11 Mart 2025

PKK Okulları Hedef Seçti

13 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

PKK, Çocukların Geleceğini Karartmak İçin Okulları Hedef Seçti

Terör Örgütü PKK, son günlerde okullara yönelik saldırılarını artırdı. PKK lideri Murat Karayılan tarafından, örgütün şehir yapılanmasına, halk ayaklanmalarını tahrik edecek eylemlerde bulunulması talimatı verildiği bildirilmektedir. PKK'nın şehir yapılanması içerisinde "Öz Savunma Birlikleri" adı verilen terör grupları da bu kapsamda, başta okullar olmak üzere, halk arasında kargaşa yaratacak, halkı isyana sevk edecek sansasyonel olaylara girişmektedir.

PKK'nın okullara, toplumun bilinçlenmesini sağlayacak devlet yatırımlarına saldırılar düzenlemesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yeni bir taktik değildir. Bu taktik, Osmanlı döneminden bu yana uygulana gelmiştir. Bölgenin feodal yapısı, halkın kendisine bağlılığını sağlayacak her türlü tedbiri almaktan çekinmemiştir. Bugün PKK da aynı taktiği kullanarak, işsizlik ve cehaletin önüne geçecek yatırımlara saldırarak, kendisine bağlamak istediği halkın aydınlanmasını, bilinçlenmesini istememektedir. PKK bu eylemini özellikle Hakkâri, Şırnak bölgelerinde uygulamaya özen göstermiştir. Amacı bu bölgede sağlayacağı etkinlik ile kurtarılmış bölge oluşturmaya çalışmaktır.

Okullar açılmadan evvel PKK tarafından duyurulan "okula boykot" çağrısı sonrası Hakkâri ve ilçelerinde birçok okula eş zamanlı saldırı düzenlendi. PKK'nın çağrısı üzerine Yüksekova ilçesinde okulların açıldığı ilk haftada basın açıklaması yapan BDP ve bir takım Sivil Toplum Kuruluşları, öğrenci velilerine "öğrencileri okula göndermeyin" çağrısında bulundu. Okulların açılışından bu yana sadece Yüksekova'da 11 okul ateşe verildi. Gazi ve Cumhuriyet ilköğretim okulları 3'er kez yakıldı.

Bir hafta sonra eğitime açılması planlanan Beytüşşebap'taki Şehit Yalçın Aydın Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nun (YİBO) yeni binasına, 9 Eylül 2012'de terör örgütü tarafından bombalı saldırı düzenlendi. Olay sonrası ilçeye 200 metre uzaklıkta bulunan okul inşaatının birinci katı kullanılmaz hale geldi.

Hakkâri'nin Şemdinli İlçesi'nin Altınsu Köyü'ndeki Atatürk İlköğretim Okulu, 21 Eylül gecesi bir grup PKK'lı tarafından ateşe verildi. 850 öğrencisi bulunan 3 katlı Okulda büyük maddi hasar meydana geldi. İlçe Kaymakamı yaptığı açıklamada, okulun 20 günde eğitime açılacağını bildirdi. Aynı okul, 10 gün sonra 30 Eylülde teröristlerce geceleyin ikinci kez ateşe verildi, okulda maddi hasar meydana geldi.

PKK terör örgütü Ekim ayında da okullara yönelik eylemlerini sürdürdü ve ay başından bu yana bölgedeki birçok okulu ateşe verdi. 1 Ekim günü gece saatlerinde Hakkâri merkezde 3 okulu ateşe verdi, bir okul kullanılamaz hale geldi. Hakkâri ilçeleri Yüksekova ve Şemdinli'deki bazı okulları da yakan PKK yandaşları, elebaşı Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışının yıldönümü olan 9 Ekim'i protesto etmek için, Mardin'in Kızıltepe, Diyarbakır'ın Yenişehir ve Şırnak'ın İdil ilçelerindeki birçok okula molotof kokteyli atarak yaktı.

09 Ekim 2012'de Diyarbakır'da maskeli 10 kişilik bir terörist grubun, okula ses bombası ve molotofkokteyli atması sonucu, 2 öğretmen ve 1 öğrenci yaralandı. Sabah saat 08.30 sıralarında Şehitlik Lisesine girerek Molotof bombaları ile yangın çıkardılar. Panik içerisinde koşuşturan öğrenciler evlerine gönderildi, Diyarbakır il Emniyet Müdürü Recep Güven, saldırıyı kınayarak, "Öğretmenini yakacak kadar bir çocuğu kinlendirenlerden nefret ediyorum" dedi. Aynı gün Şırnak'ın İdil ilçesinde de yüzleri kapalı gruplar tarafından 8 ayrı okula eş zamanlı olarak taşlı, molotoflu, havai fişekli saldırı düzenlendi. Saldırılardan dolayı iki öğrenci yaralandı, korkudan titreyen öğrenciler evlerine dönerken, ilçede eğitime bir günlük ara verildi.

Bu örnekler göstermektedir ki, Büyükşehirlerde eylem yapamayan PKK, kendisi açısından daha yumuşak, güvenlik önlemi daha zayıf, daha az riskli hedeflere yönelmektedir. Kürt halkı, şiddet istemediği gibi PKK'ya da destek vermedi. Halk, "Bizi kurtarmaya gelmişler onlara katılalım" demedi.

"Kürt Baharı" için halktan umduğu desteği bulamayan, Şemdinli'de bayrak dikme amacına ulaşamayan, Hakkâri'de bağımsız bir bölge oluşturamayan Terör örgütü ve yandaşları şimdi de beynini yıkayabileceği gençlere yönelmiştir. Bu kapsamda okullara baskınlar düzenleyerek amacına ulaşmak istemektedir. PKK, istediği gibi yönlendiremeyeceği korkusuyla eğitimli gençler istemediği için, devletin yumuşamasından da istifade ederek, okullara yönelik saldırılar yürütmektedir. Örgüt, çocukların okula gitmelerini istememektedir. Giderlerse, hem okulu hem öğrencileri hem de öğretmenleri yakacağını bildirmektedir.

Bu tür propaganda ve eylemler örgüt için riskli ve tehlikeli olabilir. Çünkü toplumlar her zaman beklenilen reaksiyonu göstermeyebilirler. Bu da örgütün sonu demektir. Örneğin, Asala da yaptığı eylemlerle, sivil halka zarar verdiği noktada bitmiştir. Doğu ve Güneydoğu'da okula gidemeyen çocuklar, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde okumak suretiyle dağa çıkmak istemeyecektir. Ayrıca PKK'nın sivillere yönelik akıl dışı eylemleri yurt içinde ve yurt dışında büyük tepkilere ve halkın patlamasına sebep olacaktır. Halkın patlaması, isyanı aslında, PKK'nın tam istediği nokta gibi görülmesine rağmen, halkı PKK'dan uzaklaştıracaktır. İsyan devlete değil, PKK'ya karşı olacaktır.

PKK'nın Okul Yakma, Öğretmen ve Öğrencilere Yönelik Saldırılarına, Sivil Toplum Kuruluşlarından (STK) Tepkiler Gelmeye Başladı

Ve nitekim Terör Örgütü PKK'nın eğitimli gençlerden korktuğunu belirterek, son dönemlerde okullara yönelik artan saldırılarına karşı Güneydoğu'dan tepki sesleri yükselmeye başladı.

Sivil Toplum Örgütleri ve kanaat önderleri, molotofkokteyli ve ses bombasıyla okulları ateşe vermenin hiçbir haklı gerekçesinin olamayacağı görüşünde birleşti. Diyarbakır, Şırnak ve Hakkâri'de geçekleşen saldırılarda çocukların hedef alındığını vurgulayan STK'lar, "Okul yakarak hangi hakkı elde edeceksiniz?" diye sordu.

Zaman gazetesinin aktardığına göre Kürt yazar Ümit Fırat, örgütün askeri kanat sorumlusu Duran Kalkan'ın Ağustos ayında, "Çocuklarınızı seçmeli derslere yazdırmayın, okula göndermeyin, askere göndermeyin, devlet memuru olmasınlar." şeklinde yaptığı çağrıyı hatırlatarak, "Bugün yaşananlar o baskının devamıdır." dedi. Bu baskıyı kurarken 'çocuklar gelsin bize katılsın' demek istendi. Çocukların okullara gitmeleri bile PKK'ya aykırı olarak görülmektedir. Böyle yaparak Kürtlerin devlet sistemiyle bağını koparmaya çalışılmakta, kendisine bağlı kılmak istenmektedir.

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Hamzaoğulları, saldırıların akla ve mantığa sığmadığını ifade etti. Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü, PKK'nın tercih ettiği yöntemi "En yanlış yol." diye nitelendirdi. Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Alaattin Korkutata, "Bunlar menfur saldırılardır. Halkın, gençlerin, masum çocukların geleceğini karartan hareketlerdir. Bu gibi olaylar halkın nefretini uyandıran olaylardır. PKK, bunları kendi lehlerine, çocukları eğitimsiz bırakıp dağa çıkarmak istiyorsa bilsin ki yanlış yolda." diyerek okul yakmanın, halkın nefretini uyandırmaktan başka bir işe yaramayacağını dile getirdi.

Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Yunus Memiş ise, "Okul saldırıları tamamen barışa vurulan bir darbedir. Kürt halkının köleleşmesi için yapılan saldırılardır. PKK'nın gencecik çocukları kullanmasını, geleceklerini çalmalarını, öğretmenleri kaçırmalarını şiddetle kınıyoruz. Öğretmenleri yıldırmak isteyen PKK'ya Kürtler prim vermeyecektir"şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Memiş, 1990'lı yıllarda da okulların yakıldığını hatırlatarak, "O yıllarda yakılan okullar nedeniyle milyonlarca genç cahil bırakıldı. Şimdi de aynı senaryo oynanıyor. Okullar yakılıp bölgeye gelen öğretmen kaçırılıyor. Böylece bölgedeki gençlerin iyi bir eğitim almasını ve ilerde iyi bir iş sahibi olmasını engelliyorlar. PKK ve yandaşları eğitimli gençleri istediği gibi yönlendiremeyeceği korkusuyla bu faaliyetleri yürütüyor. BDP kendine çekidüzen vermelidir. BDP eğer Kürt halkını düşünüyorsa, PKK'nın savunuculuğunu bırakmalıdır. Bu okullarda okuyan Kürt çocuğudur. Bu çocuklar okuyamazsa cahil kalacak, işsiz kalacak ve dağa çıkacak. BDP bunu mu istiyor?" şeklinde konuştu.

Kürt siyasetçi İbrahim Güçlü; "Savaşlarda dahi sivillerin bulunduğu yerlere, okullara, hastanelere saldırılmaz; ancak PKK buralara saldırarak Kürt halkına en ciddi zararı vermektedir." Demiştir.

Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl; "Bu vahşete söyleyecek söz bulamıyorum. Eğitimsiz insan neye yarıyor? Okulları yakarsan, öğretmenleri katledeceksen nasıl bir dünyada yaşayacaksın? Söyleyecek söz bulamıyorum bu olanlar için. Bunu yapanların çocukları, anneleri babaları hiç mi yok? İnsanları diri diri yakmaya çalışmak düpedüz vicdansızlıktır. Bundan daha kötü bir şey olamaz. Molotof atma ile hiçbir şey elde edilemez. Bu saldırı yanlışın da yanlışıdır." Demiştir.

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞDER) Mardin Şube Başkanı Mehmet Yıldız ise, PKK ve bütün terör örgütlerinin cahil insanlardan beslendiğini vurgulayarak, "Son yıllarda Doğu ve Güneydoğu'dan binlerce öğrenci üniversitelere gitmeye başladı. Terör örgütü de bilinçli gençleri dağa çıkartamayacağını anladığı için okulları yakmaya ve eğitimi sekteye uğratmaya başladı. Çünkü terör örgütlerinin ekmek kapısı cahiliyettir" ifadelerini kullandı.

Öte yandan, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, okullara yapılan saldırıları lanetlediklerini bildirdi. Terör örgütünün, son dönemde eğitim hizmetini baltalamak için faaliyetlerini hızlandırdığını ifade eden Koncuk, şunları kaydetti:

"Tüm bu faaliyetlerin amacı bellidir. Eğitim hizmetini sekteye uğratarak bölge vatandaşının çağdaş eğitim almasını engellemek ve böylece bölücü emellerine devşirmek için insan kaynağı oluşturmak. Öğretmenlerimizin rahat görev yapmasına engel olarak öğretmenleri bölgeden uzaklaştırmak, Öğrencilerimizi sindirip korkutarak tedirgin etmek, velilerin çocuklarını okula göndermelerine engel olmak. Ancak bilinmelidir ki gözünü kan bürümüş olan bu hainler asla başarılı olamayacaktır."

Kikan Aşireti liderlerinden Mehmet Timurağaoğlu; "Bu çağda okullara öğrencilere ve öğretmenlere molotof atarak yakma girişimi ancak cahil insanların işidir. Hiçbir dinde bu şekilde şiddete yer yoktur. Bölgenin çocuklarını cahil bırakmak isteyen örgüt bunu asla başaramayacak. Haklar yakarak, öldürerek, talep edilmez. Aksine insanların daha da nefretini alırlar. Bu sorunlar demokratik hak arayışları ile olur." Diyerek tepkisini ortaya koymuştur.

TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise okullara yapılan saldırılar ile ilgili, "Bu eylemleri kimin ne için yaptığını bilmiyoruz. Kim yaparsa yapsın bu eylemlerin tamamı terör eylemleridir. Aslında örgütün amacı da o: Halkı korkutmak, sindirmektir." Dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TRT televizyon kanalında okullara yönelik saldırılarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Herkes aklını başına alsın, öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi rahatsız edecek, onların hayatına kast edecek bu eylemlerin bütün insanların vicdanında bunu mahkûm edeceklerini kimse unutmamalıdır" diyerek, kendisinin de yıllarca devlet yurtlarında kalarak okuduğunu söyledi. Çelik, "Eğer devletin parasız yatılı imkânları olmasaydı, ben ilkokula bile gidemezdim. Bunu kınıyoruz ve şiddetle lanetliyoruz. Bunun son olmasını temenni ediyoruz" şeklinde konuştu. Okullara saldırıları çok vahim bulduğunu, ifade eden eski Milli Eğitim Bakanı Çelik; "Ben daha önce dedim ki, 'PKK kürdün maraza çıkaranını, yani PKK Kürt'ün kendi gibi olanını sever.' Yani PKK Kürdün cahil olanını, dağa çıkarması daha kolay olanını sever." değerlendirmesinde bulundu.

Okullarda alınan güvenlik tedbirlerinin yetersizliğine ilişkin yapılan eleştirilere cevap veren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de, "Terörün okulu hedef alması çok açık bir şekilde hiçbir beşeri değere sahip olmadığını, ahlaki herhangi bir unsur taşımadığını da bize gösteriyor." dedi. Güvenli okul projesi kapsamında tüm okullarda alınan tedbirler bulunduğunu hatırlatan Dinçer, "Bunların dışında okulları çok fazla güvenlik tedbirleri ile boğmak doğru olmaz kanaatini taşıyorum. İhtiyaç duydukça gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz." diye konuştu.

PKK'nın Okullara Saldırı Olayları Karşısında Halk ve Öğrenci Velilerinin Tepkisi de Sert Oldu

Camları kırılan, derslikleri kullanılamaz hale gelen Hakkâri'deki okullarda tadilatın devam etmesi nedeniyle, çocuklarını okula gönderemeyen veliler okulun önünde toplanarak tepkilerini dile getirdiler. Veliler adına bir açıklama yapan Muhittin Barçın, "Okulların açılmasını istiyoruz. Artık çocuklarımızın düzenli bir şekilde ders işlemelerini bekliyoruz. Bu olaylar bu şekilde devam ederse tüm öğrenci velileri olarak tepkimizi ortaya koyacağız. Biz artık okulların yakılmasını istemiyoruz. Veliler olarak cehaletle mücadele etmeye devam edip, bu gibi olaylara daha büyük katılımlı tepkiler göstermeyi sürdüreceğiz. Anadilde eğitim için gerekli çalışmaların yapılmasını da isteriz. Okullarda anadilde eğitimin verilmesini de uygun ve yerinde buluyoruz" dedi.

Öğrenci velilerinden Cahit Aybar ise, okulun yaklaşık 10 gün içinde 7 defa saldırıya uğradığını belirterek, "Diğer okullarda öğrenciler rahat bir şekilde okullarına giderken, bizim bu okulda yaşanan olaylardan dolayı öğrencilerimizin eğitimlerinde sıkıntılar meydana geliyor. Türkiye'de sadece Yüksekova'da bu olayların yaşanması bizi üzüyor. Okullarımız yakılmasın, yıkılmasın. Ders esnasında okullara taş atılması veliler olarak bizi kaygılandırıyor. Sadece 3 okul üzerinde boykot olmaz. Eğer diğer illerde de bu yaşanacaksa buna bir şey diyemeyiz. Ama sadece bu okullarda bu olayların yaşanması çok üzücüdür. Batı illerinde çocuklar kolejlerde okurken bizim öğrenciler hala derslere giremiyor. BDP isterse bu eylemlerde okullara birkaç görevli bırakabilir. Göstericiler, öğrenciler dersteyken okula molotof ve taşlarla saldırıyor. Bize 'çocuklarınız okulda olsa bile yakacağız' diyorlar. Yüzleri kapalı bu grupların söyledikleri endişe vericidir" dedi

Yüksekova'da 3 gün önce ikinci kez molotofkokteyli atılarak yakılan Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda okuyan öğrencilerin aileleri, eğitimin durması üzerine saldırıyı protesto etti. Okul önünde toplanan veliler, PKK'yı kınayarak bu saldırılara son vermesini istediler

2. sınıf öğrencisi olan Zilan Düzen de okullarını yaktıkları için artık ders göremediğini söyleyerek, "Öğretmenler gelmiyor, öğrenciler gelmiyor. Gelince okul ateşe verildi diye bizi geri gönderiyorlar. Artık okulumuzu yakmasınlar. Derslerimize girmek istiyoruz" dedi.

Yüksekova ilçe merkezinde esnaflık yapan ve 3 öğrenci velisi olduğunu belirten A.Y. bölge insanı olarak çektikleri sıkıntıların asıl kaynağının eğitim yetersizliği olduğunu ve yıllarca çocuklarının rejim tarafından kaliteli eğitimden mahrum bırakıldıklarını belirterek "Yıllardır yakındığımız kaliteli eğitim sorunu tam çözülemezken şimdi de PKK çocuklarımızın okula gitmesine izin vermiyor. Geçen yılda benzer durum yaşandı. Yine okullara bombalı saldırı düzenlendi. Çocuklarımızı okula gönderemiyoruz. Ya yolda önleri kesiliyor yâda okullarda açık açık tehdit ediliyor" dedi.

Sonuç

Şurası açık bir gerçektir ki, PKK halkın bilinçlenmesini, okullarda eğitim almasını istememektedir. Başta bu ana fikir olmak üzere PKK, bölge halkını bu tür eylemlerle isyana teşvik ederek, sınırlarımıza kadar yaklaşmış olan Arap Baharı dalgasının Hakkâri ve Şırnak illerinden başlayarak, Güneydoğu Anadolu'da kurtarılmış bölge yaratmaya çalışmaktadır.

Okullara, halkın yaşam standardının artırılmasını sağlayacak devlet yatırımlarına yönelik, geçmişten bu güne kadar yapılan saldırılar, kanaatimce bu sefer terör örgütü açısından olumlu netice vermeyecektir. PKK bu saldırılarına devam ettiği takdirde bölge halkı, bu saldırılara karşı tepkisini gösterecek ve PKK'yı bu noktada bitirecektir.

PKK'nın okullara yaptığı eylemlere karşı alınacak tedbirler ise şu şekilde sıralanabilir: Her şeyden evvel, okul idaresinin alacağı bazı güvenlik tedbirleri vardır. Bu tedbirler, sivil ve resmi güvenlik personelinin okulun giriş çıkışlarında bulundurulması uygun olacaktır. Her ne kadar, MEB tarafından fazla güvenlik tedbirleri ile okulların boğulmaması gerektiği bildirilmiş olsa da, sivil polislerin okul etrafında görevlendirilmesi gerekir. Okulların çeşitli noktalarına kamera yerleştirilmek suretiyle güvenlik tedbirleri artırılabilir.

Bu alınabilecek maddi tedbirlerin dışında, halkın ve velilerin bu tür okul saldırılarına karşı daha duyarlı davranıp, tepkilerini göstermeleri için teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu maksatla güvenlik güçleri ve atanmış devlet memurlarının ailelerinden yararlanılabilir. Bölgedeki aşiretlerden devlete yakın olanlarından istihbarat ve terörle mücadele konularında daha sıkı işbirliği yapılabilir. Okullarda, bu tür olaylar karşısında nasıl tedbir alınacağı konusunda eğitim verilmesi yerinde olur. Ayrıca, öğrenciler nazarında konunun gayet net bir şekilde açıklanarak, PKK'nın amacının ne olduğu izah edilmelidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *