, bu birime bağlı; Görsel Yönetim (TV) teşkilatlanmasını oluşturmuştur.

ROJ TV; PKK terör örgütün Avrupa'daki teşkilatlanmasında bu birim içerisinde yer almaktadır.

Örgütün Avrupa'daki faaliyetlerinin; Kürt Demokratik Halk Birlikleri (YDK) bünyesinde yer alan 400 kadar örgüt uzantısı oluşum tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştür.

Alınan bu kararları yürütebilmek ve teşkilatlanmayı yapabilmek maksadıyla; PKK terör örgütü Avrupa'da; para toplama kampanyalarından (14,6 milyon $), aidatlardan (5,2 milyon $), derneklerden (2,6 milyon $), ve yayınlardan (0,8 milyon $) elde edilenler ile toplam (23,2 milyon$) gelire ulaşmıştır. Terör örgütünün; uyuşturucu, tehdit/gasp, iltica edenlerden alınan haraç, ticari faaliyetler ve yabancıların mali yardım kalemlerinden elde edilen gelirler konusunda yapılmış sağlıklı bir tespit yoktur. Bunlar da dahil edildiğinde örgütün gelirinin yılda 150 milyon $'ı bulduğu değerlendirilmektedir.

PKK terör örgütü yasa dışı yollardan elde ettiği bu gelirleri "yasal" hale getirmek için Avrupa'da bine yakın paravan şirket kurmuş, bunlardan; Almanya'da 147, Fransa'da 49, İsviçre'de 14, Hollanda'da 13, İngiltere'de 12, Avusturya'da 10, İsveç'te 8, Yunanistan'da 2, Danimarka, Belçika ve Romanya'da ise birer olmak üzere toplam 258 tanesi tespit edilebilmiştir [1]. Yapılan araştırmalarda tespit edilen şirketlerin tamamına yakının kimlik ve adres bilgilerinin sahte olduğu anlaşılmıştır.

PKK'nın Avrupa'yı, finansal ve lojistik anlamda üs olarak kullandığını Avrupa'nın kendisi de kabul etmektedir. Avrupa Polis Ofisi Europol'ün 2010 Terörizm Raporu da, "terör örgütünün finansman ve destek anlamında Avrupa'ya dayandığını" söylemektedir. Yayın lisansı Danimarka Medya Sekreterliği tarafından alınan terör örgütü PKK`nın yayın organı Roj TV`nin, örgütün kara parasını akladığı, terör örgütünün 5 yılda Roj TV`ye 25 milyon avro aktardığı tespit edilmiştir [2]. Ayrıca NATO`nun güncel tehdit değerlendirme raporunda, PKK`nın Avrupa ülkelerinde uyuşturucu pazarından yaklaşık 500 milyon ABD Doları maddi kaynak sağladığı bilgileri yer almıştır.

Propagandanın yanı sıra PKK terör örgütünün yasa dışı yollardan elde ettiği "kara parayı" aklamak için de kullandığı ROJ TV, Danimarka'dan uydu aracılığıyla Kürtçe (Kurmanci, Zazaki ve Sorani lehçeleri), Arapça, Süryanice ve Türkçe yayın yapan bir televizyon kanalıdır.

Roj TV'nin geçmişinde ilk olarak MED-TV olarak 1995 yılında kurulduğu bilinmektedir. Londra merkezli yayın yapan kanal terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından İngiliz otoritelerce terörü ve şiddeti teşvik ettiği gerekçesiyle kapatılmıştır. Daha sonra yerine kurulan MEDYA TV de Fransa otoritelerince kapatılmıştır. ROJ TV 2004 Yılında Danimarka makamlarından aldığı izinle Kopenhag'da faaliyetlerine başlamıştır.

Roj-TV; Alman Anayasa Koruma-Başkanlığı tarafından da takip edilmiş ve PKK´ya yakınlığı 2006 Anayasa Koruma Kurumu raporunda belgelenmiştir. Danimarka bütün Avrupa ülkelerince de savunulan basın özgürlüğünü gerekçe göstererek kanalı kapatmamıştır. Ancak, Nisan 2006 Diyarbakır olaylarında Roj TV'nin Güneydoğu Anadolu'daki insanları şiddete ve ayaklanmaya çağırdığı iddialarından sonra Ankara Danimarka'ya Roj TV'nin kapatılması isteğini çeşitli defalar iletmiştir. Son olarak Siirt'in Pervari İlçesi yakınlarındaki Herekol Dağı'nda 7 PKK'lının öldürüldüğü çatışmada yakalanan ve Roj TV muhabiri olduğu ortaya çıkan PKK'lı kadın terörist Z.Y.'nin, Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ek savunması, PKK ile Roj TV arasındaki organik bağın somut bir kanıtı olduğu gerekçesiyle, Danimarka makamlarına gönderilmiştir. [3]

Avrupa Birliği ve üye ülkeleri, 2 Mayıs 2002 tarihli kararla PKK'yı terör örgütleri listesine almalarına rağmen uygulamada örgütün faaliyetlerini ve yasa dışı bağlantılarını engelleyecek girişimleri yapmamışlardır. Son dönemlerde İtalya, Almanya, Hollanda ve Belçika'nın PKK ve ilişkili olduğu şirket/vakıf/derneklere yönelik operasyonları bu bağlamda düşünüldüğünde büyük önem taşımaktadır.

Mart ayının ilk haftasında Fransa'da 9, İtalya'da 11 PKK'lı teröristin gözaltına alınmasıyla başlayan operasyonların kısa bir süre sonrasında; Belçika'da 4 Mart 2010 tarihli operasyonlar çerçevesinde 22 örgüt üyesinin gözaltına alınması, örgütün üstdüzey Avrupa yöneticilerinden kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Remzi Kartal ve Zübeyr Aydar dahil 8'inin mahkemede tutuklanması, örgüte ait 200 bin Euro'ya el konulması veörgüte yakınlığıyla bilinen yayın organlarından Roj Tv ve Mezopotamya Radyo'nun da aralarında bulunduğu 25 noktaya düzenlenen baskınlar bugüne kadar Avrupa'da PKK'ya yönelik yapılan operasyonlar içerisinde örgütün finansal, diplomatik ve propaganda faaliyetlerini aynı anda tahrip eden en ciddi hamlelerdir [4]. Bu operasyonun genişletilerek yasa dışı gelir kaynaklarının çökertilmesi Türkiye tarafından önemle takip edilen bir konudur.

Sonuç

Avrupa ve Türk medyasında yaygın görüşe göre, AB "demokratik açılım" projesinin gündeme gelmesiyle birlikte PKK'ya karşı tutumunu olumsuz yönde değiştirmeye başlamıştır. Bu görüşe göre, Türkiye'de "demokratik açılım" kapsamında yapılan hamleler, AB tarafından yakından takip edilecek ve Avrupa'da PKK terör örgütüne yönelik operasyonlar buna göre şekillenecektir. Ancak, "demokratik açılım" kapsamında ortaya atılan bazı projelerin PKK terör örgütünün 8. Kongrede belirlediği ve daha sonrada geliştirdiği taleplerle örtüştüğü de dikkate alındığında, AB'nin son dönemde özelde ROJ TV, genelde ise PKK terör örgütüne yönelik "operasyonlarına" kuşkuyla bakılmalıdır. Her şeye rağmen, terör örgütüne ve ilişkili olduğu her organa karşı yürütülen operasyonlar örgütün ve uzanımlarının gerçek yüzünün Avrupa kamuoyu tarafından anlaşılmasını sağlamaktadır. Bu sürecin Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında koordinasyona dayalı olarak yürütülmesi örgütün zayıflatılması açısından büyük önem taşımaktadır.



[1] PKK'nın Avrupadaki finans kaynakları, Sabah Gazetesi, 04 Haziran 2009.

[2] http://www.sde.org.tr/tr/haberler/1189/pkknin-lojistik-ussu-avrupa.aspx, 24.07.2010'da alınmıştır.

[3] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9570751.asp?gid=229&sz=54878, 04 Eylül 2010'da alınmıştır.

[4] Türkiye Gazetesi, 5 Mart 2010, "PKK'ya Avrupa Darbesi"

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *