11 Mart 2025

PKK Nasıl Çekilecek?

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

 

“Çözüm Süreci”  kapsamında, sürecin nasıl işleyeceğine, sürecin yol haritasına, örgüt ile yapılan pazarlığın esaslarına ilişkin hususları PKK Terör Örgütünün siyasi temsilcisi BDP veya örgütün silahlı kanadı Kandil’den öğreniyoruz. Daha evvelden açıklandığı üzere, çözüm süreci üç aşamalı olarak gerçekleşecektir. Birinci aşamada, teröristlerin sınır dışına çekilecek ve çatışmasızlık ortamı oluşturulacak, ikinci aşamada demokratikleşme ve üçüncü aşamada normalleşme süreci başlatılacaktır.

25 Nisan günü Kandil’de yaptığı basın açıklamasıyla PKK Terör Örgütünün silahlı unsurlarının Türkiye dışına çekileceğini açıklayan PKK’nın Kandil yöneticisi Murat Karayılan, çekilmeye ilişkin bazı esasların yanında, çekilmenin şartlarını da gayet açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Karayılan, tarihi boyunca hiçbir güce boyun eğmemiş Türk milleti ile oturup anlaşma imzalamış ve zafer kazanmış bir komutan edasıyla, çekilme şartlarını şu şekilde sıralamıştır.

1- Güçlerimiz hiçbir çatışmaya mahal vermeyecek şekilde kendi inisiyatifiyle öteden beri kullandığı güzergâhlardan çekilmeyi gerçekleştirecektir.

2 -Geri çekilmenin kademeli gruplar halinde gerillanın disiplini ve gizliliği temelinde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması hedeflenecektir.

3- Geri çekilmede üslenecek olan yer "Irak Kürdistanı'dır."

4- Geri çekilme esnasında, devletten de aynı duyarlılığı bekliyoruz. Geri çekilen güçlerimize herhangi bir saldırı bombardıman olması halinde geri çekilme hemen durdurulacak ve meşru savunma durumunda misilleme yapacaklardır.

5- Çekilirken Türk devlet güçlerinin de "Kürdistan'da" bir askeri aksiyonda bulunmaması ve fırsatçı yaklaşımlara yer vermemesi gerekmektedir.

6- Bağımsız heyetlerce sürecin izlenmesi, iki taraftan da engel olabilecek hatalı yanları tespit etmesi sürecin sağlıklı gelişmesine imkân sunacaktır (Milliyet, 25.04.2013).

Çekilmenin sekiz Mayısta başlayacağını da açıklayan Karayılan, çekilmenin ön şartlarından birinin Öcalan’ın özgürlüğü olacağını da ifade etmiştir. Karayılan’ın Kandildeki basın açıklamasının içeriğinde aslında, 8 Mayıs tarihinden başka yeni bir şey yoktur. Diğer hususlar daha evvelden kendisi veya diğer PKK liderleri tarafından öteden beri söylenegelmektedir. Bu, PKK’nın kendi esaslarından herhangi bir taviz vermediğini göstermektedir. Bu nokta, Başbakan Erdoğan’ın “silahsız çıksınlar” söylemine karşılık “silahlı çıkacağız” denmesinden de anlaşılmaktadır. PKK Kandil’e çekilerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasal olarak atacağı adımları takip edecektir. PKK’yı tatmin etmeyen düzenlemeler terörü yeniden başlatabilir.

Başta Abdullah Öcalan olmak üzere, PKK liderleri, çok iyi satranç oyuncusu olduklarını göstermiş ve ellerindeki tüm argümanları kullanarak gelişen her ortamda kazanmasını bilmişlerdir. Kandil açıklaması da onların hanesine yazılmış bir artıdır. Bu vesile ile Türkiye, Ortadoğu ve Avrupa’dan ellinin üzerinde medya kuruluşunu Kandilde toplayarak yaklaşık 40 yıllık terör örgütünü meşru ve görüşülebilir bir taraf haline getirmiştir. Yaptığı hamle ile zaten fırsat kollayan Batı’nın terör örgütleri listesinden çıkarılma girişimlerinde başarıya ulaşmıştır. AKPM’nin aldığı kararı diğer Batılı ülke parlamentolarından çıkaracakları kararların takip etmesi uzak bir ihtimal değildir. PKK’nın sözde çekilme kararı, MGK tarafından da olumlu bir tutum olarak algılanmıştır. Bu yaklaşım, Batılı devletlere, “barışçıl ve hükümeti ile müzakere eden bir örgütün terörist olması mümkün değildir” anlayışını dikte ettirmektedir.

PKK, silahları ile birlikte sınır dışına çekilmek suretiyle, Kandil’de bir güç merkezi oluşturacaktır. PKK’nın elindeki bu güç bölgedeki Türkiye, İran, Irak ve Suriye için her an tehdit olmaya devam edecektir. Karayılan’ın açıklamaları da bunu teyit etmektedir. Bu güç belli bir eğitim sürecinden geçtikten sonra, öncelikli olarak Suriye’nin kuzeyinde ve bilahare ABD’nin müdahalesiyle birlikte İran’ın güney Batı bölgesinde kullanılacaktır. Tehlikeyi fark eden İran gizli servisi, PKK liderleri ile “çekilmeyin” pazarlığına başlamışlar bile… İran’la birlikte, Büyük Kürdistan’ın üç ayağı hazırlanmış olacaktır. Dördüncü ayak olan Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesi ise, Türkiye’yi büyütme projesi ile elde edilecektir. Kürt bölgelerini bünyesine katarak konfederasyon haline gelecek olan Türkiye, korumasına verilen bu özerk Kürt devletlerini “kendini idare edebilir” seviyeye gelinceye kadar besleyecek, güçlendirecek ve birleşmelerini sağlayacaktır. Daha sonraki aşama ise, bölünerek küçülme aşaması olacaktır. Bu aşama eğer karşılıklı müzakerelerle barışçıl bir biçimde olmazsa, yeni bir hevesle şekillendirilmiş güçlü Kürt milliyetçiliğinin yaratacağı, bugünkünden daha şiddetli bir terör ile karşı karşıya gelinecektir.

O halde Türkiye’nin büyümesi, devletin bekasına, bütünlüğüne, birliğine ve dirliğine hayır getirmeyecektir.

Mademki sonradan bölüneceğiz, şimdi birleşmek niye?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *